Vitra
New member
Metin Gürcan, iki büyükelçiliğe fiyatlı ‘analiz’ yazıyormuş Metin Gürcan, 26 Kasım sabahı saat 06.12’te şu tweeti attı:
“Siyasi casusluk suçlaması ile gözaltına alınıyorum. Polisler konutta. Arama yapıyorlar. Şok oldum. Dayanağınızı istiyorum.”
Üç gün geçti.
Dün siyasi ve askeri casusluktan tutuklandı.
TSK’dan 2014’te yüzbaşı rütbesiyle emekli olan Gürcan, o tarihten beri askeri ve jeo-stratejik tahlilleriyle biliniyor. DEVA Partisi’nin kurucular konseyinde yer alan Gürcan, Ali Babacan’ın güvenlik ve dış siyaset danışmanlığını yürütüyor.
İspanyol diplomatla zarf alışverişi
Gürcan, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında 2020 yılından bu yana dinleniyor ve takip ediliyor. Evvelki gün Ankara Emniyet Müdürlüğü’ndeki alınan tabirine göre Gürcan, 30 Kasım 2020’de başkentteki C. Otel’de bir kişi ile zarf alışverişi yaparken görüntülendi. Emniyet’te Gürcan’a “Zarfı aldığınız ve elinizdeki kaban/mont içine koyduğunuz tespit edilmiştir” denildi.
Gürcan, zarfı verenin İspanya Büyükelçiliği’nde çalışan R. isimli bir diplomat olduğunu belirterek, şu biçimde dedi:
“Kendisine yaralanması için açık kaynaklardan hazırladığım, yalnızca Türkiye’yi değil, Irak, İran, Suriye, Afganistan, Libya, vakit zaman Yunanistan ve Ukrayna’daki gelişmeleri içeren çizelge ve tahlilleri sunarım. R. Beyefendi Türkiye’de akademik topluluğun, uzmanların, gazetecilerin tanıdığı, sık sık görüştüğü saygın diplomattır.”
Tahliller için her ay tertipli 400 dolar aldığını anlatan Gürcan’ın İspanyol diplomatla 6 Ocak ve 4 Şubat 2021’de de tıpkı otelde görüştüğü saptandı.
İtalyan diplomatla AVM otoparkında buluşma
Yapılan takipte, 6 Ocak 2021’de Ankara’daki 365 AVM’nin kapalı otoparkında İtalyan Büyükelçiliği’nden bir vazifelinin resmi aracından inip Gürcan’ın aracına bindiği belirlendi. Gürcan, 30 dakika görüştüğü bu kişinin A. isimli İtalyan diplomat olduğunu belirterek, şöyleki devam etti:
“Kendisiyle vakit zaman Ankara’da görüş alışverişinde bulunurum. AVM’ye öbür arkadaşımla buluşmak için gittim. A. Beyefendi, orada olduğumu öğrenince otoparkta yanıma geldi. Pandemi kurallarında AVM’de kafe ve ortak kullanım alanlarının kapalı olması niçiniyle genel yerde görüşemedik. Bu niçinle aracıma davet ettim.”
Gürcan’ın 21 Ocak 2021’de Ankara’da İtalyan diplomatla bu sefer İtalyan Büyükelçiliği’ne ilişkin araçta görüştüğü belirlendi. Gürcan, “Kendisine çizelgeler sundum. Pandemi kuralları niçiniyle bu yolu zarurî kaldığım için tercih ettim” dedi.
Üçüncü görüşme, 4 Şubat 2021’de 365 AVM’nin kapalı otoparkında İtalyan Büyükelçiliği’ne ilişkin araçta yapıldı.
Gürcan, şunları söylemiş oldu:
“Suriye çizelgesini beğendiğini söylemiş oldu. Doğu Akdeniz, Libya, İtalya, Yunanistan ilgileri, mülteci hareketliliği, Afganistan hakkında bilgi alışverişinde bulundu.”
Gürcan, toplantıdan daha sonra 500 Euro telif aldığını söylemiş oldu.
‘Resmi doküman paylaşmadım’
Gürcan, kamu bakılırsavlileri ve bakılırsavli askerlerle görüşmediğini, tahlillerini hazırlarken açık kaynaklardan yararlandığını, Türk ve Suriyeli gazetecilerin görüşlerine başvurduğunu söz etti. Gürcan, “bahsetmiş olduğum grup, açık kaynak taramalarında yardımcı olan yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin yanında Türkiye, Suriye ve diğer ülkelerdeki gazetecilerdir. Açık kaynak taraması için gereksinim duyduğumda ulaşırım” dedi.
Diplomatlarla evrak paylaşmadığını anlatan Gürcan, şöyleki devam etti:
“Açık kaynaklardan elde ettiğim haber, yorum ve tahlillerle kendi görüşlerimi birleştiriyorum. Devletimizin güvenliğini riske atacak, kapalılık derecelerinde hiç bir resmi evrak ve bilgi paylaşmadım. Geçen seneye kadar A. ve R. beyefendilerle iç siyaset konuşmazdım. Mart 2020’de başlayan siyasi kimliğim niçiniyle görüşlerimi paylaşmak zorunda kalıyordum.”
Siyasi ahlaka ters
Gürcan, yazışmalarının bulunduğu bilgisayarı şifresiyle bir arada Emniyet’e sunduğunu kaydediyor. Askeri çalışanla ya da kamu bakılırsavlisiyle temas kurmadığını bilhassa vurguluyor.
Sahiden de bu biçimde bir bulgu ve bağlantıdan kelam edilmiyor.
Gürcan’ın diplomatlara fiyat karşılığında verdiği çizelgeler ve tahlillerin resmi doküman yahut istihbari bilgi içerip içermediğini bilmiyoruz. Bu tarafta bir tespit de bulunmuyor. ötürüsıyla casusluk argümanının ayakları yere basmıyor.
Bu bir kabahat mudur?
Değildir.
Lakin siyasi ahlaka karşıttır.
Uzman çavuş, Türk insan kaçakçılarıyla boğuşurken şehit düştü
Kilis’in Suriye hududundaki Hilaltepe Hudut Karakolu’nda nazaranvli Uzman Çavuş Savaş Dinç, 26 Kasım’da şehit düştü. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Dinç’in yasadışı yollarla Suriye’ye geçmeye çalışanlara müdahale ederken ömrünü kaybettiği deklare etti.
olaydan daha sonra Mehmet S., Mustafa H. ve Yunus Emre K. tutuklandı.
Üçü de Türk vatandaşı.
Mehmet S. ve ortağı Yunus Emre K. gündüz Kilis’te otoyıkamacı dükkanı işletip gece işsiz Mustafa H. ile insan kaçakçılığı yapıyor.
Mehmet S., sözünde şu biçimde diyor:
“Yunus ve Mustafa ile kaçakçılık planı yaptık. Yunus dağa gitti, gözcülük yapmaya. Mustafa ile hududa gittik. Hatta bulunduğumuz sırada askerlerin içinde kaldık. İki asker geldi. Elinde pompalı olan asker bana dipçikle vurdu, ‘Yat yere’ dedi. Kendimi yere attım. İkisi birden Mustafa’ya yöneldi. Ortalarında arbede çıktı. Boğuşma sırasında silah patladı.”
Mehmet S., karakoldan bir askerin kaçakçılık için yol gösterdiğini ileri sürerek, “Olay günü kaçakçılığı bu askerin dediği yerden yapacaktık” dedi.
Mustafa H. ise “Sınırdan mülteci geçirecektik” dedi ve şu biçimde devam etti:
“Sınıra girdik, duvara yaklaştık. Mermi sesi duyduk. Geri döndüğümüz esnada askerler geldi. Yere yatıp ellerimizi kaldırdık. “Komutanım, biz Türkiyeliyiz” dedik. Asker tüfeğin namlusundan tutup dipçiğiyle vurmaya çalışıyordu. Bana da vurur diye yüz üstü yattım. Asker vururken, silah sesi geldi.”
Dinç’in şehit düştüğü atak, Türkiye-Suriye hududunda insan kaçakçılığının sürdüğünü gösteriyor. Türk vatandaşı olan kaçakçılar, o denli görünüyor ki, hatası mesleğe çevirmişler. Kimi askerler kaçakçılara yol gösterirken, Uzman Savaş Dinç üzere kahramanlarsa hudut güvenliği için canını veriyor.
“Siyasi casusluk suçlaması ile gözaltına alınıyorum. Polisler konutta. Arama yapıyorlar. Şok oldum. Dayanağınızı istiyorum.”
Üç gün geçti.
Dün siyasi ve askeri casusluktan tutuklandı.
TSK’dan 2014’te yüzbaşı rütbesiyle emekli olan Gürcan, o tarihten beri askeri ve jeo-stratejik tahlilleriyle biliniyor. DEVA Partisi’nin kurucular konseyinde yer alan Gürcan, Ali Babacan’ın güvenlik ve dış siyaset danışmanlığını yürütüyor.
İspanyol diplomatla zarf alışverişi
Gürcan, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında 2020 yılından bu yana dinleniyor ve takip ediliyor. Evvelki gün Ankara Emniyet Müdürlüğü’ndeki alınan tabirine göre Gürcan, 30 Kasım 2020’de başkentteki C. Otel’de bir kişi ile zarf alışverişi yaparken görüntülendi. Emniyet’te Gürcan’a “Zarfı aldığınız ve elinizdeki kaban/mont içine koyduğunuz tespit edilmiştir” denildi.
Gürcan, zarfı verenin İspanya Büyükelçiliği’nde çalışan R. isimli bir diplomat olduğunu belirterek, şu biçimde dedi:
“Kendisine yaralanması için açık kaynaklardan hazırladığım, yalnızca Türkiye’yi değil, Irak, İran, Suriye, Afganistan, Libya, vakit zaman Yunanistan ve Ukrayna’daki gelişmeleri içeren çizelge ve tahlilleri sunarım. R. Beyefendi Türkiye’de akademik topluluğun, uzmanların, gazetecilerin tanıdığı, sık sık görüştüğü saygın diplomattır.”
Tahliller için her ay tertipli 400 dolar aldığını anlatan Gürcan’ın İspanyol diplomatla 6 Ocak ve 4 Şubat 2021’de de tıpkı otelde görüştüğü saptandı.
İtalyan diplomatla AVM otoparkında buluşma
Yapılan takipte, 6 Ocak 2021’de Ankara’daki 365 AVM’nin kapalı otoparkında İtalyan Büyükelçiliği’nden bir vazifelinin resmi aracından inip Gürcan’ın aracına bindiği belirlendi. Gürcan, 30 dakika görüştüğü bu kişinin A. isimli İtalyan diplomat olduğunu belirterek, şöyleki devam etti:
“Kendisiyle vakit zaman Ankara’da görüş alışverişinde bulunurum. AVM’ye öbür arkadaşımla buluşmak için gittim. A. Beyefendi, orada olduğumu öğrenince otoparkta yanıma geldi. Pandemi kurallarında AVM’de kafe ve ortak kullanım alanlarının kapalı olması niçiniyle genel yerde görüşemedik. Bu niçinle aracıma davet ettim.”
Gürcan’ın 21 Ocak 2021’de Ankara’da İtalyan diplomatla bu sefer İtalyan Büyükelçiliği’ne ilişkin araçta görüştüğü belirlendi. Gürcan, “Kendisine çizelgeler sundum. Pandemi kuralları niçiniyle bu yolu zarurî kaldığım için tercih ettim” dedi.
Üçüncü görüşme, 4 Şubat 2021’de 365 AVM’nin kapalı otoparkında İtalyan Büyükelçiliği’ne ilişkin araçta yapıldı.
Gürcan, şunları söylemiş oldu:
“Suriye çizelgesini beğendiğini söylemiş oldu. Doğu Akdeniz, Libya, İtalya, Yunanistan ilgileri, mülteci hareketliliği, Afganistan hakkında bilgi alışverişinde bulundu.”
Gürcan, toplantıdan daha sonra 500 Euro telif aldığını söylemiş oldu.
‘Resmi doküman paylaşmadım’
Gürcan, kamu bakılırsavlileri ve bakılırsavli askerlerle görüşmediğini, tahlillerini hazırlarken açık kaynaklardan yararlandığını, Türk ve Suriyeli gazetecilerin görüşlerine başvurduğunu söz etti. Gürcan, “bahsetmiş olduğum grup, açık kaynak taramalarında yardımcı olan yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin yanında Türkiye, Suriye ve diğer ülkelerdeki gazetecilerdir. Açık kaynak taraması için gereksinim duyduğumda ulaşırım” dedi.
Diplomatlarla evrak paylaşmadığını anlatan Gürcan, şöyleki devam etti:
“Açık kaynaklardan elde ettiğim haber, yorum ve tahlillerle kendi görüşlerimi birleştiriyorum. Devletimizin güvenliğini riske atacak, kapalılık derecelerinde hiç bir resmi evrak ve bilgi paylaşmadım. Geçen seneye kadar A. ve R. beyefendilerle iç siyaset konuşmazdım. Mart 2020’de başlayan siyasi kimliğim niçiniyle görüşlerimi paylaşmak zorunda kalıyordum.”
Siyasi ahlaka ters
Gürcan, yazışmalarının bulunduğu bilgisayarı şifresiyle bir arada Emniyet’e sunduğunu kaydediyor. Askeri çalışanla ya da kamu bakılırsavlisiyle temas kurmadığını bilhassa vurguluyor.
Sahiden de bu biçimde bir bulgu ve bağlantıdan kelam edilmiyor.
Gürcan’ın diplomatlara fiyat karşılığında verdiği çizelgeler ve tahlillerin resmi doküman yahut istihbari bilgi içerip içermediğini bilmiyoruz. Bu tarafta bir tespit de bulunmuyor. ötürüsıyla casusluk argümanının ayakları yere basmıyor.
Bu bir kabahat mudur?
Değildir.
Lakin siyasi ahlaka karşıttır.
Uzman çavuş, Türk insan kaçakçılarıyla boğuşurken şehit düştü
Kilis’in Suriye hududundaki Hilaltepe Hudut Karakolu’nda nazaranvli Uzman Çavuş Savaş Dinç, 26 Kasım’da şehit düştü. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Dinç’in yasadışı yollarla Suriye’ye geçmeye çalışanlara müdahale ederken ömrünü kaybettiği deklare etti.
olaydan daha sonra Mehmet S., Mustafa H. ve Yunus Emre K. tutuklandı.
Üçü de Türk vatandaşı.
Mehmet S. ve ortağı Yunus Emre K. gündüz Kilis’te otoyıkamacı dükkanı işletip gece işsiz Mustafa H. ile insan kaçakçılığı yapıyor.
Mehmet S., sözünde şu biçimde diyor:
“Yunus ve Mustafa ile kaçakçılık planı yaptık. Yunus dağa gitti, gözcülük yapmaya. Mustafa ile hududa gittik. Hatta bulunduğumuz sırada askerlerin içinde kaldık. İki asker geldi. Elinde pompalı olan asker bana dipçikle vurdu, ‘Yat yere’ dedi. Kendimi yere attım. İkisi birden Mustafa’ya yöneldi. Ortalarında arbede çıktı. Boğuşma sırasında silah patladı.”
Mehmet S., karakoldan bir askerin kaçakçılık için yol gösterdiğini ileri sürerek, “Olay günü kaçakçılığı bu askerin dediği yerden yapacaktık” dedi.
Mustafa H. ise “Sınırdan mülteci geçirecektik” dedi ve şu biçimde devam etti:
“Sınıra girdik, duvara yaklaştık. Mermi sesi duyduk. Geri döndüğümüz esnada askerler geldi. Yere yatıp ellerimizi kaldırdık. “Komutanım, biz Türkiyeliyiz” dedik. Asker tüfeğin namlusundan tutup dipçiğiyle vurmaya çalışıyordu. Bana da vurur diye yüz üstü yattım. Asker vururken, silah sesi geldi.”
Dinç’in şehit düştüğü atak, Türkiye-Suriye hududunda insan kaçakçılığının sürdüğünü gösteriyor. Türk vatandaşı olan kaçakçılar, o denli görünüyor ki, hatası mesleğe çevirmişler. Kimi askerler kaçakçılara yol gösterirken, Uzman Savaş Dinç üzere kahramanlarsa hudut güvenliği için canını veriyor.