Karanfil ve Yasemin aslına bakarsanız bu güzel çiçek isimleri iki kadını ifade ediyor. Yani biri karanfil gibiyken diğeri de yasemin. Bana göre Servet-i Fünun dönemine ait en iyi eserlerden biridir.
Mehmet Rauf, romanlarını oldum olası beğenmişimdir. Bana göre Türk klasiklerinin tamamı okunmalı ve bu romanda o klasikler arasında yer almalıdır.
Karanfil ve Yasemin Kitap Tanıtım Metni
Edebiyatımızda Eylül romanıyla tanınan Mehmet Rauf, Karanfil ve Yasemin’de okura yine kalbin ve duyguların akla galebe çaldığı sancılı ve bir o kadar da zevkli bir anlatı sunuyor. Roman buhranlı düşüncelere, yasak aşka, çelişki ve çatışmalara, kişi ve çevre tasvirlerinin gerçekçi bir bakış açısı ve şiirsel anlatımıyla değiniyor.
Kişilerin etkili psikolojik tahlilleri de eklenerek anlatı boyut kazanıyor. Mehmet Rauf, aşkı adeta patolojik bir şekilde yaşayan Samim adlı karakteri üzerinde yasak aşkın anatomisini inceliyor:
Yezdan, Pervin, daha başka kızar, daha başka kadınlar, tebessüm, neşe, saadet idiler. Fakat Nevhiz’de bir başka hususiyet vardı ki, onu bütün diğerlerinden ayırıyor, kendisine yegane bir mümtaziyet (seçkinli) veriyordu. Onda zulmet (karanlık) vardı, esrar vardı, uçurum ve elem vardı…
Ötekiler sevmek ve mesut etmek için dünyaya gelmişlerdi; Nevhiz de elbette sever ve sevince yakarak, öldürerek, kahrederek mesut ederdi.
Samim kendi kendine: “Ben mutlak pervane ruhlu bir adam olacağım ki, onu tercih ediyorum, adeta bile bile, isteye isteye yanmaya, kavrulmaya aşığım…” diye mırıldandı.
Mehmet Rauf’un Ağustos 1922’de başlayıp Haziran 1923’te tamamladığı Karanfil ve Yasemin romanı, sadece aşk bahsini değil, aynı zamanda İmparatorluktan Cumhuriyete geçen yeni Türkiye’nin o dönem İstanbul’daki “cemiyet hayatı”nı da gözler önüne seren önemli saptamalar içeriyor…
Mehmet Rauf, romanlarını oldum olası beğenmişimdir. Bana göre Türk klasiklerinin tamamı okunmalı ve bu romanda o klasikler arasında yer almalıdır.
Karanfil ve Yasemin Kitap Tanıtım Metni
Edebiyatımızda Eylül romanıyla tanınan Mehmet Rauf, Karanfil ve Yasemin’de okura yine kalbin ve duyguların akla galebe çaldığı sancılı ve bir o kadar da zevkli bir anlatı sunuyor. Roman buhranlı düşüncelere, yasak aşka, çelişki ve çatışmalara, kişi ve çevre tasvirlerinin gerçekçi bir bakış açısı ve şiirsel anlatımıyla değiniyor.
Kişilerin etkili psikolojik tahlilleri de eklenerek anlatı boyut kazanıyor. Mehmet Rauf, aşkı adeta patolojik bir şekilde yaşayan Samim adlı karakteri üzerinde yasak aşkın anatomisini inceliyor:
Yezdan, Pervin, daha başka kızar, daha başka kadınlar, tebessüm, neşe, saadet idiler. Fakat Nevhiz’de bir başka hususiyet vardı ki, onu bütün diğerlerinden ayırıyor, kendisine yegane bir mümtaziyet (seçkinli) veriyordu. Onda zulmet (karanlık) vardı, esrar vardı, uçurum ve elem vardı…
Ötekiler sevmek ve mesut etmek için dünyaya gelmişlerdi; Nevhiz de elbette sever ve sevince yakarak, öldürerek, kahrederek mesut ederdi.
Samim kendi kendine: “Ben mutlak pervane ruhlu bir adam olacağım ki, onu tercih ediyorum, adeta bile bile, isteye isteye yanmaya, kavrulmaya aşığım…” diye mırıldandı.
Mehmet Rauf’un Ağustos 1922’de başlayıp Haziran 1923’te tamamladığı Karanfil ve Yasemin romanı, sadece aşk bahsini değil, aynı zamanda İmparatorluktan Cumhuriyete geçen yeni Türkiye’nin o dönem İstanbul’daki “cemiyet hayatı”nı da gözler önüne seren önemli saptamalar içeriyor…