Vitra
New member
Karamollaoğlu: AKP artık insanlara ümit vermiyor HalkTv ekranların bu akşam, Halk TV Genel Yayın Direktörü Suat Toktaş’ın konuğu Saadet Partisi Genel Lideri Temel Karamollaoğlu oldu. Karamollaoğlu AKP tabanında yaşanan kopmalardan bahsederek, “İşler artık düzgün gitmiyor. İşlerin yeterli gitmemesi sebebiyle AK Partiden bir kopuş var. Tabanda bir kopuş var. Bu neyi gösteriyor? Artık AK Parti hiç bir pozisyonda millete ümit veremiyor. Ümit veremeyince beşerler kopuyor.” dedi.
Siyaset gündeminin değerlendirildiği özel röportajda Karamollaoğlu’nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda yaptığı görüşme de gündeme geldi.
Karamollaoğlu toplantıda yaşanan koltuk krizine de değinerek, şunları lisana getirdi;
Konuk, konut sahibinin gösterdiği yere oturur, konut sahibi bunun üzerinde bir niyet taşıyor mu ben bunun üzerine bir kıymetlendirme yapmayı gerçek bulmuyorum.
’50+1 konusunda isabetli bir karar vermemişim’
Fakat bizim görüşmemiz dostça bir biçimde oldu. Benim açıklamalarım da hiçbir vakit bir bahiste itham edici olmadı. Kendisi de bunu biliyor. Bütün görüşmelerimizde ’50+1 konusunda isabetli bir karar vermemişim’ dedi kendisi. Ben geçmişte yaptığım üzere Türkiye’nin bugünkü gidişatı ile ilgili kaygılarımı lisana getirdim.
Ya benim üzere bakmıyor ya da söylemiş olduklerinin hakikat olduğuna inanıyor
toplantıda yanlış gördüğüm bütün konuları kendisine lisana getirdim. Adalette , iktisatta, dış ticarette makûs gidişatı kendisine aktardım. O da bunların bu biçimde olmadığını belirtti. Ya benim baktığım üzere bakmıyor ya da söylemiş olduklerinin yanlışsız olduğuna inanıyor.
Danışmanlarınız size bir grup bilgiler getiriyor. Siz de bu ayrıntıları paylaşıyorsunuz. ‘Bu ayrıntıların gerçek olup olmadığından emim misiniz?’ diye sordum kendisine.
Görüşmenin akabinde birtakım gazeteler de mahrem görüşmeleri deşifre ettiğim konusunda haberler yayımlandı. Ben mahrem hiçbir mevzuyu deşifre etmedim. Kendi görüşlerimi aksettirdim, bunlarda aslına bakarsan mahrem hususlar değil. Bana göre birileri ortayı kızıştırmayı kendilerine bakılırsav olarak üstlenmişler.
Ben Sayın Erdoğan’ı düşman üzere görmüyorum
Bizim politik konularda anlaşmasak bile, o hususları görüşebilmeyi önemsiyorum. Muhalif partilerin şüphesiz farklı görüşleri var. Bu konularda farklı görüşlere sahip olmak dost olmadıkları manasına gelmez. Öbürleri buna ‘bu düşmanlıktır’ diyor. O kendi bildiği şey. Ben o denli bir halin ortasında değilim. Ben Sayın Erdoğan’ı düşman üzere görmüyorum. Hasım üzere de görmüyorum. Evet siyasette biz rakibiz. Bunu kabul ediyorum. Onun için benim tabir ettiğim müşahedeler bana ilişkin.
Bu noktada Sayın Cumhurbaşkanı da ya da onunla bir arada olanlar da ‘bu söylemiş oldukleriniz gerçekleri yansıtmıyor’ diyebilir, bu biçimde da ben ‘siz gerçekleri görmüyorsunuz’ diyorum. Bu kadar sıradan iş bunu abartmayı gerçek bulmuyorum” dedi.
toplantıda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Cumhurbaşkanlığı sisteminin yanlışsız olmadığını, Cumhurbaşkanı’nın sorgulanabilir olması, şeffaf olması gerektiğini dediğini tabir eden Karamollaoğlu kelamlarını şöyleki sürdürdü;
Cumhurbaşkanı bizim aslında birlikte olmamız gerektiğini söylemiş oldu
“Bazı bahisler konuşulduktan daha sonra, Cumhurbaşkanı bizim aslında birlikte olmamız gerektiğini söylemiş oldu. Ben de dedim ki ‘ bu aşikâr kaidelere bağlı. Bu referandumdan evvel ve daha sonra ne söylemiş olduysem, birebirini bugün de söylüyorum. Bizim unsurlarımız var, prensiplerimiz var. Bu prensip ve prensiplere uyulmadığı vakit bizim sizinle birlikte olalım deme imkanımız yok.’ Şeffaflık sözgelimi bunlardan birisi.”
hiçbir siyasi partinin altına seçime girmeyiz
Daha evvel kendisinin Genel Lider Yardımcısı olduğu devirde, AKP ile ittifak konusunun gündeme geldiğini seçimlere AKP listelerinden girme durumunun konuşulduğunu fakat sonuca ulaşmadığını lisana getiren Karamollaoğlu ‘seçime yalnızca kendi amblemimizin altında gireriz’ dedi.
Karamollaoğlu, “AK Parti ya da öbür hiçbir partiyle bu türlü bir niyetimiz olmaz. Biz kendi amblemimiz altında seçime gireriz. Ne çıkarsa da bahtımıza” sözlerini kullandı.
AKP artık insanlara ümit vermiyor
AKP tabanında kopuşların olduğunu lisana getiren Karamollaoğlu, “İşler artık uygun gitmiyor. İşlerin yeterli gitmemesi sebebiyle AK Partiden bir kopuş var. Tabanda bir kopuş var. esasen bu kopuş zirvede başladı. Başlangıçta bildiğiniz üzere sac ayağı ile yola çıktılar. O dört şahıstan yalnızca Sayın Erdoğan kaldı. Öteki 3 kişi ayrıldı. Sayın Erdoğan 15-16 yıl bir takımla birlikte çalıştı. O grupların tamamı kendisinden ayrıldı. Bu neyi gösteriyor? Artık AK Parti hiç bir pozisyonda millete ümit veremiyor. Ümit veremeyince beşerler kopuyor.” dedi.
Bahçeli hakaret etmenin ötesinde ortaya önemli bir fikir koyamıyor
Toktaş’ın MHP Genel Lideri Bahçeli’nin, “Erken seçimden öteki söylemiş olduği hatta söyleyeceği bir şey bulunmayan zillet ittifakının ana ve yan ortakları Türkiye aleyhine planlı, pişkin ve dış takviyeli mütecaviz hareketlenme arasındadir” kelamlarını hatırlatması üzerine Karamollaoğlu şunları tabir etti;
Ben bunu hiç bir siyasetçiye yakıştıramam. Bahçeli ağzını açtığı vakit karşı tarafa hakaret etmenin ötesinde önemli bir fikir ortaya koyamıyor. Bu da bir kapasite işi. bu biçimde şey mi olur. Bir tana siz varsınız öbür kimse yok bu memleketi seven. bu biçimde bir mantık olur mu?
Bir insanın ağzından çıkan bu tip sözler, kimin ağzından çıkıyorsa direkt doğruya onu tanım eder.
Siyaset gündeminin değerlendirildiği özel röportajda Karamollaoğlu’nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda yaptığı görüşme de gündeme geldi.
Karamollaoğlu toplantıda yaşanan koltuk krizine de değinerek, şunları lisana getirdi;
Konuk, konut sahibinin gösterdiği yere oturur, konut sahibi bunun üzerinde bir niyet taşıyor mu ben bunun üzerine bir kıymetlendirme yapmayı gerçek bulmuyorum.
’50+1 konusunda isabetli bir karar vermemişim’
Fakat bizim görüşmemiz dostça bir biçimde oldu. Benim açıklamalarım da hiçbir vakit bir bahiste itham edici olmadı. Kendisi de bunu biliyor. Bütün görüşmelerimizde ’50+1 konusunda isabetli bir karar vermemişim’ dedi kendisi. Ben geçmişte yaptığım üzere Türkiye’nin bugünkü gidişatı ile ilgili kaygılarımı lisana getirdim.
Ya benim üzere bakmıyor ya da söylemiş olduklerinin hakikat olduğuna inanıyor
toplantıda yanlış gördüğüm bütün konuları kendisine lisana getirdim. Adalette , iktisatta, dış ticarette makûs gidişatı kendisine aktardım. O da bunların bu biçimde olmadığını belirtti. Ya benim baktığım üzere bakmıyor ya da söylemiş olduklerinin yanlışsız olduğuna inanıyor.
Danışmanlarınız size bir grup bilgiler getiriyor. Siz de bu ayrıntıları paylaşıyorsunuz. ‘Bu ayrıntıların gerçek olup olmadığından emim misiniz?’ diye sordum kendisine.
Görüşmenin akabinde birtakım gazeteler de mahrem görüşmeleri deşifre ettiğim konusunda haberler yayımlandı. Ben mahrem hiçbir mevzuyu deşifre etmedim. Kendi görüşlerimi aksettirdim, bunlarda aslına bakarsan mahrem hususlar değil. Bana göre birileri ortayı kızıştırmayı kendilerine bakılırsav olarak üstlenmişler.
Ben Sayın Erdoğan’ı düşman üzere görmüyorum
Bizim politik konularda anlaşmasak bile, o hususları görüşebilmeyi önemsiyorum. Muhalif partilerin şüphesiz farklı görüşleri var. Bu konularda farklı görüşlere sahip olmak dost olmadıkları manasına gelmez. Öbürleri buna ‘bu düşmanlıktır’ diyor. O kendi bildiği şey. Ben o denli bir halin ortasında değilim. Ben Sayın Erdoğan’ı düşman üzere görmüyorum. Hasım üzere de görmüyorum. Evet siyasette biz rakibiz. Bunu kabul ediyorum. Onun için benim tabir ettiğim müşahedeler bana ilişkin.
Bu noktada Sayın Cumhurbaşkanı da ya da onunla bir arada olanlar da ‘bu söylemiş oldukleriniz gerçekleri yansıtmıyor’ diyebilir, bu biçimde da ben ‘siz gerçekleri görmüyorsunuz’ diyorum. Bu kadar sıradan iş bunu abartmayı gerçek bulmuyorum” dedi.
toplantıda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Cumhurbaşkanlığı sisteminin yanlışsız olmadığını, Cumhurbaşkanı’nın sorgulanabilir olması, şeffaf olması gerektiğini dediğini tabir eden Karamollaoğlu kelamlarını şöyleki sürdürdü;
Cumhurbaşkanı bizim aslında birlikte olmamız gerektiğini söylemiş oldu
“Bazı bahisler konuşulduktan daha sonra, Cumhurbaşkanı bizim aslında birlikte olmamız gerektiğini söylemiş oldu. Ben de dedim ki ‘ bu aşikâr kaidelere bağlı. Bu referandumdan evvel ve daha sonra ne söylemiş olduysem, birebirini bugün de söylüyorum. Bizim unsurlarımız var, prensiplerimiz var. Bu prensip ve prensiplere uyulmadığı vakit bizim sizinle birlikte olalım deme imkanımız yok.’ Şeffaflık sözgelimi bunlardan birisi.”
hiçbir siyasi partinin altına seçime girmeyiz
Daha evvel kendisinin Genel Lider Yardımcısı olduğu devirde, AKP ile ittifak konusunun gündeme geldiğini seçimlere AKP listelerinden girme durumunun konuşulduğunu fakat sonuca ulaşmadığını lisana getiren Karamollaoğlu ‘seçime yalnızca kendi amblemimizin altında gireriz’ dedi.
Karamollaoğlu, “AK Parti ya da öbür hiçbir partiyle bu türlü bir niyetimiz olmaz. Biz kendi amblemimiz altında seçime gireriz. Ne çıkarsa da bahtımıza” sözlerini kullandı.
AKP artık insanlara ümit vermiyor
AKP tabanında kopuşların olduğunu lisana getiren Karamollaoğlu, “İşler artık uygun gitmiyor. İşlerin yeterli gitmemesi sebebiyle AK Partiden bir kopuş var. Tabanda bir kopuş var. esasen bu kopuş zirvede başladı. Başlangıçta bildiğiniz üzere sac ayağı ile yola çıktılar. O dört şahıstan yalnızca Sayın Erdoğan kaldı. Öteki 3 kişi ayrıldı. Sayın Erdoğan 15-16 yıl bir takımla birlikte çalıştı. O grupların tamamı kendisinden ayrıldı. Bu neyi gösteriyor? Artık AK Parti hiç bir pozisyonda millete ümit veremiyor. Ümit veremeyince beşerler kopuyor.” dedi.
Bahçeli hakaret etmenin ötesinde ortaya önemli bir fikir koyamıyor
Toktaş’ın MHP Genel Lideri Bahçeli’nin, “Erken seçimden öteki söylemiş olduği hatta söyleyeceği bir şey bulunmayan zillet ittifakının ana ve yan ortakları Türkiye aleyhine planlı, pişkin ve dış takviyeli mütecaviz hareketlenme arasındadir” kelamlarını hatırlatması üzerine Karamollaoğlu şunları tabir etti;
Ben bunu hiç bir siyasetçiye yakıştıramam. Bahçeli ağzını açtığı vakit karşı tarafa hakaret etmenin ötesinde önemli bir fikir ortaya koyamıyor. Bu da bir kapasite işi. bu biçimde şey mi olur. Bir tana siz varsınız öbür kimse yok bu memleketi seven. bu biçimde bir mantık olur mu?
Bir insanın ağzından çıkan bu tip sözler, kimin ağzından çıkıyorsa direkt doğruya onu tanım eder.