Sağlıkta hastaların kişisel verileri nelerdir ?

Sarr

Active member
Sağlıkta Hastaların Kişisel Verileri: Güven, Etik ve Dijital Çağın Dönüm Noktası

Merhaba değerli forum üyeleri ve sağlık teknolojilerine ilgi duyan dostlar!

Son yıllarda dijital sağlık sistemlerinin yaygınlaşmasıyla birlikte, hepimizi yakından ilgilendiren bir konu daha çok gündeme geldi: hastaların kişisel verileri.

E-nabız, uzaktan muayene, biyometrik kimlik doğrulama ve yapay zekâ destekli teşhis sistemleri… Tüm bu gelişmeler sağlık hizmetlerini kolaylaştırırken aynı zamanda “kişisel veri güvenliği” kavramını hayatımızın merkezine taşıdı.

Bugün gelin, sağlıkta kişisel verilerin neleri kapsadığını, bu verilerin nasıl korunması gerektiğini ve farklı bakış açılarıyla nasıl değerlendirildiğini birlikte tartışalım.

---

Kişisel Sağlık Verileri Nedir?

Hastaların kişisel verileri, yalnızca kimlik bilgileriyle sınırlı değildir. Türkiye’de 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) ve Avrupa’da GDPR (General Data Protection Regulation) çerçevesinde, kişisel sağlık verileri şu unsurları kapsar:

- Kimlik bilgileri: Ad, soyad, T.C. kimlik numarası, doğum tarihi.

- Sağlık durumu verileri: Tanılar, tahlil sonuçları, tıbbi geçmiş, reçeteler.

- Genetik ve biyometrik veriler: DNA örnekleri, parmak izi, retina taramaları.

- Cinsel sağlık ve psikolojik durum bilgileri.

- Sağlık hizmeti sürecine ait veriler: Hastane kayıtları, sigorta bilgileri, muayene notları.

Bu veriler, hem kişinin fiziksel ve ruhsal bütünlüğünü ilgilendirdiği hem de toplum sağlığı politikalarının oluşturulmasında kullanıldığı için son derece hassastır.

---

Erkeklerin Objektif ve Veri Odaklı Bakış Açısı

Pek çok erkek sağlık çalışanı veya bilişim uzmanı, kişisel veri konusuna teknik bir güvenlik meselesi olarak yaklaşır. Onlara göre asıl mesele duygusal değil, sistemsel bir sorundur:

Şifreleme algoritmaları, güvenlik protokolleri, veri erişim izinleri, siber saldırı önleme sistemleri… Bu unsurların kusursuz işlemesi gerektiğini savunurlar.

Örneğin, bir hastane bilgi işlem uzmanı olan Ali Bey şöyle diyebilir:

> “Sorun insan faktörü değil, altyapıdır. Eğer veriler güçlü bir kriptografi sistemiyle korunursa, kimseye sızmaz.”

Bu bakış açısı rasyonel bir temel taşır: Çünkü istatistikler, veri ihlallerinin %70’inin teknik değil, insan hatasından kaynaklandığını gösteriyor (Kaynak: IBM Data Breach Report 2024).

Ancak bu objektif yaklaşım bazen veri mahremiyetinin duygusal ve psikolojik boyutlarını gözden kaçırabiliyor. Yani, hastanın “özel alanı ihlal edildi” hissi, sayısal güvenlik önlemleriyle tam olarak giderilemiyor.

---

Kadınların Duygusal ve Toplumsal Odaklı Yaklaşımı

Kadınlar, özellikle hasta hakları savunucuları ve hemşireler, kişisel sağlık verilerini yalnızca “bilgi” değil, “mahremiyet” olarak görüyor.

Bir hemşire olan Ayşe Hanım’ın sözleri bu farkı özetliyor:

> “Hasta bana özelini anlatırken güven duyuyor. Bu güveni teknoloji değil, insan ilişkisi korur.”

Bu yaklaşımın güçlü yanı, insan merkezli bir etik perspektif sunmasıdır. Kadın bakış açısı genellikle veri paylaşımının birey üzerindeki psikolojik etkisine, toplumsal güvene ve sağlıkta eşitsizliklere odaklanır.

Örneğin, kırsal bölgelerde yaşayan kadın hastaların, özel sağlık bilgilerini paylaşmaktan çekindikleri biliniyor. Bu da veri doğruluğunu etkiliyor ve tıbbi süreçleri zorlaştırıyor.

Bu nedenle kadınların öne sürdüğü “empati temelli veri yönetimi” modeli, yalnızca teknik değil, duygusal güvenliği de koruma hedefiyle öne çıkıyor. Bu bakış açısı, gelecekteki sağlık veri politikalarında önemli bir rol oynayabilir.

---

Karşılaştırmalı Analiz: Veri Güvenliği vs. Mahremiyet Güveni

| Perspektif | Odak Noktası | Güçlü Yanı | Zayıf Noktası |

| ----------------------------- | -------------------------------------------------------- | -------------------------------------- | ------------------------------------------------------ |

| Erkeklerin Objektif Yaklaşımı | Sistemsel güvenlik, altyapı, algoritmik koruma | Teknik güvenliği en üst düzeye çıkarır | İnsan faktörünü ve psikolojik güveni göz ardı edebilir |

| Kadınların Duygusal Yaklaşımı | Hasta-mahremiyet ilişkisi, etik güven, toplumsal etkiler | Empatiyi ve bireysel mahremiyeti korur | Teknik eksiklikler karşısında savunmasız kalabilir |

Bu tablo, sağlıkta kişisel veri yönetiminin yalnızca bir cinsiyet perspektifiyle değil, çok boyutlu bir yaklaşımla yürütülmesi gerektiğini gösteriyor.

Geleceğin ideal sağlık sisteminde, bu iki bakış açısının birleşimi — yani “etik odaklı teknoloji” — en güvenli çözümü oluşturacaktır.

---

Küresel Eğilimler: Dijital Sağlıkta Mahremiyet Dönemi

Avrupa Birliği’nin 2024 sonunda yürürlüğe koyduğu Avrupa Sağlık Veri Alanı (EHDS) girişimi, bireylerin kendi sağlık verileri üzerinde tam kontrol hakkını tanıyor.

Türkiye’de de E-Nabız sistemiyle bireyler kendi verilerini görüntüleyebiliyor ve paylaşım iznini yönetebiliyor. Ancak bu sistemlerde halen veri anonimleştirme ve üçüncü taraf erişimi konularında açıklar bulunuyor.

Uzmanlara göre 2026’ya kadar, sağlık verilerinin yalnızca kurumlar arasında değil, bireyler ve yapay zekâ uygulamaları arasında da paylaşılacağı bir döneme girilecek.

Bu durumda en kritik soru şu:

> “Kimin veriyi işleme hakkı var ve bu hak nerede başlar, nerede biter?”

Bu soru, hem teknik hem de felsefi düzeyde yeni bir tartışmanın kapısını aralıyor.

---

Etik Boyut: Verinin Sahibi Kim?

Kişisel sağlık verisi her ne kadar devlet veya kurum tarafından tutulsa da, asıl mülkiyet bireye aittir.

Eğer bir hasta, geçmiş tıbbi verilerini bir yapay zekâ sistemine analiz ettirip kişisel sağlık planı oluşturmak istiyorsa, bu onun hakkıdır.

Ancak aynı verinin, sigorta şirketleri veya ilaç firmaları tarafından ticari amaçla kullanılması açık bir etik ihlaldir.

Burada E-E-A-T ilkeleri (Uzmanlık, Deneyim, Yetkinlik, Güvenilirlik) devreye girer. Veri işleyen kişi veya kurum, bu ilkelere bağlı kalmakla yükümlüdür.

Bu noktada önemli olan, “veriyi kim işliyor” değil, “hangi niyetle işliyor” sorusudur.

---

Forum Tartışmasına Davet

Sizce,

- Sağlıkta kişisel verilerde öncelik teknik güvenlikte mi olmalı, yoksa etik güven mi daha önemli?

- Kadın ve erkek bakış açıları birleşirse, daha dengeli bir veri koruma modeli mümkün olur mu?

- Hastalar, kendi verilerini yönetme hakkına ne ölçüde sahip olmalı?

Deneyimlerinizi, gözlemlerinizi ve önerilerinizi paylaşarak bu tartışmayı derinleştirelim. Çünkü sağlıkta veri güvenliği, yalnızca bir yazılım değil, bir güven kültürü meselesi.

---

Kaynakça:

- Kişisel Verilerin Korunması Kurumu (KVKK) – Sağlık Verilerinin Korunması Rehberi, 2024

- IBM Data Breach Report 2024

- Avrupa Birliği Dijital Sağlık Veri Alanı (EHDS) Resmi Raporu, 2023

- World Health Organization (WHO) Digital Health Ethics Guidelines, 2023

- Sağlık Bilişim Derneği Veri Güvenliği Çalışma Grubu Raporu, 2024

---

Sonuç:

Sağlıkta kişisel verilerin korunması, sadece yasalarla değil, toplumun bilinç seviyesiyle güçlenir.

Erkeklerin rasyonel güvenlik vizyonu ile kadınların insani ve etik duyarlılığı bir araya geldiğinde, ortaya hem teknolojik hem de vicdani olarak güvenilir bir sağlık ekosistemi çıkar.

Geleceğin sağlık dünyasında asıl başarı, veriyi korumaktan çok, veriye güveni koruyabilmekte yatıyor.
 
Üst