Vitra
New member
Kusur değil tercih Gazeteci Fikret Bila, halktv.com.tr’de yazdığı son yazısı ile dolar kurundaki artışı ele aldı. Tüm ihtarlara karşın Merkez Bankası’nın faizi 2 puan düşürerek yüzde 16’ya çekmesinin akabinde 9.50 düzeyine kadar çıkan doları köşesine taşıyan Bila şunları lisana getirdi;
“Türkiye’nin önde gelen ekonomistleri, Merkez Bankası uzmanları, hazinecileri, maliyecileri iktidarı uyarıyorlardı.
“Geçen ay faizi indirerek yaptığınız yanılgıyı tekrar yapmayın” diyorlardı. Bu ikaza, CHP Önderi Kemal Kılıçdaroğlu da Merkez Bankası Para Siyaseti Kurulu’na, “alacağınız kararlarda düstur halkın refahı” olsun diyerek katıldı.
Lakin Merkez Bankası, faizi bu defa 2 puan düşürerek yüzde 16’ya çekti. Doğal olarak döviz fırladı. Uzmanlar “bu kadar da olmaz, bunu beklemiyorduk, kusur ütüne kusur yapılıyor” diye reaksiyon verdiler. Beklenti, faiz artışı olmasa bile indirimin de olmayacağı, yüzde 18’de sabit tutulacağıydı. Ekonomistler 2 puanlık faiz indirimi sonucunın iktisat bilimiyle açıklanamayacağını söylemiş olduler.
İktidar geçen yaptığı yanılgıyı bu ay ikiye katlayarak yenidenladı.
Bu durumda kararlara “hata” demek gerçek değil.
Faizi enflasyonun altına çekmek iktidarın şuurlu bir tercihi.
Uzun müddettir “faiz niye, enflasyon sonuçtur” diyerek, iktisat biliminin dediğinin tam aksisini savunan iktidar, bu yaklaşımda ısrarlı. halbuki geçtiğimiz ay da dahil, faizi talimatla aşağıya çekmenin, enflasyonu aşağıya çekmediğini, tersine kur artışı yüzünden maliyetleri, ötürüsıyla enflasyonu artırdığını gösterdi. Buna rağmen tıpkı politikayı sürdürmek olağan olarak tercihtir.
İktidarın tercihinin enflasyonla çaba ederek vatandaşı korumak olmadığı da artık anlaşıldı. Düşük faiz-yüksek kur siyaseti enflasyonu tetikleyecektir. İsmi vergi olmasa da enflasyon vatandaşın cebinden alınan vergidir.
Doların fırlaması, Türk Lirası’nın paha kaybetmesi iğniçin ipliğe her esere artırım geleceğini gösterir. Gerçekten geçen ay faizin yüzde 19’dan yüzde 18’e indirilmesi; elektriğe, doğalgaza, motorine, akaryakıta, LPG’ye art geriye artırım yapılmasına niye oldu. 25 günde LPG’ye 1.08 lira, motorine son 10 günde 85 kuruş, akaryakıta 41 kuruş artırım geldi.”
“Türkiye’nin önde gelen ekonomistleri, Merkez Bankası uzmanları, hazinecileri, maliyecileri iktidarı uyarıyorlardı.
“Geçen ay faizi indirerek yaptığınız yanılgıyı tekrar yapmayın” diyorlardı. Bu ikaza, CHP Önderi Kemal Kılıçdaroğlu da Merkez Bankası Para Siyaseti Kurulu’na, “alacağınız kararlarda düstur halkın refahı” olsun diyerek katıldı.
Lakin Merkez Bankası, faizi bu defa 2 puan düşürerek yüzde 16’ya çekti. Doğal olarak döviz fırladı. Uzmanlar “bu kadar da olmaz, bunu beklemiyorduk, kusur ütüne kusur yapılıyor” diye reaksiyon verdiler. Beklenti, faiz artışı olmasa bile indirimin de olmayacağı, yüzde 18’de sabit tutulacağıydı. Ekonomistler 2 puanlık faiz indirimi sonucunın iktisat bilimiyle açıklanamayacağını söylemiş olduler.
İktidar geçen yaptığı yanılgıyı bu ay ikiye katlayarak yenidenladı.
Bu durumda kararlara “hata” demek gerçek değil.
Faizi enflasyonun altına çekmek iktidarın şuurlu bir tercihi.
Uzun müddettir “faiz niye, enflasyon sonuçtur” diyerek, iktisat biliminin dediğinin tam aksisini savunan iktidar, bu yaklaşımda ısrarlı. halbuki geçtiğimiz ay da dahil, faizi talimatla aşağıya çekmenin, enflasyonu aşağıya çekmediğini, tersine kur artışı yüzünden maliyetleri, ötürüsıyla enflasyonu artırdığını gösterdi. Buna rağmen tıpkı politikayı sürdürmek olağan olarak tercihtir.
İktidarın tercihinin enflasyonla çaba ederek vatandaşı korumak olmadığı da artık anlaşıldı. Düşük faiz-yüksek kur siyaseti enflasyonu tetikleyecektir. İsmi vergi olmasa da enflasyon vatandaşın cebinden alınan vergidir.
Doların fırlaması, Türk Lirası’nın paha kaybetmesi iğniçin ipliğe her esere artırım geleceğini gösterir. Gerçekten geçen ay faizin yüzde 19’dan yüzde 18’e indirilmesi; elektriğe, doğalgaza, motorine, akaryakıta, LPG’ye art geriye artırım yapılmasına niye oldu. 25 günde LPG’ye 1.08 lira, motorine son 10 günde 85 kuruş, akaryakıta 41 kuruş artırım geldi.”