Exper ne iş yapar ?

BozokaBozokayy

Global Mod
Global Mod
Eksper Ne İş Yapar? Gerçeği Bulan Mı, Sistemi Yağlayan Mı?

Forumdaşlar, lafı dolandırmadan söylüyorum: “Eksper” dediğimiz kişi her dosyada hakikatin terazisini tutan tarafsız bir bilge olmak zorunda değil; çoğu zaman, hız ve maliyet baskısının ortasında, gri alanda karar veren bir aracı. Bu başlığı açmamın sebebi, “eksperlik” denen işin kutsiyet zırhını biraz çizmek, tartışmayı ateşlemek. Çünkü eksperin yazdığı rapor bugün birinin cebine giren tazminatın, yarın başka birinin risk priminin ve hepimizin güvendiği piyasa dengelerinin kaderini belirliyor. Peki bu güç nasıl kullanılıyor?

Eksperin Çekirdekteki Rolü: Tespit, Değerleme, Raporlama

Eksper; hasar olduğunda tespiti yapan, değer biçen, teknik ve hukuki çerçevede bir rapor üreten kişi. Sigorta hasarında “ne oldu, ne kadar oldu, kim sorumlu, ne ödenmeli?” sorularına yanıt arar. Gayrimenkulde yer, emsaller, kira çarpanları, inşaat kalitesi ve pazar dinamiklerine bakarak değerleme yapar. Otomotivde mekanik/kaporta, ikinci el piyasası, işçilik-saat standardı ve yedek parça bedellerini kıyaslar. Kâğıt üzerinde iş net: veriyi toplarsın, metodoloji uygularsın, sonuca varırsın. Keşke bu kadar basit olsa.

Güçlü Görüş: Eksper Raporu “Gerçek” Değil, “Kurgulanmış Bir Yakınsama”dır

Evet, sert bir ifade. Ama deneyim şunu gösteriyor: Eksper raporu çoğu zaman eksik veri, baskılı takvim, sınırlı bütçe ve muğlak standartların içinde üretilen bir “yaklaşım”. Bu yaklaşımın merkezinde insan var; insanın önyargıları, kurumsal beklentiler ve pazarın nabzı var. O yüzden aynı olay, iki farklı eksperin elinde iki farklı “gerçeğe” dönüşebiliyor. “Bilimsel yöntem” diye sunulan şey de çoğu kez, yöntemin sınırlarını dürten pratik zorunluluklara takılıyor.

Zayıf Halkalar: Çıkar Çatışması, Şeffaflık, Tutarlılık

1. Çıkar çatışması: Özellikle sigortada, eksperin ücretini çoğu zaman ödeme yapacak kurum karşılıyor. “Bağımsızlık” prensibi güzel; ama parayı verenin iş beklentisi, teslim tarihi ve “piyasa teamülleri” raporun psikolojisini şekillendirebiliyor.

2. Şeffaflık eksikliği: Kullanılan emsal seti, fiyat referansları, iskonto/çarpan tercihleri çoğu raporda yeterince açılmıyor. “Uzman kanaati” perdesi, sorgulanabilirliği azaltıyor.

3. Tutarlılık sorunu: Aynı şehirde, aynı tip gayrimenkul için bile farklı firmalar farklı metodlarla bambaşka sonuçlar üretebiliyor. Otomotiv hasarında “onarım mı değişim mi?” ikileminde servis-ekper-insurer üçgeni sürekli gerilim üretiyor.

4. Hız baskısı: Dosyalar birikmesin, müşteri beklemesin, bütçe aşılmasın… Tamam. Ama hız arttıkça, saha incelemesinin derinliği, alternatif senaryoların test edilmesi ve belirsizlik aralıklarının rapora yansıması azalıyor.

5. Teknoloji romantizmi: Foto-ekspertiz, uzaktan hasar tespiti, otomatik değerleme modelleri (AVM’ler, algoritmalar) vs. harika araçlar; ama veri kalitesi ve bağlam zayıfsa, model sadece hatayı otomatikleştirir. “Makine böyle dedi” kolaycılığı gerçeği büyülü bir kara kutuya terk ediyor.

İki Yaklaşımı Dengelemek: Strateji-Problem Çözme ve Empati-İnsan Odaklılık

Tartışmayı besleyecek bir çerçeve öneriyorum: Erkeklerde sık gözlemlenen stratejik ve problem çözme eğilimi ile kadınlarda sık görülen empatik ve insan odaklı yaklaşımı iki kutup gibi değil, tamamlayıcı lensler gibi düşünelim. Bu, cinsiyet özücü bir tez değil; ekip içinde farklı bilişsel stillerin birlikte çalışmasının değerini vurgulayan bir denge çağrısı.

- Strateji/Problem Çözme lensi (genellikle erkek üslubuyla ilişkilendirilen):

Dosyayı modüllere ayırır, hipotez kurar, alternatif senaryoları koşar, kayıp fonksiyonunu minimize etmeye odaklanır. Bu yaklaşım, metod disiplini ve ölçülebilir kriterlere bağlılık getirir. Eksik yanı: İnsan hikâyesini, olayın duygusal etkisini ve iletişim boyutunu gölgeleyebilir.

- Empati/İnsan Odaklı lens (genellikle kadın üslubuyla ilişkilendirilen):

Mağduriyetin çok boyutlu etkisini (psikolojik, sosyal, iş sürekliliği) duyar, iletişim kanallarını açık tutar, güven ilişkisi kurar. Gücü: Çatışmayı yumuşatır, kabulü artırır. Riski: Fazla uzlaşmacı bir ton, teknik standartlardan “anlık memnuniyet” uğruna taviz verilmesine yol açabilir.

Denge önerisi: Dosya değerlendirme akışına ikili kontrol noktası koyalım. Bir “stratejik kontrolör” metodolojik omurgayı, bir “empatik kontrolör” süreçteki adalet duygusunu ve iletişim netliğini denetlesin. Bu iki lens bir raporda buluştuğunda, hem hesap verebilirlik hem de toplumsal meşruiyet güçlenir.

Tartışmalı Noktalar: Kutsal İnekleri Masaya Yatırmak

- Bağımsızlık gerçekten mümkün mü? Ücret modelini kim, nasıl belirlemeli? Kurum öderse, zımni baskı kaçınılmaz mı?

- Emsal ekonomisi manipülasyona açık mı? Hangi emsal neden dışarıda bırakıldı? Emsal havuzu bağımsız bir veri odası üzerinden mi toplanmalı?

- Foto-ekspertiz güvenilir mi? Uzaktan çekilen 10 fotoğrafa bakıp “onarım bedeli” çıkarıyoruz; peki mikro hasarlar, gizli kırıklar?

- Standartlar yaşayan metin mi? Yerel piyasa dalgalanınca, rapor metodolojisi nasıl güncelleniyor?

- Müşteri iletişimi raporun parçası mı? “Teknik rapor yazdım, bitti” devri kapansın mı; yoksa rapora “anlaşılırlık skoru” mu eklenmeli?

Provokatif Sorular: Harareti Artıralım

1. Eksper raporlarına belirsizlik bandı (%±) zorunlu olsun mu, yoksa piyasayı daha da muallak mı kılar?

2. Ücret modelini fon havuzu üstlensin: Kurumlar ortak bir fona para atsın, eksper ücretini o fon ödesin. Gerçek bağımsızlığı artırır mı, yoksa başka lobiler mi doğurur?

3. Uzaktan hasarda, yüz tanıma ve jeo-etiket doğrulaması olmadan rapor kabul edilmesin mi? Mahremiyet/etik çizgisi nerede?

4. Gayrimenkul değerlemede algoritma-rapor ikilisi zorunlu olsun: Algoritma bir aralık versin, eksper o aralık içinde gerekçeli seçim yapsın. Karar kalitesini mı yükseltir, yoksa eksperi “noter”e mi indirger?

5. Ekipler bilinçli olarak farklı bilişsel stillerden (stratejik/empatik) karmalanmalı mı? Bu, çatışmayı artırır mı, kaliteyi mi?

Reform Önerileri: Sadece Eleştirmekle Kalmayalım

- Ücret ve atama şeffaflığı: Kurumlar arası ortak fon + rastgele atama kombinasyonu düşünülmeli. İstisnalar (uzmanlık nişi) kamuya açık gerekçeyle kayıt altına alınmalı.

- Emsal veri odası: Kaynağı, tarihi, filtre kriterleriyle birlikte açık emsal kütüphanesi; raporda “kullanılan/elenen” emsaller listesi zorunlu alan olmalı.

- Belirsizlik bandı ve senaryo eki: Nihai rakamın yanında “en iyi durum/kötü durum” ve gerekçeleri; bu, raporu “tek doğru” mitinden çıkarır.

- Çift lensli kalite güvence: Teknik kontrol + empati/iletişim kontrolü. Bu ikinci kontrol, dilin açık olup olmadığını, tarafların anladığını ve süreç adaletini ölçsün.

- Model denetimi: Otomatik değerleme, foto-ekspertiz ve skorlama araçları için bağımsız “model denetimi” raporu olsun; verinin yanlılık testi yıllık zorunlu hale gelsin.

- Eğitim ve etik sınavı: Sadece teknik değil, bilişsel önyargı farkındalığı, iletişim ve etik modüllerinden periyodik sınav.

Son Söz: Eksperlik, Güven Üretme Sanatıdır—Ama Güven Otomatik Gelmez

Eksper; olayın fotoğrafını çekip geçen biri değil, “anlaşılan gerçeği” inşa eden kişi. Bu inşanın dürüst, tutarlı ve sorgulanabilir olması için kutsal inekleri kesmekten çekinmeyelim: Ücret modeli, veri şeffaflığı, metod disiplini, teknoloji denetimi ve bilişsel çeşitlilik. Şimdi siz söyleyin: Eksper raporunu “nihai hakikat” diye mi okuyacağız, yoksa “gerekçeli öneri” diye mi? Bağımsızlığı etik beyanlarla mı, yapısal tasarımla mı güvence altına alacağız? Teknik doğruluğu insanî adalet duygusuyla nasıl evlendireceğiz? Tartışma burada başlıyor—çünkü gerçek, raporda yazandan büyük; ama iyi bir rapor, gerçeğe yaklaşmanın en dürüst yolu olabilir.
 
Üst