Vitra
New member
Prof. Dr. Tufan Tükek tarih verdi: Türkiye’de maskesiz hayata ne vakit geçilecek? Türkiye’de koronavirüs (Covid-19) ile uğraş, tedbirler ve aşılama çalışmalarıyla sürüyor. Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca da, Haziran ayının sonunda aşılamada 20’li yaşlbazı kimi geleceğini duyururken, uzmanlar yaz aylarının aşılamada kıymetli bir müddetç olacağını belirtiyor.
İstanbul Üniversitesi-İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek de aşılama çalışmaları ve salgında son duruma ait açıklamalarda bulundu.
‘Tek kaygıya sevk eden Hindistan varyantı’
Son periyotta görülen Hindistan varyantıyla ilgili açıklamalarda bulunan İstanbul Üniversitesi – İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, “Bir tek bizi tasaya sevk eden, fazlaca dikkat edilmesi gereken şey, Hindistan varyantı. Biraz daha dikkat edilmesi gereken bir virüs. Biontech aşılarına karşı hassas lakin Sinovac ile ilgili tıpkı şeyi çabucak hemen bilmiyoruz. ötürüsıyla Hindistan varyantıyla yine bir salgın yaşama ihtimali ufak da olsa var. O yüzden bu vakitte en epey dikkat etmemiz gereken şey bu Hindistan virüsünün ülkemize girmesini önlemek olmalı. Havayolu ile Hindistan’dan buraya gelebiliyor beşerler, Hindistan’a giden bizim vatandaşlarımız yine döndüğünde buraya virüs getirebiliyorlar tabi o şahısların izole edilmeleri gerekiyor. En azından 14 gün ya da 10 gün bir karantina mühletleri ya da PCR testlerini daima olarak yenidenlayarak gelmeleri gerekiyor. Bu açıdan buna hayli dikkat edilmesi gereken bir devirdeyiz. Bunun haricinde öteki varyantların şu an için rastgele bir artış göstereceğini ben düşünmüyorum. Süratli bir biçimde aşılamanın tamamlanması gerekiyor” dedi.
‘Virüsün insan imali olma ihtimali var’
Koronavirüsün laboratuvar ortamında üretildiği tezlerinin bir daha gündeme gelmesine ait konuşan Prof. Dr. Tükek, “İspat edilmeye de muhtaçlık duyan bir husus lakin birtakım ipuçlarından yola çıkarak güya bu virüsün doğal olarak oluşmayacağı ya da doğal olarak oluşma ihtimalinin fazlaca düşük olacağını ben kendi adıma söyleyeyim. Dünyada da yavaş yavaş o denli bir kanı oluşmaya başladı. Siyasi de olabilir bu biçimde bir kanı ya da beşerler birtakım sahiden ipuçlarına sahip olabilir. Daima mutasyonlar yani bunlar güya doğal olarak bizatihi olabilecek şeyler değilmiş üzere insanı düşündürmüyor değil. İnsan üretimi olma ihtimali var” dedi.
Üniversitelerin açılma tarihine ait de konuşanTükek, “YÖK 13 Eylül sonucunı deklare etti. Zannedersem seneye yükseköğretimde bir sorun yaşamayacağımızı düşünüyoruz. yeniden dalgalar ve varyant virüslerle karşılaşırsak bu biçimde tekrar bir kıymetlendirme yapılır” halinde konuştu.
‘Yol açacağı öbür toplumsal sıkıntılar olabilir’
Aşı kararsızlığı yaşayan vatandaşlar ve aşı olmayan şahıslara yönelik kamusal alanlarda kısıtlamaya gidilmesi tekliflerini pahalandıran Tükek,“Onların toplum için bir tehlike oluşturmasını engelleyecek birtakım sistemlere başvurulabilir. Kapalı alanlara tahminen onları alırken birtakım kısıtlamalara gidilebilir. Topluma en az ziyanı olması tarafında birtakım önlemler kesinlikle alınacaktır. Aşı olmayanlar kendilerine ziyan verecekler üzere gözüküyor. Demokratik toplumlarda bu stil kısıtlamalar fazlaca beğenilen karşılanmayabilir. Tabi o hükümetin karar vermesi gereken bir şey zira onun yol açacağı öbür toplumsal problemler olabilir. Dünyayı takip etmek lazım. Nitekim bir kısıtlamaya gittiğiniz vakit o kişinin öfkesini ve nefretini arttırmaktan öbür bir şeye ulaşmıyorsunuz. Bence biraz izleyip muktedir gitmekte yarar var” dedi.
‘Aşıları çaprazlama uygulamak lazım’
Aşıların karıştırılması yorumlarına ait konuşan Tükek, “Biontech aşılarında duyduğumuz ve bildiğimiz kadarıyla antikor oranları devasa yükseklikte. Sinovac ile aşılananların bir kümesinde da çok yüksek antikorlar oluştu. Fakat onlar içerisinde hiç antikor oluşmayan bir küme da var. Sinovac yapmanın aslında bir manası yok zira iki dozdan daha sonra antikor yapmamış bence bu bireylerin tespit edilip kesinlikle Biontech aşısının olması gerekir. Bilakis Biontech’te de sıfır antikor var ise ona da Sinovac yapmak lazım. Yani aşıları bu biçimde çaprazlama uygulamak lazım. Ya da antikor seviyesi orta yahut yavaşça seviyede artmış bireylere tek doz Biontech ile rapel yapmak hayli daha tesirli olacaktır” biçiminde konuştu.
‘Kapanma bundan daha sonra hayli olmayacaktır’
Çocuklarda korona virüs geçirmelerinin akabinde görüldüğü belirtilen MIS-C ile ilgili de konuşan Tükek, “Çocuklarda biraz daha geç periyotta, daha sonra ortaya çıkabiliyor. Ölümcül oluyor sahiden, nitekim uzun da sürebiliyor bu süreç kimi vakit tam atlatılamayabiliyor” dedi.
Tükek salgının gidişatına yönelik, “Umutluyuz, ekimde ufak bir pik, kıpırdanma olur diye düşünüyorum ancak daha sonrasını ben uygun görüyorum. 2022’de büsbütün başımızdan atamasak da bu maske olaylarını yahut toplantı yapmama, kalabalık ortamlarda bulunmama üzere şeyleri biraz aşacağımızı düşünüyorum. Aşıları etkisiz kılacak bir virüs ortaya çıkmazsa ben umutluyum. 1 yıldır annesini görmeyen beşerler olduğunu biliyorum. Kapanma artık bundan daha sonra hayli olmayacaktır diye düşünüyorum. Tam kapanamadığımızı gördük zira fazlaca insani değil fakat hastalığı yatıştırabiliyorsunuz. Hastalıkla birlikte yaşamayı öğreneceğiz” sözlerini kullandı.
‘Ben olsam bu yasağı kaldırmam’
Maske zorunluluğunun kalkabileceğine ait görüşleri yorumlayan Tükek, “Yaz periyodu olabilir ancak daha sonra yeniden nasıl maskeye alıştıracaksınız insanları, maskeye alıştırmak için epey zorlandık şu anda bile açık alanlarda kimsenin maske taktığı yok onu da söyleyeyim. Devlet yasak olarak söylüyor şu anda dışarıda maske takma zaruriliği var. Bunu kaldırabilir. Bakanlığımız bu hususta fazlaca hassas. Yurt haricinde da var o denli fakat o kümeler Biontech ile aşılanan kümeler. Bizde çift doz aşılama 30 milyona gelene kadar riskli olabilir bu. Ben olsam bu yasağı kaldırmam ancak hoşgörülü davranabilirim bir süre daha. Toplumun yarısına yakınını aşılamadığımız surece maskenin çıkartılması bir risk olabilir lakin yaz aylarında bunun tamamlanacağını öngörüyoruz. 2022’de itibaren de artık maskesiz hayat başlayacağını düşünüyorum. Hindistan virüsü ülkemize girerse bunun nasıl seyredeceğini kestiremiyoruz. Bu yazı yeterli geçireceğimizi düşünüyorum, ekim ayında ufak bir üst tarafta yükseliş olabilir” tabirlerini kullandı.
İHA
İstanbul Üniversitesi-İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek de aşılama çalışmaları ve salgında son duruma ait açıklamalarda bulundu.
‘Tek kaygıya sevk eden Hindistan varyantı’
Son periyotta görülen Hindistan varyantıyla ilgili açıklamalarda bulunan İstanbul Üniversitesi – İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, “Bir tek bizi tasaya sevk eden, fazlaca dikkat edilmesi gereken şey, Hindistan varyantı. Biraz daha dikkat edilmesi gereken bir virüs. Biontech aşılarına karşı hassas lakin Sinovac ile ilgili tıpkı şeyi çabucak hemen bilmiyoruz. ötürüsıyla Hindistan varyantıyla yine bir salgın yaşama ihtimali ufak da olsa var. O yüzden bu vakitte en epey dikkat etmemiz gereken şey bu Hindistan virüsünün ülkemize girmesini önlemek olmalı. Havayolu ile Hindistan’dan buraya gelebiliyor beşerler, Hindistan’a giden bizim vatandaşlarımız yine döndüğünde buraya virüs getirebiliyorlar tabi o şahısların izole edilmeleri gerekiyor. En azından 14 gün ya da 10 gün bir karantina mühletleri ya da PCR testlerini daima olarak yenidenlayarak gelmeleri gerekiyor. Bu açıdan buna hayli dikkat edilmesi gereken bir devirdeyiz. Bunun haricinde öteki varyantların şu an için rastgele bir artış göstereceğini ben düşünmüyorum. Süratli bir biçimde aşılamanın tamamlanması gerekiyor” dedi.
‘Virüsün insan imali olma ihtimali var’
Koronavirüsün laboratuvar ortamında üretildiği tezlerinin bir daha gündeme gelmesine ait konuşan Prof. Dr. Tükek, “İspat edilmeye de muhtaçlık duyan bir husus lakin birtakım ipuçlarından yola çıkarak güya bu virüsün doğal olarak oluşmayacağı ya da doğal olarak oluşma ihtimalinin fazlaca düşük olacağını ben kendi adıma söyleyeyim. Dünyada da yavaş yavaş o denli bir kanı oluşmaya başladı. Siyasi de olabilir bu biçimde bir kanı ya da beşerler birtakım sahiden ipuçlarına sahip olabilir. Daima mutasyonlar yani bunlar güya doğal olarak bizatihi olabilecek şeyler değilmiş üzere insanı düşündürmüyor değil. İnsan üretimi olma ihtimali var” dedi.
Üniversitelerin açılma tarihine ait de konuşanTükek, “YÖK 13 Eylül sonucunı deklare etti. Zannedersem seneye yükseköğretimde bir sorun yaşamayacağımızı düşünüyoruz. yeniden dalgalar ve varyant virüslerle karşılaşırsak bu biçimde tekrar bir kıymetlendirme yapılır” halinde konuştu.
‘Yol açacağı öbür toplumsal sıkıntılar olabilir’
Aşı kararsızlığı yaşayan vatandaşlar ve aşı olmayan şahıslara yönelik kamusal alanlarda kısıtlamaya gidilmesi tekliflerini pahalandıran Tükek,“Onların toplum için bir tehlike oluşturmasını engelleyecek birtakım sistemlere başvurulabilir. Kapalı alanlara tahminen onları alırken birtakım kısıtlamalara gidilebilir. Topluma en az ziyanı olması tarafında birtakım önlemler kesinlikle alınacaktır. Aşı olmayanlar kendilerine ziyan verecekler üzere gözüküyor. Demokratik toplumlarda bu stil kısıtlamalar fazlaca beğenilen karşılanmayabilir. Tabi o hükümetin karar vermesi gereken bir şey zira onun yol açacağı öbür toplumsal problemler olabilir. Dünyayı takip etmek lazım. Nitekim bir kısıtlamaya gittiğiniz vakit o kişinin öfkesini ve nefretini arttırmaktan öbür bir şeye ulaşmıyorsunuz. Bence biraz izleyip muktedir gitmekte yarar var” dedi.
‘Aşıları çaprazlama uygulamak lazım’
Aşıların karıştırılması yorumlarına ait konuşan Tükek, “Biontech aşılarında duyduğumuz ve bildiğimiz kadarıyla antikor oranları devasa yükseklikte. Sinovac ile aşılananların bir kümesinde da çok yüksek antikorlar oluştu. Fakat onlar içerisinde hiç antikor oluşmayan bir küme da var. Sinovac yapmanın aslında bir manası yok zira iki dozdan daha sonra antikor yapmamış bence bu bireylerin tespit edilip kesinlikle Biontech aşısının olması gerekir. Bilakis Biontech’te de sıfır antikor var ise ona da Sinovac yapmak lazım. Yani aşıları bu biçimde çaprazlama uygulamak lazım. Ya da antikor seviyesi orta yahut yavaşça seviyede artmış bireylere tek doz Biontech ile rapel yapmak hayli daha tesirli olacaktır” biçiminde konuştu.
‘Kapanma bundan daha sonra hayli olmayacaktır’
Çocuklarda korona virüs geçirmelerinin akabinde görüldüğü belirtilen MIS-C ile ilgili de konuşan Tükek, “Çocuklarda biraz daha geç periyotta, daha sonra ortaya çıkabiliyor. Ölümcül oluyor sahiden, nitekim uzun da sürebiliyor bu süreç kimi vakit tam atlatılamayabiliyor” dedi.
Tükek salgının gidişatına yönelik, “Umutluyuz, ekimde ufak bir pik, kıpırdanma olur diye düşünüyorum ancak daha sonrasını ben uygun görüyorum. 2022’de büsbütün başımızdan atamasak da bu maske olaylarını yahut toplantı yapmama, kalabalık ortamlarda bulunmama üzere şeyleri biraz aşacağımızı düşünüyorum. Aşıları etkisiz kılacak bir virüs ortaya çıkmazsa ben umutluyum. 1 yıldır annesini görmeyen beşerler olduğunu biliyorum. Kapanma artık bundan daha sonra hayli olmayacaktır diye düşünüyorum. Tam kapanamadığımızı gördük zira fazlaca insani değil fakat hastalığı yatıştırabiliyorsunuz. Hastalıkla birlikte yaşamayı öğreneceğiz” sözlerini kullandı.
‘Ben olsam bu yasağı kaldırmam’
Maske zorunluluğunun kalkabileceğine ait görüşleri yorumlayan Tükek, “Yaz periyodu olabilir ancak daha sonra yeniden nasıl maskeye alıştıracaksınız insanları, maskeye alıştırmak için epey zorlandık şu anda bile açık alanlarda kimsenin maske taktığı yok onu da söyleyeyim. Devlet yasak olarak söylüyor şu anda dışarıda maske takma zaruriliği var. Bunu kaldırabilir. Bakanlığımız bu hususta fazlaca hassas. Yurt haricinde da var o denli fakat o kümeler Biontech ile aşılanan kümeler. Bizde çift doz aşılama 30 milyona gelene kadar riskli olabilir bu. Ben olsam bu yasağı kaldırmam ancak hoşgörülü davranabilirim bir süre daha. Toplumun yarısına yakınını aşılamadığımız surece maskenin çıkartılması bir risk olabilir lakin yaz aylarında bunun tamamlanacağını öngörüyoruz. 2022’de itibaren de artık maskesiz hayat başlayacağını düşünüyorum. Hindistan virüsü ülkemize girerse bunun nasıl seyredeceğini kestiremiyoruz. Bu yazı yeterli geçireceğimizi düşünüyorum, ekim ayında ufak bir üst tarafta yükseliş olabilir” tabirlerini kullandı.
İHA