Tütün hangi ilimize aittir ?

BozokaBozokayy

Global Mod
Global Mod
Tütün Hangi İlimize Aittir? Bir Hikâyenin Gölgesinde Saklı Cevap

Merhaba dostlar,

Bugün size sadece bir ürünün değil, bir kokunun, bir anının, bir hikâyenin peşine düştüğüm bir yolculuktan söz edeceğim. Bazen bir nesnenin, bir kokunun ya da bir tarlanın içinde geçmişin nefesi saklıdır. Benim için tütün tam da öyle… Yalnızca bir bitki değil; bir babanın el emeği, bir annenin sabrı, bir köyün sessiz duasıdır. “Tütün hangi ilimize aittir?” diye sormadan önce, belki de “Hangi yüreğe, hangi alın terine aittir?” demeliyiz.

Bir Yaz Sabahı Başlayan Hikâye

O sabah hava serindi. Ege’nin dağ köylerinden birinde, güneş tütün yapraklarının üzerine nazlıca düşerken Hasan, tarlanın kenarında elinde küçük bir defterle duruyordu. Yanında eşi Elif vardı; başında beyaz yazması, gözlerinde sabırla harmanlanmış bir huzur.

Hasan hesaplıydı, planlıydı; her işi önce kafasında çözer, sonra uygular. “Bu sene sulamayı erken yaparsak, ürün daha iri olur,” derdi. Elif ise onun aksine, toprağın nabzını dinlerdi. “Toprak da insan gibidir Hasan, acele edersen darılır,” diye karşılık verirdi gülümseyerek.

İkisi bir dengeydi. Erkek akılla, kadın yürekle yoğururdu hayatı. Ve o sabah, tütün kokusu arasında başlayan tartışma, aslında sevdanın en güzel biçimiydi.

Hasat Zamanı ve Bekleyiş

Tütün olgunlaştıkça köyün havası değişirdi. Sararan yapraklar sanki güneşin dilinden konuşurdu. Hasan yine plan yapıyordu: “Bu yıl ürünümüzü Manisa’ya değil, Adıyaman’a göndereceğim. Orada alıcı daha iyi fiyat veriyor.”

Elif, elleriyle tütünleri dizerken başını kaldırdı: “Para iyidir ama o tütün senin babanın tarlasında yetişti, Hasan. Bu toprakların kokusunu yabancıya satma.”

Bu söz Hasan’ın içinde yankılandı. Çünkü onun babası da, babasının babası da aynı tarlada tütün yetiştirmişti. Toprakla kurulan bu bağ, sadece geçim değil, kimlikti.

Bir İl Değil, Bir Yürek Meselesi

Tütünün “hangi ilimize ait olduğu” sorusu, aslında hangi insanın yüreğinde filizlendiğiyle ilgilidir. Evet, Manisa’nın ovalarında tütün kokusu sabah sisine karışır; Adıyaman’da ise akşamüstü güneşi yapraklara naz eder. Samsun’un Karadeniz rüzgârında tütün başka bir tını taşır, Bitlis’in dağ köylerinde bambaşka bir sabırla kurutulur.

Ama Hasan’ın ve Elif’in hikâyesinde tütün bir şehrin değil, bir aşkın, bir emeğin, bir dayanışmanın simgesidir. Erkek aklın gözüyle üretir, kadın yüreğin sesiyle yaşatır.

Kurutmalıkların Gölgesinde

Günler geçti, tütünler ipliklere dizildi. Elif’in parmakları güneşte kararmış, yüzünde tuzlu ter çizgileri oluşmuştu. Hasan tütünleri dizerken bir yandan hesap yapıyor, bir yandan sessizce karısına bakıyordu. “Sen olmasan, bu tütün bu kadar güzel kokmazdı,” dedi.

Elif hafifçe gülümsedi: “Tütün kokusu toprağın, senin ellerinin ve dualarımın karışımı Hasan. Her ilde yetişir ama bizim tütünümüzün kokusu başka.”

İşte o anda Hasan anladı: Tütün bir memleket değil, bir yürek işidir. Her il kendi hikâyesini tütüne yükler; her yaprak, bir evladın, bir annenin, bir babanın umudunu taşır.

Köy Kahvesinde Bir Sohbet

Bir akşam, köy kahvesinde herkes aynı soruyu konuşuyordu:

“Tütün hangi ilimize aittir?”

Biri “Manisa’nın hakkıdır” dedi.

Bir diğeri “Yok, Adıyaman’ın tütünü daha değerlidir.”

Bir diğeri “Samsun tütünü dünyaya nam salmıştır,” diye ekledi.

Hasan sustu. Bir süre sonra sakin bir sesle konuştu:

“Tütün bir ilin değil, bu toprağın, bu ülkenin kokusudur. Her il kendi hikâyesini tütünle anlatır. Ama bana sorarsanız, tütün en çok yürekten anlayanlara aittir.”

Kahve sessizleşti. Sigarasını tüttüren yaşlı bir amca başını kaldırıp dedi ki:

“Doğru söylersin Hasan. Benim rahmetli karım da hep derdi; ‘Tütün bizim sabrımızın adıdır.’”

Tütünün Anlamı

Bugün, şehirlerde yaşayan birçok insan için tütün sadece bir üründür. Ama köylerde hâlâ bir kültürdür, bir birliktir. Tütün tarlasına sabah erken gidip akşam yıldızlarla dönen kadınların, hesap defterlerini sessizce karalayan erkeklerin ortak hikâyesidir.

Ege’nin güneşiyle, Doğu’nun sabrıyla, Karadeniz’in nemiyle, İç Anadolu’nun rüzgârıyla yoğrulmuş bir kokudur tütün. Hangi ilde yetişirse yetişsin, özü birdir.

Sonuç Yerine Bir Dua

Bir gün Hasan’ın oğlu Ali, şehre okumaya gitti. Giderken annesi ona bir tutam kurutulmuş tütün verdi. “Bu, bizim kokumuz,” dedi. “Nerede olursan ol, burnuna bu koku gelirse bil ki biz seni düşünüyoruz.”

Yıllar geçti, Ali üniversitede okurken bir gün sınıfta “Tütün hangi ilimize aittir?” sorusu soruldu. O gülümsedi.

“Benim annemin ellerine, babamın alın terine, köyümün sabahına aittir hocam,” dedi.

Ve işte o cevap, aslında hepimizin cevabıydı.

Tütün bir ilimize değil, bu toprakların sabrına, emeğine, sevgisine aittir.

Ve belki de o yüzden, tütün kokusu her yerde aynı hissi uyandırır: Özlem, emek ve sevda.

Söz Sizde, Forumdaşlar

Siz hangi ilin tütün kokusunu bilirsiniz dostlar?

Hangi köyde sabahın ilk ışığıyla yaprakların arasına daldınız?

Hanginizin anılarında o keskin ama huzurlu koku hâlâ kalmıştır?

Yazın, paylaşın… Belki de her birimizin tütünü farklı bir hikâyede filizlenmiştir.
 
Üst