Vitra
New member
Uşşaki tarikatı pirinin attığı istismar bildirileri ortaya çıktı Sözcü muharriri İsmail Saymaz, bugünkü köşe yazısında Uşşaki tarikiatı pirinin cinsel istismar davasında mahkeme evrakına giren WhatsApp iletilerine yer verdi.
Saymaz’ın aktardığı iletiler şu biçimde:
Şağban, 3 Şubat 2020’de WhatsApp’tan kahve fincanı fotoğrafı gönderip telveyi işaret ederek, “Adam silüetini gördün mü?” diye soruyor.
Y.A. şu cevabı veriyor:
“Evet efendim, sakallı biri var üzere. Üzgün üzgün bakıyor benim üzere. Sizi şimdiden özledim.”
Şağban ise “Burada kaçıp orada özlüyorsun!” diyor.
Y.A. Şaşkın:
“Niye kaçayım ki, siz babamsınız değil mi.”
Şağban, “Şu baba muhabbeti kalksın, ben sizin piriniz olayım” formunda karşılık veriyor.
Akabinde Sakarya’daki dergahtan İstanbul’a dönen Y.A.’ya trafikte nerede olduklarını soruyor.
Y.A.: İstanbul’a girdik, yola devam.
Şağban: Aldık, kabul ettik.
Y.A.: Nasıl almak anlamadım.
Şağban: Evlatlığa.
Y.A.: Siz beni evlatlık mı aldınız?
Şağban: Annen ne diye verdiyse o niyetle.
Y.A.: Anlamadım. Annem Allah bilir ne niyetle verdi.
Şağban: Sen de anlamazdan geliyorsun.
‘GÖRÜNTÜLÜ KONUŞALIM’
Şağban, “Yazdıklarımızı silelim” diye uyarıyor ve kıza imajlı konuşmayı aramayı teklif ediyor. Konu, nikaha geliyor.
Şağban: Düşümde nikah görmüştüm.
Y.A.: Anladım.
Şağban: Değerli değil, sen düzgün ol kâfi.
Y.A.: Allah razı olsun.
Şağban: Ben senin ismini niçin Aişe koydum. Zuhurat olmasa yanına bile yaklaşmam. Yazışmaların hepsini boşalt e mi.
Şağban, aklı sıra ve hiç utanmadan kendisi ile Hazreti Ayşe’nin genç yaşta Hazreti Muhammed’le evlenmesi içinde ilişki
kuruyor. ‘Zuhurat’ tabiri ile evliliğin duşta bildirildiğini savunuyor.
Gerekçeli karar
Bu yazışmalar Şağban’ın çocuğun cinsel istismarından 10 yıl 5 ay mahpus cezası aldığı Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gerekçeli sonucunda yer alıyor. Kararda “Sanığın mağdurla evlenme niyetinin olduğu” vurgulanıyor.
Pirin itiraf kaydı ispat sayıldı
Şağban’ın küçük kızı istismarı, baba F.A. ile yaptığı telefon görüşmesiyle kamuoyuna yansımıştı. İtiraf niteliğindeki görüşmeleri kaydeden baba F.A., Şağban’ın tutuklanmasını sağlamıştı. Pirin avukatları ispatların hukuk dışı elde edildiğini savundu. Ne var ki mahkeme ceza verirken görüşmeleri temel aldı.
Kararda şöyleki deniliyor:
“Bu konuşmalardan görüleceği üzere sanığın mağdura karşı hareketlerini kısmen ikrar ettiği, mağdurun üçüncü kattaki odada istismara maruz kaldığı kabul edilmiştir.”
Kaydın hukuka uygun delil olup olmadığı da kararda tartışıldı.
Yargıtay Ceza Genel Konseyi’nin 2018/18-39 temel 2020/485 numaralı belgesi destek sayıldı.
Şöyle devam edildi:
“Baba F.A.’nın Şağban’ı arayarak gerçek olup olmadığını öğrenmek istediği, bu isteğin olağan bir hareket olduğu, kabahat kanıtlarını kaybetmemek ismine telefon görüşmesinin kayda almasının özel hayatının kapalılığını ihlal etmediği, çünkü bu üzere hatalarda mağdur beyanı haricinde ayrıca kanıt elde edilmesinin mümkün olmadığı, kişinin kendisine karşı işlenmekte olan cürümle ilgili olarak, tekrar delil elde etme imkanının bulunmadığı ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı durumlarda yaptığı konuşmaları kayda alması hâlinin hukuka uygun olduğu, aksi takdirde ispatların kaybolması ve elde edilememesi kelam konusu olacağı…”
Saymaz’ın aktardığı iletiler şu biçimde:
Şağban, 3 Şubat 2020’de WhatsApp’tan kahve fincanı fotoğrafı gönderip telveyi işaret ederek, “Adam silüetini gördün mü?” diye soruyor.
Y.A. şu cevabı veriyor:
“Evet efendim, sakallı biri var üzere. Üzgün üzgün bakıyor benim üzere. Sizi şimdiden özledim.”
Şağban ise “Burada kaçıp orada özlüyorsun!” diyor.
Y.A. Şaşkın:
“Niye kaçayım ki, siz babamsınız değil mi.”
Şağban, “Şu baba muhabbeti kalksın, ben sizin piriniz olayım” formunda karşılık veriyor.
Akabinde Sakarya’daki dergahtan İstanbul’a dönen Y.A.’ya trafikte nerede olduklarını soruyor.
Y.A.: İstanbul’a girdik, yola devam.
Şağban: Aldık, kabul ettik.
Y.A.: Nasıl almak anlamadım.
Şağban: Evlatlığa.
Y.A.: Siz beni evlatlık mı aldınız?
Şağban: Annen ne diye verdiyse o niyetle.
Y.A.: Anlamadım. Annem Allah bilir ne niyetle verdi.
Şağban: Sen de anlamazdan geliyorsun.
‘GÖRÜNTÜLÜ KONUŞALIM’
Şağban, “Yazdıklarımızı silelim” diye uyarıyor ve kıza imajlı konuşmayı aramayı teklif ediyor. Konu, nikaha geliyor.
Şağban: Düşümde nikah görmüştüm.
Y.A.: Anladım.
Şağban: Değerli değil, sen düzgün ol kâfi.
Y.A.: Allah razı olsun.
Şağban: Ben senin ismini niçin Aişe koydum. Zuhurat olmasa yanına bile yaklaşmam. Yazışmaların hepsini boşalt e mi.
Şağban, aklı sıra ve hiç utanmadan kendisi ile Hazreti Ayşe’nin genç yaşta Hazreti Muhammed’le evlenmesi içinde ilişki
kuruyor. ‘Zuhurat’ tabiri ile evliliğin duşta bildirildiğini savunuyor.
Gerekçeli karar
Bu yazışmalar Şağban’ın çocuğun cinsel istismarından 10 yıl 5 ay mahpus cezası aldığı Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gerekçeli sonucunda yer alıyor. Kararda “Sanığın mağdurla evlenme niyetinin olduğu” vurgulanıyor.
Pirin itiraf kaydı ispat sayıldı
Şağban’ın küçük kızı istismarı, baba F.A. ile yaptığı telefon görüşmesiyle kamuoyuna yansımıştı. İtiraf niteliğindeki görüşmeleri kaydeden baba F.A., Şağban’ın tutuklanmasını sağlamıştı. Pirin avukatları ispatların hukuk dışı elde edildiğini savundu. Ne var ki mahkeme ceza verirken görüşmeleri temel aldı.
Kararda şöyleki deniliyor:
“Bu konuşmalardan görüleceği üzere sanığın mağdura karşı hareketlerini kısmen ikrar ettiği, mağdurun üçüncü kattaki odada istismara maruz kaldığı kabul edilmiştir.”
Kaydın hukuka uygun delil olup olmadığı da kararda tartışıldı.
Yargıtay Ceza Genel Konseyi’nin 2018/18-39 temel 2020/485 numaralı belgesi destek sayıldı.
Şöyle devam edildi:
“Baba F.A.’nın Şağban’ı arayarak gerçek olup olmadığını öğrenmek istediği, bu isteğin olağan bir hareket olduğu, kabahat kanıtlarını kaybetmemek ismine telefon görüşmesinin kayda almasının özel hayatının kapalılığını ihlal etmediği, çünkü bu üzere hatalarda mağdur beyanı haricinde ayrıca kanıt elde edilmesinin mümkün olmadığı, kişinin kendisine karşı işlenmekte olan cürümle ilgili olarak, tekrar delil elde etme imkanının bulunmadığı ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı durumlarda yaptığı konuşmaları kayda alması hâlinin hukuka uygun olduğu, aksi takdirde ispatların kaybolması ve elde edilememesi kelam konusu olacağı…”