Vitra
New member
Türk Tabipleri Birliği: İki doz aşı nüfusun yüzde 18,5’ine yapıldı Türk Tabipleri Birliği (TTB) Ankara Cern Modern’de dün gerçekleştirdiği 73. Büyük Kongresi’ndeki basın açıklamasından Türkiye’de koronavirüs salgınında gelinen süreci ve aşılanma oranlarına ait bilgilendirmelerde bulundu.
Açıklamada “Güvenilir olmayan datalarla dahi ödenen bedel çok büyük. Rastgele bir bilimsel kritere uymayan, aç-kapa siyasetleri ile her geçen gün artan önlenebilir ölümlerle karşı karşıya kalıyoruz” denildi.
Açıklamada şunlar kaydedildi:
‘Hükümet siyasetlerinin bedelini fakirler ödedi’
“Ne global seviyede ne de ülkemizde pandemi çabucak hemen denetim altında. Merkezi kapitalist ülkelerde salgının denetim altına alındığı haberleri bilimsel gerçeklikten uzaktır. Evvelki yıldan da biliyoruz ki, her ne kadar gerçek hadise ve mevt sayıları paylaşılmasa da, yaz ayları düşüşe rağmen eş vakitli farklı coğrafyalarda artış kelam konusu oldu. Misal durum ülkemizde de gözlendi, metropollerde ve batıda düşüşe geçen olay ve mevt sayısı kısa mühlet ortasında doğuda ise artışa geçti. halbuki gerçek kamuoyu ile paylaşılmayan seroprevalans çalışmasında saklıydı ve hakikat karartılmıştı. Devam eden salgın gerçeğine sırt çeviren hükümet siyasetlerinin bedelini personeller, fakirler, mülteciler, evsizler, ötekileştirilenler, kırılgan nüfuslar ve sıhhat işçileri ödedi. Önlenebilir vefatlar, toplumsal cinayete ve toplumsal kırıma dönüştü.
Tedbirlerin gevşetilmesi tenkitleri
bir daha gelenekleri bozulmadı: Topluma rastgele bir münasebet sunulmadan İçişleri Bakanlığı genelgeleriyle Mayıs ortasında, Haziran başında, Haziran sonu ve Temmuz başında peş peşe tedbirler gevşetildi, ortadan kaldırıldı. bir daha daha bulaştırıcı olduğu bilinen Delta varyantının ülkede yayılması hızlanmasına karşın Mart başında yapılan yanılgıdan ders çıkarılmadan tedbirlerin tümünden vazgeçilmiş oldu. birebir vakitte toplumsal hareketliliğin en yüksek olduğu periyotta.
‘Nüfusun yüzde 18,5’ine iki doz aşı yapılmış durumda’
Son devir artan aşı oranlarına yönelik haberler toplumun aldatılmasına aracılık etmeye ne yazık ki devam ediyor. Toplum bağışıklığı için nüfusun yüzde 70’inin iki doz aşı ile bağışık hale getirilmesi gerekmektedir. Ülke olarak bu gayenin pek gerisindeyiz. Gerçek şu: Nüfusun yüzde 18,5’ine iki doz aşı yapılmış durumda. Bölgeler ortası önemli eşitsizliklerle birlikte yüzde 6’ya bile erişemeyen vilayetler bulunmaktadır. İstanbul dahil emekçi nüfusun ağır olduğu vilayetler Türkiye ortalamasının gerisinde… Daha alacağımız fazlaca yol olduğu açıktır. En kritik toplumsal korunma tedbirinin aşı olduğunu biliyoruz, unutturmuyoruz. Eşit ve ayrımsız, herkese ve süratle, tesirli ve inançlı aşı yapılması için kamunun tüm imkanlarını harekete geçirmesi gerektiğini söylemeye devam edeceğiz. Aşının yalnızca kendimiz için değil, yakınlarımız; yerleşim yerlerimizdeki ve çalışma hayatımızdaki tüm yurttaşlar için kollayıcı olduğunu biliyoruz.
‘Aşı için toplumsal dayanışma’
Aşının LGBTİ+’lar, mülteciler, evsizler, işsizler vb. ötekileştirilen toplum bölümleri için fazlaca değerli olduğunu bir defa daha vurguluyoruz. Aşının yalnızca ülkemiz değil yakın komşularımız ve dünya için kritik değerde olduğunun şuuru ile hareket ediyoruz. Herkes inançta değil ise hiç birimiz inançta değiliz. Aşı için toplumsal dayanışmayı, global dayanışmayı artırma hepimizin sorumluluğudur.
‘Pandemi devam ediyor’
Toplumsal korunma tedbirlerinden olan aşıya erişimin önündeki tüm pürüzlerin kaldırılması için fikri mülkiyet hakları-patent hakkı üzere kâr odaklı neoliberal siyasetleri alaşağı etmek ve aşı geliştirme – üretim faaliyetlerinin toplumsal mülkiyete geçirilmesi hepimizin insanlık için sorumluluğudur. Tedbirlerin büsbütün kaldırıldığı bu vakitte bir sefer daha hatırlatıyoruz: Pandemi devam ediyor.
‘Önlemlere devam edilsin’
Rehavete düşürmeye çalışanlara, algı yöneticilerine toplum aldanmamalıdır. Sıhhat Bakanlığı’na gerçekle yüzleşmeden; salgın denetiminde sıhhat işçileri ve örgütleri ile birlikte hareket etmeden, başaramayacağını bir kere daha hatırlatıyoruz. Tedbirleri almaya devam etmenin, toplumsal tedbirlerin yaşama geçirilmesi için baskı oluşturmanın ve bu mevzuda sesimizi yükseltmenin kıymetli olduğunu biliyoruz. Fizikî ara, havalandırma ve maske tedbirlerinin yaşama geçirilmesi için ekonomik ve toplumsal takviyenin sağlanması gerektiğini söylemeye devam edeceğiz.
‘Bir kişiyi dahi aşısız bırakmamak için’
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nden (TMMOB) havalandırmayla ilgili aktif kontrollerin yaşama geçirilmesinin kritik kıymette olduğunu hatırlatıyoruz. Aşı toplumsal dayanışmadır, bir kişiyi dahi aşısız bırakmamak için tüm toplumu, emek ve demokrasi güçlerini harekete geçmeye davet ediyoruz. Salgının en az kayıp ile denetim edildikten daha sonra pandemiye yer hazırlayan şartları ve salgın denetimini zora sokan neolibaeral sıhhat ıslahatlarını ortadan kaldırma gayretlerimize sürat vereceğimize kelam veriyoruz.”
Açıklamada “Güvenilir olmayan datalarla dahi ödenen bedel çok büyük. Rastgele bir bilimsel kritere uymayan, aç-kapa siyasetleri ile her geçen gün artan önlenebilir ölümlerle karşı karşıya kalıyoruz” denildi.
Açıklamada şunlar kaydedildi:
‘Hükümet siyasetlerinin bedelini fakirler ödedi’
“Ne global seviyede ne de ülkemizde pandemi çabucak hemen denetim altında. Merkezi kapitalist ülkelerde salgının denetim altına alındığı haberleri bilimsel gerçeklikten uzaktır. Evvelki yıldan da biliyoruz ki, her ne kadar gerçek hadise ve mevt sayıları paylaşılmasa da, yaz ayları düşüşe rağmen eş vakitli farklı coğrafyalarda artış kelam konusu oldu. Misal durum ülkemizde de gözlendi, metropollerde ve batıda düşüşe geçen olay ve mevt sayısı kısa mühlet ortasında doğuda ise artışa geçti. halbuki gerçek kamuoyu ile paylaşılmayan seroprevalans çalışmasında saklıydı ve hakikat karartılmıştı. Devam eden salgın gerçeğine sırt çeviren hükümet siyasetlerinin bedelini personeller, fakirler, mülteciler, evsizler, ötekileştirilenler, kırılgan nüfuslar ve sıhhat işçileri ödedi. Önlenebilir vefatlar, toplumsal cinayete ve toplumsal kırıma dönüştü.
Tedbirlerin gevşetilmesi tenkitleri
bir daha gelenekleri bozulmadı: Topluma rastgele bir münasebet sunulmadan İçişleri Bakanlığı genelgeleriyle Mayıs ortasında, Haziran başında, Haziran sonu ve Temmuz başında peş peşe tedbirler gevşetildi, ortadan kaldırıldı. bir daha daha bulaştırıcı olduğu bilinen Delta varyantının ülkede yayılması hızlanmasına karşın Mart başında yapılan yanılgıdan ders çıkarılmadan tedbirlerin tümünden vazgeçilmiş oldu. birebir vakitte toplumsal hareketliliğin en yüksek olduğu periyotta.
‘Nüfusun yüzde 18,5’ine iki doz aşı yapılmış durumda’
Son devir artan aşı oranlarına yönelik haberler toplumun aldatılmasına aracılık etmeye ne yazık ki devam ediyor. Toplum bağışıklığı için nüfusun yüzde 70’inin iki doz aşı ile bağışık hale getirilmesi gerekmektedir. Ülke olarak bu gayenin pek gerisindeyiz. Gerçek şu: Nüfusun yüzde 18,5’ine iki doz aşı yapılmış durumda. Bölgeler ortası önemli eşitsizliklerle birlikte yüzde 6’ya bile erişemeyen vilayetler bulunmaktadır. İstanbul dahil emekçi nüfusun ağır olduğu vilayetler Türkiye ortalamasının gerisinde… Daha alacağımız fazlaca yol olduğu açıktır. En kritik toplumsal korunma tedbirinin aşı olduğunu biliyoruz, unutturmuyoruz. Eşit ve ayrımsız, herkese ve süratle, tesirli ve inançlı aşı yapılması için kamunun tüm imkanlarını harekete geçirmesi gerektiğini söylemeye devam edeceğiz. Aşının yalnızca kendimiz için değil, yakınlarımız; yerleşim yerlerimizdeki ve çalışma hayatımızdaki tüm yurttaşlar için kollayıcı olduğunu biliyoruz.
‘Aşı için toplumsal dayanışma’
Aşının LGBTİ+’lar, mülteciler, evsizler, işsizler vb. ötekileştirilen toplum bölümleri için fazlaca değerli olduğunu bir defa daha vurguluyoruz. Aşının yalnızca ülkemiz değil yakın komşularımız ve dünya için kritik değerde olduğunun şuuru ile hareket ediyoruz. Herkes inançta değil ise hiç birimiz inançta değiliz. Aşı için toplumsal dayanışmayı, global dayanışmayı artırma hepimizin sorumluluğudur.
‘Pandemi devam ediyor’
Toplumsal korunma tedbirlerinden olan aşıya erişimin önündeki tüm pürüzlerin kaldırılması için fikri mülkiyet hakları-patent hakkı üzere kâr odaklı neoliberal siyasetleri alaşağı etmek ve aşı geliştirme – üretim faaliyetlerinin toplumsal mülkiyete geçirilmesi hepimizin insanlık için sorumluluğudur. Tedbirlerin büsbütün kaldırıldığı bu vakitte bir sefer daha hatırlatıyoruz: Pandemi devam ediyor.
‘Önlemlere devam edilsin’
Rehavete düşürmeye çalışanlara, algı yöneticilerine toplum aldanmamalıdır. Sıhhat Bakanlığı’na gerçekle yüzleşmeden; salgın denetiminde sıhhat işçileri ve örgütleri ile birlikte hareket etmeden, başaramayacağını bir kere daha hatırlatıyoruz. Tedbirleri almaya devam etmenin, toplumsal tedbirlerin yaşama geçirilmesi için baskı oluşturmanın ve bu mevzuda sesimizi yükseltmenin kıymetli olduğunu biliyoruz. Fizikî ara, havalandırma ve maske tedbirlerinin yaşama geçirilmesi için ekonomik ve toplumsal takviyenin sağlanması gerektiğini söylemeye devam edeceğiz.
‘Bir kişiyi dahi aşısız bırakmamak için’
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nden (TMMOB) havalandırmayla ilgili aktif kontrollerin yaşama geçirilmesinin kritik kıymette olduğunu hatırlatıyoruz. Aşı toplumsal dayanışmadır, bir kişiyi dahi aşısız bırakmamak için tüm toplumu, emek ve demokrasi güçlerini harekete geçmeye davet ediyoruz. Salgının en az kayıp ile denetim edildikten daha sonra pandemiye yer hazırlayan şartları ve salgın denetimini zora sokan neolibaeral sıhhat ıslahatlarını ortadan kaldırma gayretlerimize sürat vereceğimize kelam veriyoruz.”