Vitra
New member
SEDAT PEKER’İN ŞİFRELERİ SİYASETİN “KOZALAKLARI” Ağustos bu yıl da -bir daha gerisinde olağanüstü kayıplar bırakarak- yangın felaketiyle geçti. Geçiyor.
Hepimizin zihninde, bu felaketten farklı bir manzara kalacak olağan olarak.
Benim zihnimdeyse, Halk TV’nin canlı yayınında konuşan Nurcan hanım ve çabucak akabinde yayını basan “kozalaklar” kalacak.
KOZALAKLAR mı?
Teşbihte yanılgı olmaz. Anlatayım.
Peşpeşe yangınlarda bir şeyi epey uygun öğrendik: Şayet etraf / yer / iklim elverişliyse yangın ufak bir kıvılcıma bakıyor. Üstelik, o yangını söndürmeye çalışırken bir kozalak fırlıyor ve alevi onlarca metre öteye taşıyıveriyor.
Halk TV yayınını basanlar için “kozalaklar” demem, bu yüzden.
Siyasetin iklimi o kadar sıcak / gergin ki, sizin yangın çıkartmanıza ya da çıkan yangını büyütmenize gerek yok. Durumdan görev çıkartanlar sağa sola sıçrayıp yeni yangınlar çıkartmaya hazır.
Şayet “kindar” jenerasyondan kelam ediyorsanız.. Şayet sorumluluğunuzdaki en küçük olayda bile sıkıntıyı nefret telaffuzuyla “karşınızdakilere” saldırma fırsatı üzere görüyorsanız… Krizleri yaratıp, çözmekte de yetersiz kaldığınızda devayı “kutuplaştırmakta” arıyorsanız…
Siyasi yangına elverişli yeri yaratmış olursunuz.
Ve işte küçük / büyük / örgütlü / örgütsüz kozalaklar bu biçimde toplumu yakar geçer.
* * *
Ümitcan Uygun, Aleyna Çakır’dan daha sonra bir daha genç bir bayanın vefatının sorumlusu genç, o kozalaklardan biri mi? Bilmiyorum.
Lakin tüm bilgiler, “birileri / bir yerler” için KULLANIŞLI olduğu ve bu yüzden şimdiye kadarki tüm YARAMAZLIKLARINA göz yumulduğu yolunda.
Sedat Peker’in -uzun bir ortadan daha sonra gelen- son bildirilerinde ona başka bir yer ayırması boşuna olmasa gerek.
Ümitcan Uygun’un, gerisinde MHP bayrağıyla.. Babasının da Süleyman Soylu ile fotoğraflarını paylaşması da boşuna değil herbiçimde!
* * *
Lakin Sedat Peker’in son bildirilerinde en dikkat alımlı ileti, Burhan Kuzu tezlerinin etrafındaki puslu perde.
Özetle, Burhan Kuzu’nun evvel uyuşturucu baronu Zindaşti, çabucak sonrasında da onun düşmanı Üngan için yargı nezdinde devreye girdiğini anlatıyor.
Tezi bu kadar değil.
Gazeteci Timur Soykan, Baronlar Savaşı kitabında, bir “hakimin” tabirinde bunu açıkça yazmamış mıydı! Burhan Kuzu’nun Saray üzerinden kendisini aradığını anlatmamış mıydı!
Peker, işte bunu teyid ediyor. Dahası, “Burhan Kuzu’dan diğer isimlere” de işaret ediyor.
Ortalarında öteki Kuzu’lar, yeni rejimin yarattığı tabandan yararlanın öbür “kozalakların” olmadığını kim söyleyebilir?
Sokaktaki vatandaş bile, bir şeylerin farkında.
Metropoll’ün araştırmasına bakılırsa, vatandaşların yüzde 73.3’ü “YOLSUZLUĞUN ARTTIĞINI” düşünüyor.
Dahası, AKP seçmeninin yüzde 49.3’ü de bu fikirde.
Medyaya taarruzlar..
Bayan cinayetleri.. Ya da nefret salyaları altın madalyalı atletlerimize kadar sıçrayan bayan düşmanları..
Bir bakanın, ticaret eski bakanı Ruhsar Pekcan’ın bile isminin geçtiği yolsuzluk savları..
Siyasetin “mahremine” sızmış karanlık isimler…
* * *
Bu durumu, Saray medyasının “YİNE DARBE İŞARETLERİ VAR” hezeyanı ile kapatabileceklerini mi sanıyorlar?
7 Haziran 2015 seçimleri daha sonrası işe yarayan karışıklıktan medet umup bir daha “kozalaklarını sağa sola salarak” sonuç alabileceklerini mi düşünüyorlar?
Yanılıyorlar.
Üstelik yanıldıklarını ve kaybettiklerini artık onlar da biliyorlar.
Hepimizin zihninde, bu felaketten farklı bir manzara kalacak olağan olarak.
Benim zihnimdeyse, Halk TV’nin canlı yayınında konuşan Nurcan hanım ve çabucak akabinde yayını basan “kozalaklar” kalacak.
KOZALAKLAR mı?
Teşbihte yanılgı olmaz. Anlatayım.
Peşpeşe yangınlarda bir şeyi epey uygun öğrendik: Şayet etraf / yer / iklim elverişliyse yangın ufak bir kıvılcıma bakıyor. Üstelik, o yangını söndürmeye çalışırken bir kozalak fırlıyor ve alevi onlarca metre öteye taşıyıveriyor.
Halk TV yayınını basanlar için “kozalaklar” demem, bu yüzden.
Siyasetin iklimi o kadar sıcak / gergin ki, sizin yangın çıkartmanıza ya da çıkan yangını büyütmenize gerek yok. Durumdan görev çıkartanlar sağa sola sıçrayıp yeni yangınlar çıkartmaya hazır.
Şayet “kindar” jenerasyondan kelam ediyorsanız.. Şayet sorumluluğunuzdaki en küçük olayda bile sıkıntıyı nefret telaffuzuyla “karşınızdakilere” saldırma fırsatı üzere görüyorsanız… Krizleri yaratıp, çözmekte de yetersiz kaldığınızda devayı “kutuplaştırmakta” arıyorsanız…
Siyasi yangına elverişli yeri yaratmış olursunuz.
Ve işte küçük / büyük / örgütlü / örgütsüz kozalaklar bu biçimde toplumu yakar geçer.
* * *
Ümitcan Uygun, Aleyna Çakır’dan daha sonra bir daha genç bir bayanın vefatının sorumlusu genç, o kozalaklardan biri mi? Bilmiyorum.
Lakin tüm bilgiler, “birileri / bir yerler” için KULLANIŞLI olduğu ve bu yüzden şimdiye kadarki tüm YARAMAZLIKLARINA göz yumulduğu yolunda.
Sedat Peker’in -uzun bir ortadan daha sonra gelen- son bildirilerinde ona başka bir yer ayırması boşuna olmasa gerek.
Ümitcan Uygun’un, gerisinde MHP bayrağıyla.. Babasının da Süleyman Soylu ile fotoğraflarını paylaşması da boşuna değil herbiçimde!
* * *
Lakin Sedat Peker’in son bildirilerinde en dikkat alımlı ileti, Burhan Kuzu tezlerinin etrafındaki puslu perde.
Özetle, Burhan Kuzu’nun evvel uyuşturucu baronu Zindaşti, çabucak sonrasında da onun düşmanı Üngan için yargı nezdinde devreye girdiğini anlatıyor.
Tezi bu kadar değil.
Gazeteci Timur Soykan, Baronlar Savaşı kitabında, bir “hakimin” tabirinde bunu açıkça yazmamış mıydı! Burhan Kuzu’nun Saray üzerinden kendisini aradığını anlatmamış mıydı!
Peker, işte bunu teyid ediyor. Dahası, “Burhan Kuzu’dan diğer isimlere” de işaret ediyor.
Ortalarında öteki Kuzu’lar, yeni rejimin yarattığı tabandan yararlanın öbür “kozalakların” olmadığını kim söyleyebilir?
Sokaktaki vatandaş bile, bir şeylerin farkında.
Metropoll’ün araştırmasına bakılırsa, vatandaşların yüzde 73.3’ü “YOLSUZLUĞUN ARTTIĞINI” düşünüyor.
Dahası, AKP seçmeninin yüzde 49.3’ü de bu fikirde.
Medyaya taarruzlar..
Bayan cinayetleri.. Ya da nefret salyaları altın madalyalı atletlerimize kadar sıçrayan bayan düşmanları..
Bir bakanın, ticaret eski bakanı Ruhsar Pekcan’ın bile isminin geçtiği yolsuzluk savları..
Siyasetin “mahremine” sızmış karanlık isimler…
* * *
Bu durumu, Saray medyasının “YİNE DARBE İŞARETLERİ VAR” hezeyanı ile kapatabileceklerini mi sanıyorlar?
7 Haziran 2015 seçimleri daha sonrası işe yarayan karışıklıktan medet umup bir daha “kozalaklarını sağa sola salarak” sonuç alabileceklerini mi düşünüyorlar?
Yanılıyorlar.
Üstelik yanıldıklarını ve kaybettiklerini artık onlar da biliyorlar.