Dünya Sağlık Örgütü tarafınca: “Sağlık yalnızca hastalık ve sakatlığın olmayışı değil, bedence, ruhça ve toplumsal yönden tam düzgünlük halidir.” olarak tanımlanmaktadır.
Ancak “sağlıklı beslenme” derken çoğunlukla sağlığın yalnızca fizikî elementine odaklanıldığını gözlemliyorum. Açıklayayım, sağlıklı beslenme dendiğinde akıllara, gelen şey sağlıklı şeyler yiyeyim ki “kalp/şeker hastalığım olmasın” vb fizikî sağlık odaklı bir düşünme şekli çoklukla. Beslenmenin ruhsal ve toplumsal tesirleri sağlık denince çok da akla gelmiyor güya.
Beslenme tercihleriniz ruhsal sağlığınızı etkiliyorsa, yiyip yiyemeyecekleriniz size gerilim ya da anksiyete yaratıyorsa, sabahtan akşama kadar ne yemeniz gerektiğini düşünüyorsanız ya da toplumsal ortamlardan yenilen içilen şeyler yüzünden kaçıyorsanız bu noktada sağlığın ruhsal ve toplumsal elementleri atlanıyor demektir.
Bu usul bir yaklaşım maalesef, sağlığı kapsayıcı bir şekilde tam olarak ele alan bir yaklaşım değildir. Ve bu durumda da sağlıklı beslenmedeki “sağlık” baya bir eksik kalıyor.
Unutmayın, hiçbir yiyecek yahut öğün tek başına sizi sağlıklı ya da sağlıksız yapmaz, hiçbir yiyeceğe tek başına, ölçü, tüketim sıklığı, kişinin gayesi vb şeyler göz etmeden âlâ ya da kötü denemez ve denmemeli.
Çölyak üzere bir hastalığınız yoksa tüm yiyeceklerin beslenmenizde yeri olabilir, bence olmalı da ?. Lütfen “sağlıklı beslenme” derken, sağlığınızı bir bütün olarak görün ve fizikî sağlığı ruhsal ve toplumsal elementlerden ayırmayın, ayırttırmayın.
Yemek yemek en nihayetinde hayatta kalmak için günde birkaç kez yapmamız gereken bir aktivite ve bunu kendinize hudut gerilim yaratan bir ögeye dönüştürmeyin.
Ancak “sağlıklı beslenme” derken çoğunlukla sağlığın yalnızca fizikî elementine odaklanıldığını gözlemliyorum. Açıklayayım, sağlıklı beslenme dendiğinde akıllara, gelen şey sağlıklı şeyler yiyeyim ki “kalp/şeker hastalığım olmasın” vb fizikî sağlık odaklı bir düşünme şekli çoklukla. Beslenmenin ruhsal ve toplumsal tesirleri sağlık denince çok da akla gelmiyor güya.
Beslenme tercihleriniz ruhsal sağlığınızı etkiliyorsa, yiyip yiyemeyecekleriniz size gerilim ya da anksiyete yaratıyorsa, sabahtan akşama kadar ne yemeniz gerektiğini düşünüyorsanız ya da toplumsal ortamlardan yenilen içilen şeyler yüzünden kaçıyorsanız bu noktada sağlığın ruhsal ve toplumsal elementleri atlanıyor demektir.
Bu usul bir yaklaşım maalesef, sağlığı kapsayıcı bir şekilde tam olarak ele alan bir yaklaşım değildir. Ve bu durumda da sağlıklı beslenmedeki “sağlık” baya bir eksik kalıyor.
Unutmayın, hiçbir yiyecek yahut öğün tek başına sizi sağlıklı ya da sağlıksız yapmaz, hiçbir yiyeceğe tek başına, ölçü, tüketim sıklığı, kişinin gayesi vb şeyler göz etmeden âlâ ya da kötü denemez ve denmemeli.
Çölyak üzere bir hastalığınız yoksa tüm yiyeceklerin beslenmenizde yeri olabilir, bence olmalı da ?. Lütfen “sağlıklı beslenme” derken, sağlığınızı bir bütün olarak görün ve fizikî sağlığı ruhsal ve toplumsal elementlerden ayırmayın, ayırttırmayın.
Yemek yemek en nihayetinde hayatta kalmak için günde birkaç kez yapmamız gereken bir aktivite ve bunu kendinize hudut gerilim yaratan bir ögeye dönüştürmeyin.