Vitra
New member
Yatırımı boş ver abi! Koş faize koş… Yaz sonuna kadar durumumuz epeyce da parlak olmasa da kör topal yönetim ediyorduk. Zerzevat, meyve fiyatları zorlamaya başlamıştı lakin enflasyon hayli yakıcı boyutta değildi.
Cumhurbaşkanı’nın değimiyle enflasyon şerbetli olduğumuz alanın sonlarını çabucak hemen aşmamıştı.
Ansızın; Cumhurbaşkanı’nın yani iktidarın yegane temsilcisinin, yani tek kişilik hükümetin, yani AKP Genel Başkanı’nın eski takıntısı depreşti…
Güya bu uğurda damadı kanalıyla Merkez Bankası’nın 128 milyar dolarını çatır çatır harcatmamış üzere.
Merkez Bankası’nı tarihinde görülmemiş eksi rezervlere düşürdüğü yetmemiş üzere tıpkı oyunu oynama başladı…
Cumhurbaşkanı faizi düşürürse cennetin kapılarının kendisine açılacağına o kadar inanmıştı ki, yapma etme, bedeli ağır olur buyrukla faiz düşmez diyenleri dinlemedi.
Daha ötesi nazaranvden aldı.
Merkez Bankası Başkan’ı Naci beyefendi gece yarısı paketlendi. bir süre daha dayanan Hazine ve Maliye Bakanı Lütfü beyefendi kâfi artık diyerek köşesine çekildi.
Erdoğan ve takımı haftalarca başımızın etini yedi. Merkez Bankası siyaset faizini indirince kredi faizleri de inecek, müteşebbis kredi çekerek yatırım yapacak, istihdam artacak, ihracat artacak, cari açık kapanacak. Hatta fazla verecek.
bu biçimdece ülke refaha kavuşacaktı.
Hayaldi tabi hayal oldu!
Faiz buyrukla inince piyasa reaksiyon verdi, döviz kuru aldı başını gitti…
İktidarın adamları rekabetçi kur telaffuzuna başladılar. İsminin önünde profesör yazan, doçent yazan koca koca adamlar sadece Erdoğan’a yaranmak için Türk lirasının bedel kaybını savundular. Gazeteci/yazar geçinen tayfayı saymıyorum. Onlar Akıncılar üzere ön saftaydı…
İhracatımız ithalata dayalı diyenlere de şu masalı anlatılar: Dolar/ Euro kuru çok yüksek olduğu için ithalat yapılamayacağı için orta malları kendimiz üreteceğiz. bu biçimdece dışa bağımlılıktan kurtulacağız.
Bu büyük yalandı fakat karşı çıkmanın bedeli vatan hainliğiydi…
daha sonra ne oldu demeyin?
daha sonrasını markete/pazara/manava/kasaba/benzin istasyonuna gidince/ elektrik/ doğalgaz faturasını ödeyince görüyorsunuz?
İktidar işler çığırından çıkınca bir gecede viraj aldı; yerli ve ulusal paramız olan Türk lirasını hatırladı, bedelini koruyoruz dümeniyle dolara vidaladı.
TL’yi doların yavrusu yaptılar…
TL görünümlü dolar hesabı yaratarak tarihe geçtiler.
Dolara vidalanmış Türk lirası mevduat hesabı faizini yüzde 17’ye çıkardılar. Paranı üç ay /altı ay/ bir yıl yatır, dolar TL’nin getireceği yüzde 17’nin üzerinde paha kazanırsa farkı hazine verecek.
Dolar bozdurup bu işe girersen kıyak daha büyük. Faiz en az yüzde 21..
Hele hele şirketin parasını bozdurursan promosyon üzerine promosyon… Dövizini bozdurursan kur farkından dolayı (diyelim ki 8 liradan aldın, 13 liradan sattın) gelir vergisi vermeyeceksin. Paranı en az üç ay bankada tutarsan faiz gelirinden de vergisi de ödemiyorsun, stopaj da.
İkili kaymaklı kadayıf üzere.
Ne oldu faiz indirimine?
Ne oldu yatırım/üretim/istihdam/ihracat siyasetine?
Rafa kaldırıldı…
Şirketiniz var diyelim. Birikiminiz dolar hesabında yahut TL’de… O parayla yatırım mı yaparsınız bankaya koyup kur garantili keyif mi çatarsınız?
Maliye Bakanı bankaları zorluyor, şirketlere göz dağı veriyor. Bozdurun paranızı faize yatırın diye baskı yapıyor.
Açın televizyonlar, çevirin radyoların düğmesini, bakın gazetelere… Koş vatandaş koş, paranı faize yatır yüzde şu kadar veriyoruz reklamlarından geçilmiyor.
Bankalar faize para toplamak için yarışıyor…
Sıkıysa yarışmasınlar!
Bankalar o topladıkları parayı ne yapacaklar diye sormayın. Kimse yüzde 30’larla kredi alıp yatırıma girişecek kadar enayi olmadığı için müteşebbise satamayacaklar.
Pekala ne yapacaklar?
Karşılığı aşikâr. Yüzde 17 ile 21 ortası faizle vatandaştan alıp yüzde 25 faizle Hazine’ye satacaklar!
Golü yiyen bir daha biz olacağız.
Soruyorum… Diyelim ki üç-beş ortaklı şirketiniz var. Şirketinizin birikmiş parası da 1 milyon dolar olsun. Bu parayla bu ortamda yatarım mı yaparsınız, istihdam mı sağlarsınız yoksa gdolayıp faize mi yatırır mısınız?
AKP’lilere ve gözü kapalı iktidarı destekleyenlere soruyorum, elinizi vicdanınıza koyun karşılık verin.
Çabuk cevap…
Cumhurbaşkanı’nın değimiyle enflasyon şerbetli olduğumuz alanın sonlarını çabucak hemen aşmamıştı.
Ansızın; Cumhurbaşkanı’nın yani iktidarın yegane temsilcisinin, yani tek kişilik hükümetin, yani AKP Genel Başkanı’nın eski takıntısı depreşti…
Güya bu uğurda damadı kanalıyla Merkez Bankası’nın 128 milyar dolarını çatır çatır harcatmamış üzere.
Merkez Bankası’nı tarihinde görülmemiş eksi rezervlere düşürdüğü yetmemiş üzere tıpkı oyunu oynama başladı…
Cumhurbaşkanı faizi düşürürse cennetin kapılarının kendisine açılacağına o kadar inanmıştı ki, yapma etme, bedeli ağır olur buyrukla faiz düşmez diyenleri dinlemedi.
Daha ötesi nazaranvden aldı.
Merkez Bankası Başkan’ı Naci beyefendi gece yarısı paketlendi. bir süre daha dayanan Hazine ve Maliye Bakanı Lütfü beyefendi kâfi artık diyerek köşesine çekildi.
Erdoğan ve takımı haftalarca başımızın etini yedi. Merkez Bankası siyaset faizini indirince kredi faizleri de inecek, müteşebbis kredi çekerek yatırım yapacak, istihdam artacak, ihracat artacak, cari açık kapanacak. Hatta fazla verecek.
bu biçimdece ülke refaha kavuşacaktı.
Hayaldi tabi hayal oldu!
Faiz buyrukla inince piyasa reaksiyon verdi, döviz kuru aldı başını gitti…
İktidarın adamları rekabetçi kur telaffuzuna başladılar. İsminin önünde profesör yazan, doçent yazan koca koca adamlar sadece Erdoğan’a yaranmak için Türk lirasının bedel kaybını savundular. Gazeteci/yazar geçinen tayfayı saymıyorum. Onlar Akıncılar üzere ön saftaydı…
İhracatımız ithalata dayalı diyenlere de şu masalı anlatılar: Dolar/ Euro kuru çok yüksek olduğu için ithalat yapılamayacağı için orta malları kendimiz üreteceğiz. bu biçimdece dışa bağımlılıktan kurtulacağız.
Bu büyük yalandı fakat karşı çıkmanın bedeli vatan hainliğiydi…
daha sonra ne oldu demeyin?
daha sonrasını markete/pazara/manava/kasaba/benzin istasyonuna gidince/ elektrik/ doğalgaz faturasını ödeyince görüyorsunuz?
İktidar işler çığırından çıkınca bir gecede viraj aldı; yerli ve ulusal paramız olan Türk lirasını hatırladı, bedelini koruyoruz dümeniyle dolara vidaladı.
TL’yi doların yavrusu yaptılar…
TL görünümlü dolar hesabı yaratarak tarihe geçtiler.
Dolara vidalanmış Türk lirası mevduat hesabı faizini yüzde 17’ye çıkardılar. Paranı üç ay /altı ay/ bir yıl yatır, dolar TL’nin getireceği yüzde 17’nin üzerinde paha kazanırsa farkı hazine verecek.
Dolar bozdurup bu işe girersen kıyak daha büyük. Faiz en az yüzde 21..
Hele hele şirketin parasını bozdurursan promosyon üzerine promosyon… Dövizini bozdurursan kur farkından dolayı (diyelim ki 8 liradan aldın, 13 liradan sattın) gelir vergisi vermeyeceksin. Paranı en az üç ay bankada tutarsan faiz gelirinden de vergisi de ödemiyorsun, stopaj da.
İkili kaymaklı kadayıf üzere.
Ne oldu faiz indirimine?
Ne oldu yatırım/üretim/istihdam/ihracat siyasetine?
Rafa kaldırıldı…
Şirketiniz var diyelim. Birikiminiz dolar hesabında yahut TL’de… O parayla yatırım mı yaparsınız bankaya koyup kur garantili keyif mi çatarsınız?
Maliye Bakanı bankaları zorluyor, şirketlere göz dağı veriyor. Bozdurun paranızı faize yatırın diye baskı yapıyor.
Açın televizyonlar, çevirin radyoların düğmesini, bakın gazetelere… Koş vatandaş koş, paranı faize yatır yüzde şu kadar veriyoruz reklamlarından geçilmiyor.
Bankalar faize para toplamak için yarışıyor…
Sıkıysa yarışmasınlar!
Bankalar o topladıkları parayı ne yapacaklar diye sormayın. Kimse yüzde 30’larla kredi alıp yatırıma girişecek kadar enayi olmadığı için müteşebbise satamayacaklar.
Pekala ne yapacaklar?
Karşılığı aşikâr. Yüzde 17 ile 21 ortası faizle vatandaştan alıp yüzde 25 faizle Hazine’ye satacaklar!
Golü yiyen bir daha biz olacağız.
Soruyorum… Diyelim ki üç-beş ortaklı şirketiniz var. Şirketinizin birikmiş parası da 1 milyon dolar olsun. Bu parayla bu ortamda yatarım mı yaparsınız, istihdam mı sağlarsınız yoksa gdolayıp faize mi yatırır mısınız?
AKP’lilere ve gözü kapalı iktidarı destekleyenlere soruyorum, elinizi vicdanınıza koyun karşılık verin.
Çabuk cevap…