Vitra
New member
Destici: Aksi kelepçe yasaklanmıştı, sanki öteki mihraklar mı var diye bakılmalı! Sözcü muharriri Deniz Zeyrek, BBP Genel Lideri Mustafa Destici ile geçtiğimiz günlerde yaşanan zıt kelepçe hadisesini konuştu. Destici “Acaba öbür mihraklar mı devreye girdi diye bakılmalı.” değerlendirmesini yaptı.
Zeyrek’in bugün kaleme aldığı köşesi şöyleki:
Büyük Birlik Partisi (BBP) Ordu Vilayet Bayan Kolları Lideri Fatma Yümlü’nün elleri arttan kelepçelenerek gözaltına alınması pek epey açıdan can sıkıcı ve musibet bir durumdu.
Ortaya çıkan tatsız fotoğrafı, dün telefonla görüştüğümüz BBP Genel Lideri Mustafa Destici’ye sordum. Çuvaldızı evvel parti nazaranvlisi Fatma Hanım’a batırdı.
Her fırsatta salgınla gayretin kıymetine dikkat çektiğini, kurallara uyulması gerektiğini vurguladığını anımsatan Destici, Fatma Yümlü’nün de salgın konusunda kurallara eksiksiz uyması gerektiğini vurguladı.
Olayı duyduğu andan itibaren İçişleri Bakanı ve Vali dahil olmak üzere herkesle konuştuğunu anlatan Destici, salgınla çaba eden sıhhat çalışanına karşı tutumu haksız olsa dahi bunun Fatma Hanım’a yaşatılanlara mazeret olamayacağını tabir etti.
Destici şu biçimde konuştu:
“İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu, terör, bayana yönelik şiddet üzere olaylar haricinde arttan kelepçeleme uygulamasına başvurulmaması tarafında genelge yayınlamıştı. Buna karşın bunun yapılmış olması kınadığımız bir durum.”
Destici, birtakım medya kuruluşlarının “Cumhur İttifakı’nda çatlak var” görünümü yaratmak için Fatma Yümlü’ye yapılan muamelenin, bir hafta evvel hükümete yönelttiği tenkitlerden kaynaklandığı istikametinde yorum yaptığına dikkat çekti ve bu yorumun yanlışsız olmadığını, kelam konusu programın hadiseden bir hafta evvel yayınlandığını söylemiş oldu.
Fatma Yümlü ile telefonla konuşan Destici, “Fatma Hanım incinmiş. Biz de bu hadiseden dolayı incindik, üzüldük. Bir vilayet bayan kolları liderimize yapılmış bu biçimde bir muamelenin hesabını hukuk ortasında soracağız” diye konuştu.
Kendilerinin de ülkede yaşanan problemleri yapan bir lisanla gündeme getirdiklerini, esnafın durumunu, hayat pahalılığını konuştuklarını, Kanal İstanbul için “şimdi sırası değil” dediklerini anımsatan Destici şunları söylemiş oldu:
“’Şiddet ve terör yoksa kelepçeye gerek yok’ üzere bir talimat varken, bu önleme bu kadar kolay başvurulmasının önü gerisi araştırılmalı. Sanki diğer mihraklar mı devreye girdi diye bakılmalı.
Tam Büyük Birlik Partisi ivme kazanıyor, yükselişe geçiyor, bu biçimde bir olayla karşılaşıyoruz. 28 Yıldır teşkilatlanamadığımız Sinop’ta kongre yaptık. Kırklareli’nde kongre yapacağız. Hatay’da 8 – 10 yıldır kongre yapılamıyordu yaptık. Altı ayda üye sayımız ikiye katlandı. BBP’ye geçişler arttı ve bu biçimde bir periyotta biz iki gündür bu sıkıntıyı konuşuyoruz.
Millet İttifakı’ndakiler büyümemize rakip ittifakta olduğumuz için karşı. Cumhur İttifakı’ndakiler ittifakta daha büyük bir ortak olacağımız için bunu istemiyor.”
★★★
Destici’nin açıklamalarına inanıp inanmamak size kalmış. Ben aktarma bakılırsavimi yerine getiriyorum.
Lakin bu vesileyle olayın öteki bir boyutuna da dikkatinizi çekmek istiyorum:
Yazının başında Fatma Hanım’ın başına gelen olayın can sıkıcı ve musibet bir durum olduğunu yazmıştım.
Derler ya hani: “Bir musibet bin nasihatten iyidir”
Tahminen Ordu’da yaşanan bu musibet durumdan en azından birkaç nasihat çıkarırız.
örneğin, tahminen bu vesileyle şiddet ve terör üzere kriminal durumlarda başvurulacak bir “etkisiz hale getirme” yolunu, polisin “filyasyona direnme” üzere eften püften münasebetlerle kullanmaya başlaması sorgulanır.
örneğin, bayana yönelik şiddet olaylarını protesto eden bayanları yüz üstü yere serip, arttan plastik kelepçe takmanın da bir çeşit şiddet olduğu anlaşılır.
örneğin, tahminen bir bayana geriden kelepçe takmanın yalnızca siyasi partinin yöneticisi olan bayanlar için değil, Boğaziçi Üniversitesi’nde okuyan ve gökten zembille indirilen liyakatsiz rektöre ya da İkizdere’de tabiat katliamına itiraz eden protestocu bayanlar için de incitici olduğu görülür.
Zeyrek’in bugün kaleme aldığı köşesi şöyleki:
Büyük Birlik Partisi (BBP) Ordu Vilayet Bayan Kolları Lideri Fatma Yümlü’nün elleri arttan kelepçelenerek gözaltına alınması pek epey açıdan can sıkıcı ve musibet bir durumdu.
Ortaya çıkan tatsız fotoğrafı, dün telefonla görüştüğümüz BBP Genel Lideri Mustafa Destici’ye sordum. Çuvaldızı evvel parti nazaranvlisi Fatma Hanım’a batırdı.
Her fırsatta salgınla gayretin kıymetine dikkat çektiğini, kurallara uyulması gerektiğini vurguladığını anımsatan Destici, Fatma Yümlü’nün de salgın konusunda kurallara eksiksiz uyması gerektiğini vurguladı.
Olayı duyduğu andan itibaren İçişleri Bakanı ve Vali dahil olmak üzere herkesle konuştuğunu anlatan Destici, salgınla çaba eden sıhhat çalışanına karşı tutumu haksız olsa dahi bunun Fatma Hanım’a yaşatılanlara mazeret olamayacağını tabir etti.
Destici şu biçimde konuştu:
“İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu, terör, bayana yönelik şiddet üzere olaylar haricinde arttan kelepçeleme uygulamasına başvurulmaması tarafında genelge yayınlamıştı. Buna karşın bunun yapılmış olması kınadığımız bir durum.”
Destici, birtakım medya kuruluşlarının “Cumhur İttifakı’nda çatlak var” görünümü yaratmak için Fatma Yümlü’ye yapılan muamelenin, bir hafta evvel hükümete yönelttiği tenkitlerden kaynaklandığı istikametinde yorum yaptığına dikkat çekti ve bu yorumun yanlışsız olmadığını, kelam konusu programın hadiseden bir hafta evvel yayınlandığını söylemiş oldu.
Fatma Yümlü ile telefonla konuşan Destici, “Fatma Hanım incinmiş. Biz de bu hadiseden dolayı incindik, üzüldük. Bir vilayet bayan kolları liderimize yapılmış bu biçimde bir muamelenin hesabını hukuk ortasında soracağız” diye konuştu.
Kendilerinin de ülkede yaşanan problemleri yapan bir lisanla gündeme getirdiklerini, esnafın durumunu, hayat pahalılığını konuştuklarını, Kanal İstanbul için “şimdi sırası değil” dediklerini anımsatan Destici şunları söylemiş oldu:
“’Şiddet ve terör yoksa kelepçeye gerek yok’ üzere bir talimat varken, bu önleme bu kadar kolay başvurulmasının önü gerisi araştırılmalı. Sanki diğer mihraklar mı devreye girdi diye bakılmalı.
Tam Büyük Birlik Partisi ivme kazanıyor, yükselişe geçiyor, bu biçimde bir olayla karşılaşıyoruz. 28 Yıldır teşkilatlanamadığımız Sinop’ta kongre yaptık. Kırklareli’nde kongre yapacağız. Hatay’da 8 – 10 yıldır kongre yapılamıyordu yaptık. Altı ayda üye sayımız ikiye katlandı. BBP’ye geçişler arttı ve bu biçimde bir periyotta biz iki gündür bu sıkıntıyı konuşuyoruz.
Millet İttifakı’ndakiler büyümemize rakip ittifakta olduğumuz için karşı. Cumhur İttifakı’ndakiler ittifakta daha büyük bir ortak olacağımız için bunu istemiyor.”
★★★
Destici’nin açıklamalarına inanıp inanmamak size kalmış. Ben aktarma bakılırsavimi yerine getiriyorum.
Lakin bu vesileyle olayın öteki bir boyutuna da dikkatinizi çekmek istiyorum:
Yazının başında Fatma Hanım’ın başına gelen olayın can sıkıcı ve musibet bir durum olduğunu yazmıştım.
Derler ya hani: “Bir musibet bin nasihatten iyidir”
Tahminen Ordu’da yaşanan bu musibet durumdan en azından birkaç nasihat çıkarırız.
örneğin, tahminen bu vesileyle şiddet ve terör üzere kriminal durumlarda başvurulacak bir “etkisiz hale getirme” yolunu, polisin “filyasyona direnme” üzere eften püften münasebetlerle kullanmaya başlaması sorgulanır.
örneğin, bayana yönelik şiddet olaylarını protesto eden bayanları yüz üstü yere serip, arttan plastik kelepçe takmanın da bir çeşit şiddet olduğu anlaşılır.
örneğin, tahminen bir bayana geriden kelepçe takmanın yalnızca siyasi partinin yöneticisi olan bayanlar için değil, Boğaziçi Üniversitesi’nde okuyan ve gökten zembille indirilen liyakatsiz rektöre ya da İkizdere’de tabiat katliamına itiraz eden protestocu bayanlar için de incitici olduğu görülür.