Martin Sonneborn: “Tabii ki aptal AfD'nin yasaklanmasından yanayım”

Smug

Active member
“Welt” ile yaptığı röportajda Sonneborn, AB'de neyin yanlış gittiğini düşündüğünü gösteriyor. Diplomatik sektörde çalışmanın reddedilmesinden büyüyen bürokrasiye kadar Sonneborn, birçok şikayetten AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'i sorumlu tutuyor.

“Von der Leyen anti-kahraman rolünü oynuyor”


Sonneborn, “Kitapta anti-kahraman rolünü Ursula von der Leyen canlandırıyor” diyor ve liderliğini her zamankinden daha şeffaf olmayan ve demokratik olmayan bir AB'nin öncüsü olarak tanımlamaktan çekinmiyor. Bu sert eleştiri, daha sonra hukuki nedenlerden dolayı yumuşattığı taslağın orijinal metnine de yansımıştır.

Sonneborn, von der Leyen yönetimindeki AB'nin kendi değerlerini ihlal ettiğini savunuyor. Partiyi sağlık politikası ve militarizasyon gibi çeşitli alanlarda aslında üye devletlere ait olan yetkileri gasp etmekle suçluyor. Ayrıca AB'nin “Katargate” meselesini ele almasını ve von der Leyen'in aşı sözleşmeleriyle bağlantılı SMS mesajlarını silmesini de sert bir şekilde eleştiriyor. “Yeniden işleme? Sadece retorik” diyen Sonneborn, yapısal yolsuzluk ve bürokrasinin tüm skandallara rağmen varlığını sürdürdüğüne dikkat çekiyor.

“Tabii ki aptal AfD’nin yasaklanmasından yanayım”


AB milletvekili, Die Welt'e verdiği röportajda Avrupa Parlamentosu'nun Strazburg ve Brüksel'e bölünmesi konusunda da olumlu hiçbir şey söylemiyor. Durumun absürtlüğünü alaycı bir tonla şöyle anlatıyor: Sıcak su sadece Strazburg'da mevcut, Brüksel Parlamentosu ise yüksek yenileme maliyetlerine rağmen pek çok eksiklikle karşı karşıya. İklim politikasının da bir ironisi var: Bir yandan CO2 emisyonlarının azaltılması gerekirken, Parlamento'nun düzenli olarak yer değiştirmesi bu emisyonları artırıyor.

AB'deki bariz açıklara rağmen Sonneborn, çözümü çok tartışılan popülist partilerin yasaklanmasında görmüyor. Parlamento konuşmasındaki ironik açıklaması: “Tabii ki aptal AfD'nin yasaklanmasından yanayım. Ama demokrasi gereği Yeşiller'i, CDU'yu, CSU'yu, FDP'yi ve son kez seçimlere katılan SPD'yi de yasaklamamız lazım. Bu arada konuşmamda Ursula von der Leyen'in de geri dönmesi çağrısında bulundum.”

Sonneborn, AB'nin bir gözetleme devletine dönüşmesinden endişe duyuyor ve ifade özgürlüğüne yönelik artan kısıtlamaları eleştiriyor. Demokratik olmayan bir sisteme giden tehlikeli yola karşı uyarıda bulunuyor.

Hiciv dergisi “Titanic”in eski genel yayın yönetmeni ve şu anda “Parti” partisi adına Avrupa Parlamentosu üyesi olan Martin Sonneborn, alışılmadık siyasi görüşleri ve Avrupa Birliği'nin güçlülerine karşı tavizsiz tutumuyla tanınıyor. . Yeni kitabı “Mr. Sonneborn Brüksel'de kalıyor” diyerek Avrupa Parlamentosu'nda son birkaç yıla dair kışkırtıcı ve düşündürücü bir değerlendirme sunuyor ve sözlerini esirgemiyor.
 
Üst