A
admin
Guest
Gonca Kocabaş – Milliyet.com.tr
Tabiatla iç içe yaşayan insanların, hayatlarının bir periyodu güya daima bir karavanla kesişiyor. Siz karavan ömrüne nasıl başladınız?
Geçtiğimiz seneye kadar yaşadığımız metropol hayatında, memnun olduğumuz en keyifli anlar, her fırsat bulduğumuzda gittiğimiz kamplara dair. Kamp tecrübelerimizi bir üst düzeye taşıyıp uzun soluklu tabiat yürüyüşlerine başladık, Likya yolu , Troya Kültür Rotası üzere parkurları sırt çantalarımızla yürüdük ve farkına vardığımız şey özgürce an’da kalabilmek oldu.
İşte tam bu noktada, memnunluk ve anda kalabilmenin lezzetini deneyimleyebileceğimiz ve üstelik bir müddetdir araştırıp ‘yapabilir miyiz’ diye düşündüğümüz karavan ömrüne başlamış olduk.
Aldığınız aracı karavana dönüştürmenizin size maliyeti ne oldu?
Satın almak istediğimiz araç pandemide artan ikinci el otomobil meblağları ile hesaplarımızın epeyce üstüne çıktı. Uzunca bir mühlet araç aradık. Hem yaşı genç olsun, hem istediğimiz model derken bir gün Bursa da ki bir galeride şu an ki karavanımızın boş panelvan halini görüp çabucak birebir gün yola çıktık. bir daha Bursa Kurtul’da karavan üretimi hizmeti veren bir firma ile anlaştık. İç tasarımı büsbütün bize ilişkin olan dizaynı 2 ayda teslim ettiler.
Yalnızca iç dizaynının maliyeti 80 bin lira tuttu. Paket fiyatlar var biz bunlara bağlı kalmadık. Lambri tavan, ahşap masalar, kullanılan gerecin kalitesi üzere biroldukca değişken mevcut. Hala eksiklerimiz var webasto, kayar basamak gibi…
Geçiminizi nasıl sağlıyorsunuz? İstanbul’daki hayatınızla kıyasladığınızda gelir – sarfiyat istikrarında ne üzere değişimler keşfettiniz?
Mütevazi de olsa bir birikimimiz var, biraz bunu kıymetlendiriyoruz, uzaktan dayanak verdiğimiz fotoğraf ve görüntü editiişlerimiz var. Malum fotoğrafçılıkta freelance çalışabilmek pek tanınan, gezdiğimiz kentlerde fotoğraf çekerek ek gelir bahtımız olduğunu biliyoruz.
Elektriğimizi güneş panellerinden, suyu yol üstündeki çeşmelerden alıyoruz
İstanbul daha sonrası masraflarımızın ziyadesiyle düştüğünü söyleyebiliriz. Karavan aslına bakarsanız minimalist hayatı yakalayabilmek için en düzgün alternatiflerden biri olabilir. Şu an karavandaki masraflarımız yakıt ve yiyecek haricinde, telefon ve internet faturalarımız. Elektrik muhtaçlığımızı güneş panellerinden, suyu ise yolumuzun üstündeki çeşmelerden karşılıyoruz. bununla birlikte konut kirası, apartman aidatı hatta yıllık tatil masrafımız üzere biroldukça sarfiyat artık yok.
Kimi insan konfor alanından çıkmakta zorlanıyor. İstifa etmek, meskenini ya da kentine değiştirmek, ürkütücü gelebiliyor. Siz nasıl karar verdiniz? Bu konularda biraz cesaretli mu olmak gerekiyor sizce?
aslına bakarsan en büyük adım konfor alanından çıkabilmekle başlıyor. Öbür kentleri görmek ve farklı kültürleri tanıyabilme fikri bile bizi heyecanlandırmaya yetiyor. Yalnızca cesaretli olmak kâfi mi ? Katiyen yetmez. Hırslı karakterlerin, meslek amacıyla yanıp tutuşanların hatta zenginlik hayali olanların keyifli olabileceği bir nizam yok karavan ömründe.
Hayat akışının ortasında her gün bir şeylere karar vermek zorunda kalıyoruz aslında. Kimileri akışta kaybolup gidiyor lakin kimileri biz farkında olmadan geleceğimize taraf veriyor. Bizim içinse karavan hayatına karar vermek bu seçimlerden bir tanesiydi ve ömrümüze istikamet veren dokunuşun kendi irademiz olmasını istedik.
İstanbul’da yaşamak ve çalışmak demek, şahsi vaktinizden da çalmak demek. Tahminen aile, arkadaş, hatta eş ve çocuklarınızla daha az vakit geçirmek demek. Siz hem kasabaya yerleştikten daha sonra, birebir vakitte karavan seyahatlerinizde kendinizle ve birbirinizle geçirdiğiniz vaktin kalitesinde nasıl bir değişiklik oldu?
Çalışma saatlerimiz birbirimizi görmeyi, birlikte plan yapmayı epey sıkıntı hale getiriyordu. Müsaade günlerinde ve iş saatleri haricinde dahi susmayan telefonlar bağlantı kurmamızı bile engelliyordu. Artık her gün ve her an birlikteiz bu aramızdaki ahengi, senkronu ve paylaşımı arttırdı. Kendimize dair yapmak istediğimiz hayal ettiğimiz her şey için artık çokça vaktimiz var. Daha epey kitap okuyabiliyoruz, daha nizamlı spor yapabiliyoruz ve hobi edinebiliyoruz.
Karavan ömrü bir manada daha minimal bir hayatı da birlikteinde getiriyor. Daha az eşya ile memnun olabilmek ya da elimizdekileri dönüştürebilmek, sürdürülebilir bir dünya için çok değerli. Siz karavana geçtikten daha sonra bu manada zorluk yaşadınız mı?
Tersine bu memnunluk niçini diyebiliriz. Az eşya daha akılcı ve pratik olmayı öğretiyor. Kullandığımız eşyaları dönüştürmekse yeni bir şeye sahip olmak ve yetilerimizi öğrenmek demek. 15 m3 bir panelvan ortasındayız lakin yatak odamız, oturma odamız, mutfağımız, tuvalet, banyomuz ve hayatımızı devam ettirebileceğimiz her eşyaya sahibiz. 24. Alışveriş yapmadan evvel kendimize o kıymetli soruyu soruyoruz ‘bizim buna sahiden gereksinimimiz var mı?’’
Karavanda kimi çiftlerin bakılırsav dağılımında sorun yaşadıklarını biliyorum. Sizin karavanda bu işler nasıl ilerliyor? Karavanda en çalışkan kim?
Demek biz o yüzden sorun yaşamadık
bakılırsav dağılımı yapmadık, yemekler, bulaşıklar, paklık hepsi ortak sıra ya da sistem yok. Bu karavanda herkes her işi yapar.
150 günlük bir cinsin şu anda hangi gününde ve neredesiniz? Pekala niye 150 gün?
Rotamızda olan her kentin koylarını, köylerini, tarihini ve yöresel yemeklerini tadabilmek için vakit ayırmak istedik ve 150 gün kendimizi karavan hayatında sınamak için hatırı sayılır bir vakit diyebiliriz. beraberinde bu sürecin tamamını bizim üzere karavan hayali olanlar için gün gün
Bu günlerin rotalarını nasıl planladınız? Kaç km yol yapmayı planlıyorsunuz?
Rota planlamak aslına bakarsanız epeyce eğlenceli değil mi? Biz araştırırken bile hayal edip kendimizi orada hissediyoruz. Dikkat ettiğimiz ayrıntı yakıt tasarrufu oldu, mümkün olduğunca kıyı çizgisinden uzaklaşmamak ve bu rota üstünde görmek isteyeceğimiz ya da bir daha gitmek istediğimiz noktaları seçtik. Buralara dair bloglar okuyup görüntüler izledik, daha evvel gitmiş arkadaşlarımızın deneyimlerini dinledik. kimi vakit en hoş sürpriz lokasyonları lokal halktan öğrendiğimiz için opsiyonları açık bıraktık elbette. Rotamız Çanakkale-Antalya ve dönüşü dahil etmeden 5.000-6.500 kilometrelik bir rota olacak üzere duruyor.
Konaklamalarınızı nerelerde yapıyorsunuz ve güvenliğinizi nasıl sağlıyorsunuz?
Konaklamalarımızı fiyatsız alanlarda yapmayı tercih ediyoruz. kimi vakit ormanda bir göl görünümü, kimi vakit hoş bir koy ancak azda olsa bir ilçenin yahut köyün caddesinin yol kenarı olabiliyor.
Güvenlik içinse konaklama yapacağımız yerlere her vakit gündüz erken saatlerde gidip etrafta ne var ne yok diye müşahede yapıyoruz. Mümkün bir durumda alternatif bir b planı olarak güvenliği ve kamerası olan akaryakıt istasyonu hatta gibisi işletmeleri tercih edebiliyoruz.
Gelecek planlarınız neler? Tam vakitli karavan hayatı, Avrupa ya da dünya turu…
Aslında hepsi. Öncelikle yapılacaklar listemizde karavanla Türkiye çeşidi var ve çıkmak istediğimiz doruklar var. Dünya tipi ise kimin hayali değil ki?
Tabiatla iç içe yaşayan insanların, hayatlarının bir periyodu güya daima bir karavanla kesişiyor. Siz karavan ömrüne nasıl başladınız?
Geçtiğimiz seneye kadar yaşadığımız metropol hayatında, memnun olduğumuz en keyifli anlar, her fırsat bulduğumuzda gittiğimiz kamplara dair. Kamp tecrübelerimizi bir üst düzeye taşıyıp uzun soluklu tabiat yürüyüşlerine başladık, Likya yolu , Troya Kültür Rotası üzere parkurları sırt çantalarımızla yürüdük ve farkına vardığımız şey özgürce an’da kalabilmek oldu.
İşte tam bu noktada, memnunluk ve anda kalabilmenin lezzetini deneyimleyebileceğimiz ve üstelik bir müddetdir araştırıp ‘yapabilir miyiz’ diye düşündüğümüz karavan ömrüne başlamış olduk.
Aldığınız aracı karavana dönüştürmenizin size maliyeti ne oldu?
Satın almak istediğimiz araç pandemide artan ikinci el otomobil meblağları ile hesaplarımızın epeyce üstüne çıktı. Uzunca bir mühlet araç aradık. Hem yaşı genç olsun, hem istediğimiz model derken bir gün Bursa da ki bir galeride şu an ki karavanımızın boş panelvan halini görüp çabucak birebir gün yola çıktık. bir daha Bursa Kurtul’da karavan üretimi hizmeti veren bir firma ile anlaştık. İç tasarımı büsbütün bize ilişkin olan dizaynı 2 ayda teslim ettiler.
Yalnızca iç dizaynının maliyeti 80 bin lira tuttu. Paket fiyatlar var biz bunlara bağlı kalmadık. Lambri tavan, ahşap masalar, kullanılan gerecin kalitesi üzere biroldukca değişken mevcut. Hala eksiklerimiz var webasto, kayar basamak gibi…
Geçiminizi nasıl sağlıyorsunuz? İstanbul’daki hayatınızla kıyasladığınızda gelir – sarfiyat istikrarında ne üzere değişimler keşfettiniz?
Mütevazi de olsa bir birikimimiz var, biraz bunu kıymetlendiriyoruz, uzaktan dayanak verdiğimiz fotoğraf ve görüntü editiişlerimiz var. Malum fotoğrafçılıkta freelance çalışabilmek pek tanınan, gezdiğimiz kentlerde fotoğraf çekerek ek gelir bahtımız olduğunu biliyoruz.
Elektriğimizi güneş panellerinden, suyu yol üstündeki çeşmelerden alıyoruz
İstanbul daha sonrası masraflarımızın ziyadesiyle düştüğünü söyleyebiliriz. Karavan aslına bakarsanız minimalist hayatı yakalayabilmek için en düzgün alternatiflerden biri olabilir. Şu an karavandaki masraflarımız yakıt ve yiyecek haricinde, telefon ve internet faturalarımız. Elektrik muhtaçlığımızı güneş panellerinden, suyu ise yolumuzun üstündeki çeşmelerden karşılıyoruz. bununla birlikte konut kirası, apartman aidatı hatta yıllık tatil masrafımız üzere biroldukça sarfiyat artık yok.
Kimi insan konfor alanından çıkmakta zorlanıyor. İstifa etmek, meskenini ya da kentine değiştirmek, ürkütücü gelebiliyor. Siz nasıl karar verdiniz? Bu konularda biraz cesaretli mu olmak gerekiyor sizce?
aslına bakarsan en büyük adım konfor alanından çıkabilmekle başlıyor. Öbür kentleri görmek ve farklı kültürleri tanıyabilme fikri bile bizi heyecanlandırmaya yetiyor. Yalnızca cesaretli olmak kâfi mi ? Katiyen yetmez. Hırslı karakterlerin, meslek amacıyla yanıp tutuşanların hatta zenginlik hayali olanların keyifli olabileceği bir nizam yok karavan ömründe.
Hayat akışının ortasında her gün bir şeylere karar vermek zorunda kalıyoruz aslında. Kimileri akışta kaybolup gidiyor lakin kimileri biz farkında olmadan geleceğimize taraf veriyor. Bizim içinse karavan hayatına karar vermek bu seçimlerden bir tanesiydi ve ömrümüze istikamet veren dokunuşun kendi irademiz olmasını istedik.
İstanbul’da yaşamak ve çalışmak demek, şahsi vaktinizden da çalmak demek. Tahminen aile, arkadaş, hatta eş ve çocuklarınızla daha az vakit geçirmek demek. Siz hem kasabaya yerleştikten daha sonra, birebir vakitte karavan seyahatlerinizde kendinizle ve birbirinizle geçirdiğiniz vaktin kalitesinde nasıl bir değişiklik oldu?
Çalışma saatlerimiz birbirimizi görmeyi, birlikte plan yapmayı epey sıkıntı hale getiriyordu. Müsaade günlerinde ve iş saatleri haricinde dahi susmayan telefonlar bağlantı kurmamızı bile engelliyordu. Artık her gün ve her an birlikteiz bu aramızdaki ahengi, senkronu ve paylaşımı arttırdı. Kendimize dair yapmak istediğimiz hayal ettiğimiz her şey için artık çokça vaktimiz var. Daha epey kitap okuyabiliyoruz, daha nizamlı spor yapabiliyoruz ve hobi edinebiliyoruz.
Karavan ömrü bir manada daha minimal bir hayatı da birlikteinde getiriyor. Daha az eşya ile memnun olabilmek ya da elimizdekileri dönüştürebilmek, sürdürülebilir bir dünya için çok değerli. Siz karavana geçtikten daha sonra bu manada zorluk yaşadınız mı?
Tersine bu memnunluk niçini diyebiliriz. Az eşya daha akılcı ve pratik olmayı öğretiyor. Kullandığımız eşyaları dönüştürmekse yeni bir şeye sahip olmak ve yetilerimizi öğrenmek demek. 15 m3 bir panelvan ortasındayız lakin yatak odamız, oturma odamız, mutfağımız, tuvalet, banyomuz ve hayatımızı devam ettirebileceğimiz her eşyaya sahibiz. 24. Alışveriş yapmadan evvel kendimize o kıymetli soruyu soruyoruz ‘bizim buna sahiden gereksinimimiz var mı?’’
Karavanda kimi çiftlerin bakılırsav dağılımında sorun yaşadıklarını biliyorum. Sizin karavanda bu işler nasıl ilerliyor? Karavanda en çalışkan kim?
Demek biz o yüzden sorun yaşamadık
150 günlük bir cinsin şu anda hangi gününde ve neredesiniz? Pekala niye 150 gün?
Rotamızda olan her kentin koylarını, köylerini, tarihini ve yöresel yemeklerini tadabilmek için vakit ayırmak istedik ve 150 gün kendimizi karavan hayatında sınamak için hatırı sayılır bir vakit diyebiliriz. beraberinde bu sürecin tamamını bizim üzere karavan hayali olanlar için gün gün
Bu günlerin rotalarını nasıl planladınız? Kaç km yol yapmayı planlıyorsunuz?
Rota planlamak aslına bakarsanız epeyce eğlenceli değil mi? Biz araştırırken bile hayal edip kendimizi orada hissediyoruz. Dikkat ettiğimiz ayrıntı yakıt tasarrufu oldu, mümkün olduğunca kıyı çizgisinden uzaklaşmamak ve bu rota üstünde görmek isteyeceğimiz ya da bir daha gitmek istediğimiz noktaları seçtik. Buralara dair bloglar okuyup görüntüler izledik, daha evvel gitmiş arkadaşlarımızın deneyimlerini dinledik. kimi vakit en hoş sürpriz lokasyonları lokal halktan öğrendiğimiz için opsiyonları açık bıraktık elbette. Rotamız Çanakkale-Antalya ve dönüşü dahil etmeden 5.000-6.500 kilometrelik bir rota olacak üzere duruyor.
Konaklamalarınızı nerelerde yapıyorsunuz ve güvenliğinizi nasıl sağlıyorsunuz?
Konaklamalarımızı fiyatsız alanlarda yapmayı tercih ediyoruz. kimi vakit ormanda bir göl görünümü, kimi vakit hoş bir koy ancak azda olsa bir ilçenin yahut köyün caddesinin yol kenarı olabiliyor.
Güvenlik içinse konaklama yapacağımız yerlere her vakit gündüz erken saatlerde gidip etrafta ne var ne yok diye müşahede yapıyoruz. Mümkün bir durumda alternatif bir b planı olarak güvenliği ve kamerası olan akaryakıt istasyonu hatta gibisi işletmeleri tercih edebiliyoruz.
Gelecek planlarınız neler? Tam vakitli karavan hayatı, Avrupa ya da dünya turu…
Aslında hepsi. Öncelikle yapılacaklar listemizde karavanla Türkiye çeşidi var ve çıkmak istediğimiz doruklar var. Dünya tipi ise kimin hayali değil ki?