A
admin
Guest
Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr – Ailesi hâlâ Amerika’da olan Nichole, eşiyle 1 haftalığına ziyarete geldiği Dalyan’ı epeyce beğenince, ziyaretlerinden yaklaşık 6 ay daha sonra Türkiye’ye taşınma sonucu almışlar. Daima dağlara ve denize yakın olma hayali olduğunu söyleyen Nichole, uzaktan çalışabildiği bir işi olduğu için Türkiye’ye göç etmenin sıkıntı bir karar olmadığını, buraya yerleşmesinde yıl boyunca meyveye erişebiliyor olmanın da tesirli olduğunu lisana getiriyor.
‘EŞİMİN AİLESİ SAYESİNDE BU CENNET KESİMİNİ BULDUK’
Nichole, Dalyan’a yerleşme sonucunın detaylarını şu sözlerle anlattı:
“2018 yılının mayıs ayında bir haftalığına Dalyan’ı ziyaret ettim ve çabucak âşık oldum. Birebir yılın sonbaharında buraya taşındım. Eşim ve ben buraya taşınmadan evvel ailesi İstanbul’dan buraya göç etmiş. Onlar yardımıyla bu cennet modülünü bulduk. Dalyan’ı keşfetmedilk evvel senelerca Ege kıyısını dolaşmışlar.”
‘İLK TAŞINDIĞIMDA KÖYDE YAŞITIM YOKTU, HERKES EMEKLİYDİ’
Nichole, Amerika’dan Türkiye’ye göç ettiğinde yaşadığı yerde kendi yaşıtı kimsenin olmadığını, yerlilerin birçoklarının emekli olduğunu söyleyerek kelamlarına şöyleki devam etti: “Artık, etrafım büyüdü ve ortak noktaları olan biroldukca arkadaşım var. Bir kentten küçük bir kasabaya taşındığınızda yavaş yavaş insanlarınızı buluyorsunuz ve birebir beşerlerle epey fazla vakit geçirdiğiniz için epeyce çabuk yakınlaşıyorsunuz. Köy ömrünü seçerken en hayli özlediğim şeylerden biri de AcroYoga. İstanbul üzere büyük kentlerin haricinde epeyce fazla acro topluluğu yok lakin fırsat buldukça burada ve orada pratik yapıyorum. Amerika’da yaşarken eskisi kadar hayatımın büyük bir kesimi değil fakat sorun değil. Zira artık farklı şeylerle hayli meşgulüm.”
Nichole’ün Türkiye’de ‘Kıvırcık Kızlar Gelsin’ isminde küçük bir online işletmesi bulunuyor. Instagram’da kıvırcık saçlı kızlar için bilgi vermek üzere açtığı sayfaya büyük bir talep olduğunu fark edince işlerini daha da büyütmüş. daha sonra bu, kıvırcık saçlar için tasarlanmış her türlü eseri ürettiği kârlı bir işe dönüşmüş.
‘KOMŞULARIM KAHVE İÇMEYE DAVET ETMEKTEN MEMNUNLUK DUYUYOR’
Nichole, köyde günlerinin ağır geçtiğini söyleyerek, “Her şeyi halletmek için kâfi vakit yok üzere görünüyor” diyor. Bahçede yabani otları ayıklıyor, serada ekim yapıyor, meyve hasat edip, yürüyüş yapıyor. beraberinde kedi – köpek bakımı yapan Nichole, aile ve arkadaşlarını ziyaret ederek, yemek ve paklık yaptığını da lisana getiriyor. Mesken projeleri ve kendi işi üzerinde çalışarak köydeki bir gününü özetleyen Nichole, köydeki komşuluk münasebetlerini de şöyleki anlattı:
“Komşuların birçok fazlaca sıcak ve samimi. Cömert ve yardımsever olduklarını düşünüyorum. Komşularımız bize makine ödünç veriyor ve gerektiğinde ağaçların kesilmesine yardım ediyor. Herkes her vakit meyve paylaşmaya istekli ve sizi kahve içmeye davet etmekten memnunluk duyuyorlar.”
‘AMERİKAN AİLELERİ TÜRKLERE NAZARAN DAHA AZ KORUYUCU’
Türkiye’ye gelirken Amerika’da ailesinin buna ne reaksiyon verdiği sorulunca Nichole, “Amerikan aileleri Türk ailelerine bakılırsa fazlaca daha az esirgeyici olma eğiliminde. Annem alışılmış ki Virginia’da ona daha yakın olmamı istiyor lakin ailemin büyük bir yansısı olmadı. Annem önümüzdeki baharda birinci defa Dalyan’ı ziyaret etmeyi planlıyor. Ona etrafı gezdireceğim için heyecanlıyım” karşılığını verdi.
‘EVİN TÜM MOBİLYALARINI EŞİM VE KAYINPEDERİM YAPTI’
Köyde kendilerine 50 metrekare bir mesken inşa ettiklerini söyleyen Nichole, eşinin ailesiyle tıpkı bahçeyi paylaşıyor.
Nichole, “Kayınvalidemin çitle ayrılmış konutuyla birebir arazideyiz, komşuyuz. Meskenimiz küçük olduğu için tüm mobilyalar eşim ve kayınpederim tarafınca özel olarak yapıldı. Konutumuzun çatısını da düz tasarladık, bu biçimdece kışın bol güneşli açık alanımız oluyor” diye konuştu.
‘TÜRKÇEMİ GELİŞTİRMEK İSTİYORUM’
Bahçesinde fazlaca sayıda meyve ağacı olduğunu söyleyen Nichole, “Portakal, mandalina, limon, kamkat, dut, kiraz, zeytin, erik, nar, kayısı, avokado, incir, ayva, elma var. Meyve ağaçlarının yanı sıra defne, ceviz, fındık ve çam da bulunuyor. Ayrıyeten 15 zerzevat yatağımız var. Yaz aylarında domates, salatalık, biber, fasulye, patlıcan, kavun, mısır ve çilek yetiştiriyoruz. Kışın ise lahana, karalahana, bakla, turp, pancar, dereotu ve marulumuz oluyor” bilgilerinı paylaştı.
Gelecek planlarında işlerini büyütmeyi ve Türkçesini geliştirmek istediğini söyleyen Nichole, “Dijital eserler de satmaya başlayacağım. Bir sürü fikrim var lakin Türkçem âlâ değil. Ayrıyeten yaz aylarında ABD’de ailemizi ziyaret ederken, konutumuzu kiralamaya uygun hâle getirme umuduyla kimi düzenlemeler de yapmak istiyorum” dedi.
‘EŞİMİN AİLESİ SAYESİNDE BU CENNET KESİMİNİ BULDUK’
Nichole, Dalyan’a yerleşme sonucunın detaylarını şu sözlerle anlattı:
“2018 yılının mayıs ayında bir haftalığına Dalyan’ı ziyaret ettim ve çabucak âşık oldum. Birebir yılın sonbaharında buraya taşındım. Eşim ve ben buraya taşınmadan evvel ailesi İstanbul’dan buraya göç etmiş. Onlar yardımıyla bu cennet modülünü bulduk. Dalyan’ı keşfetmedilk evvel senelerca Ege kıyısını dolaşmışlar.”
‘İLK TAŞINDIĞIMDA KÖYDE YAŞITIM YOKTU, HERKES EMEKLİYDİ’
Nichole, Amerika’dan Türkiye’ye göç ettiğinde yaşadığı yerde kendi yaşıtı kimsenin olmadığını, yerlilerin birçoklarının emekli olduğunu söyleyerek kelamlarına şöyleki devam etti: “Artık, etrafım büyüdü ve ortak noktaları olan biroldukca arkadaşım var. Bir kentten küçük bir kasabaya taşındığınızda yavaş yavaş insanlarınızı buluyorsunuz ve birebir beşerlerle epey fazla vakit geçirdiğiniz için epeyce çabuk yakınlaşıyorsunuz. Köy ömrünü seçerken en hayli özlediğim şeylerden biri de AcroYoga. İstanbul üzere büyük kentlerin haricinde epeyce fazla acro topluluğu yok lakin fırsat buldukça burada ve orada pratik yapıyorum. Amerika’da yaşarken eskisi kadar hayatımın büyük bir kesimi değil fakat sorun değil. Zira artık farklı şeylerle hayli meşgulüm.”
Nichole’ün Türkiye’de ‘Kıvırcık Kızlar Gelsin’ isminde küçük bir online işletmesi bulunuyor. Instagram’da kıvırcık saçlı kızlar için bilgi vermek üzere açtığı sayfaya büyük bir talep olduğunu fark edince işlerini daha da büyütmüş. daha sonra bu, kıvırcık saçlar için tasarlanmış her türlü eseri ürettiği kârlı bir işe dönüşmüş.
‘KOMŞULARIM KAHVE İÇMEYE DAVET ETMEKTEN MEMNUNLUK DUYUYOR’
Nichole, köyde günlerinin ağır geçtiğini söyleyerek, “Her şeyi halletmek için kâfi vakit yok üzere görünüyor” diyor. Bahçede yabani otları ayıklıyor, serada ekim yapıyor, meyve hasat edip, yürüyüş yapıyor. beraberinde kedi – köpek bakımı yapan Nichole, aile ve arkadaşlarını ziyaret ederek, yemek ve paklık yaptığını da lisana getiriyor. Mesken projeleri ve kendi işi üzerinde çalışarak köydeki bir gününü özetleyen Nichole, köydeki komşuluk münasebetlerini de şöyleki anlattı:
“Komşuların birçok fazlaca sıcak ve samimi. Cömert ve yardımsever olduklarını düşünüyorum. Komşularımız bize makine ödünç veriyor ve gerektiğinde ağaçların kesilmesine yardım ediyor. Herkes her vakit meyve paylaşmaya istekli ve sizi kahve içmeye davet etmekten memnunluk duyuyorlar.”
‘AMERİKAN AİLELERİ TÜRKLERE NAZARAN DAHA AZ KORUYUCU’
Türkiye’ye gelirken Amerika’da ailesinin buna ne reaksiyon verdiği sorulunca Nichole, “Amerikan aileleri Türk ailelerine bakılırsa fazlaca daha az esirgeyici olma eğiliminde. Annem alışılmış ki Virginia’da ona daha yakın olmamı istiyor lakin ailemin büyük bir yansısı olmadı. Annem önümüzdeki baharda birinci defa Dalyan’ı ziyaret etmeyi planlıyor. Ona etrafı gezdireceğim için heyecanlıyım” karşılığını verdi.
‘EVİN TÜM MOBİLYALARINI EŞİM VE KAYINPEDERİM YAPTI’
Köyde kendilerine 50 metrekare bir mesken inşa ettiklerini söyleyen Nichole, eşinin ailesiyle tıpkı bahçeyi paylaşıyor.
Nichole, “Kayınvalidemin çitle ayrılmış konutuyla birebir arazideyiz, komşuyuz. Meskenimiz küçük olduğu için tüm mobilyalar eşim ve kayınpederim tarafınca özel olarak yapıldı. Konutumuzun çatısını da düz tasarladık, bu biçimdece kışın bol güneşli açık alanımız oluyor” diye konuştu.
‘TÜRKÇEMİ GELİŞTİRMEK İSTİYORUM’
Bahçesinde fazlaca sayıda meyve ağacı olduğunu söyleyen Nichole, “Portakal, mandalina, limon, kamkat, dut, kiraz, zeytin, erik, nar, kayısı, avokado, incir, ayva, elma var. Meyve ağaçlarının yanı sıra defne, ceviz, fındık ve çam da bulunuyor. Ayrıyeten 15 zerzevat yatağımız var. Yaz aylarında domates, salatalık, biber, fasulye, patlıcan, kavun, mısır ve çilek yetiştiriyoruz. Kışın ise lahana, karalahana, bakla, turp, pancar, dereotu ve marulumuz oluyor” bilgilerinı paylaştı.
Gelecek planlarında işlerini büyütmeyi ve Türkçesini geliştirmek istediğini söyleyen Nichole, “Dijital eserler de satmaya başlayacağım. Bir sürü fikrim var lakin Türkçem âlâ değil. Ayrıyeten yaz aylarında ABD’de ailemizi ziyaret ederken, konutumuzu kiralamaya uygun hâle getirme umuduyla kimi düzenlemeler de yapmak istiyorum” dedi.