Diyetisyen Gül Uygun, hormonel bir hastalık olan Polikistik Over Sendromu’nun bayanlarda karın bölgesinde yağlanma, insülin direnci ve karbonhidrat tüketme eğilimine niye olduğunu söylemiş oldu. Uygun, kilo veremeyen bayanlarda polikistik over sendromunun araştırılması gerektiğini söylemiş oldu.
Diyetisyen Gül Uygun, hormonel bir hastalık olan Polikistik Over Sendromu’nun bayanlarda karın bölgesinde yağlanma, insülin direnci, karbonhidrat tüketme eğilimine niye olduğunu belirterek, hastalığın iştah denetiminde ve kilo vermekte zorlanma ile sonuçlanabildiğini kaydetti. Hastalık tanısı olan bayanlarda, kandaki erkeklik hormonları düzeyinin yüksekliği niçiniyle adet düzensizliği görüldüğünü tabir eden Uygun, “Bu hastalarda ayrıyeten akneler, tüylenmede artış, saçlarda dökülme, yorgunluk üzere semptomlar da görülebilir. Polikistik Over Sendromu’nun tedavi edilmemesi durumunda tip 2 diyabet, kalp ve damar hastalıkları ile depresyon gelişebilir” dedi.
Polikistik Over Sendromu tanısı alan bayanların yanlışsız ve istikrarlı beslenmesi gerektiğini anlatan Uygun, sağlıklı beslenmeyi hayat biçimi haline getirmenin ehemmiyetini vurguladı. Hastaların kilo vermesiyle regl düzensizliği, akne, tüylenme üzere semptomların hafifçeleyebileceğine dikkati çeken Uygun, bu hastaların şekerden uzak durmaları gerektiğini söylemiş oldu. Uygun, “Çay, kahve üzere içecekler şekersiz tüketilmeli. Şekerli kahvaltılık gevrekler yerine yulaf ezmesi tercih edilmeli. Marketlerde satılan meyveli süt ve yoğurtlarda şeker eği bulunduğu için uzak durulmalı. Meyveli yoğurt meskende yapılabilir. Beyaz ekmek yerine tam buğday ekmeği, pirinç yerine bulgur, meyve suyu yerine meyve tercih edilmeli” diye konuştu.
Karbonhidrat kaynağı besinleri tek başına tüketmek yerine protein yahut yağ kümesiyle bir arada tüketmenin emilimi yavaşlatarak kan şekerinin süratli yükselmesini engellediğine dikkat çeken Uygun, tam tahıllı bir galetayla peynir, meyveyle ceviz üzere daha istikrarlı seçeneklerin tercih edilmesi gerektiğini söylemiş oldu. Et, tavuk ve balığın derisiz tüketilmesi gerektiğini kelamlarına ekleyen Uygun, trans yağ içeren patates kızartması, patlamış mısır, çıtır tavuk ve paketli atıştırmalıklardan uzak durulması gerektiğini söz etti. Omega-3 yağ asidinin, insülin direncini ve androjen salınımını azaltarak hastalığın seyrini olumlu istikamette etkilediğini de anlatan Uygun, “Omega-3 kaynağı olan balık haftada iki kere tüketilmeli. Balık kızartma değil, buğulama olarak tercih edilmeli. Ayrıyeten keten tohumu ve ceviz üzere bitkisel Omega-3 kaynaklarından da dayanak alınmalı” dedi.
İdmanın kan şekeri metabolizmasını güzelleştirdiğini ve insülin hassaslığını artırdığını da kelamlarına ekleyen Uygun, “Dünya Sıhhat Örgütü’nün günlük 10 bin adım teklifini hayata geçirerek faal bir ömür sürdürülmelidir” tabirlerini kullandı.
Uygun, gerilimin de kan glikozunu yükselttiğini ve yüksek seviyede seyreden kortizol, insülin direncini şiddetlendirdiğini kaydetti. Gerilim idaresinin sağlanmasının büyük değer taşıdığını belirten Uygun, yoga ve meditasyon üzere aktivitelerin denenebileceğini tabir etti.
Diyetisyen Gül Uygun, hormonel bir hastalık olan Polikistik Over Sendromu’nun bayanlarda karın bölgesinde yağlanma, insülin direnci, karbonhidrat tüketme eğilimine niye olduğunu belirterek, hastalığın iştah denetiminde ve kilo vermekte zorlanma ile sonuçlanabildiğini kaydetti. Hastalık tanısı olan bayanlarda, kandaki erkeklik hormonları düzeyinin yüksekliği niçiniyle adet düzensizliği görüldüğünü tabir eden Uygun, “Bu hastalarda ayrıyeten akneler, tüylenmede artış, saçlarda dökülme, yorgunluk üzere semptomlar da görülebilir. Polikistik Over Sendromu’nun tedavi edilmemesi durumunda tip 2 diyabet, kalp ve damar hastalıkları ile depresyon gelişebilir” dedi.
Polikistik Over Sendromu tanısı alan bayanların yanlışsız ve istikrarlı beslenmesi gerektiğini anlatan Uygun, sağlıklı beslenmeyi hayat biçimi haline getirmenin ehemmiyetini vurguladı. Hastaların kilo vermesiyle regl düzensizliği, akne, tüylenme üzere semptomların hafifçeleyebileceğine dikkati çeken Uygun, bu hastaların şekerden uzak durmaları gerektiğini söylemiş oldu. Uygun, “Çay, kahve üzere içecekler şekersiz tüketilmeli. Şekerli kahvaltılık gevrekler yerine yulaf ezmesi tercih edilmeli. Marketlerde satılan meyveli süt ve yoğurtlarda şeker eği bulunduğu için uzak durulmalı. Meyveli yoğurt meskende yapılabilir. Beyaz ekmek yerine tam buğday ekmeği, pirinç yerine bulgur, meyve suyu yerine meyve tercih edilmeli” diye konuştu.
Karbonhidrat kaynağı besinleri tek başına tüketmek yerine protein yahut yağ kümesiyle bir arada tüketmenin emilimi yavaşlatarak kan şekerinin süratli yükselmesini engellediğine dikkat çeken Uygun, tam tahıllı bir galetayla peynir, meyveyle ceviz üzere daha istikrarlı seçeneklerin tercih edilmesi gerektiğini söylemiş oldu. Et, tavuk ve balığın derisiz tüketilmesi gerektiğini kelamlarına ekleyen Uygun, trans yağ içeren patates kızartması, patlamış mısır, çıtır tavuk ve paketli atıştırmalıklardan uzak durulması gerektiğini söz etti. Omega-3 yağ asidinin, insülin direncini ve androjen salınımını azaltarak hastalığın seyrini olumlu istikamette etkilediğini de anlatan Uygun, “Omega-3 kaynağı olan balık haftada iki kere tüketilmeli. Balık kızartma değil, buğulama olarak tercih edilmeli. Ayrıyeten keten tohumu ve ceviz üzere bitkisel Omega-3 kaynaklarından da dayanak alınmalı” dedi.
İdmanın kan şekeri metabolizmasını güzelleştirdiğini ve insülin hassaslığını artırdığını da kelamlarına ekleyen Uygun, “Dünya Sıhhat Örgütü’nün günlük 10 bin adım teklifini hayata geçirerek faal bir ömür sürdürülmelidir” tabirlerini kullandı.
Uygun, gerilimin de kan glikozunu yükselttiğini ve yüksek seviyede seyreden kortizol, insülin direncini şiddetlendirdiğini kaydetti. Gerilim idaresinin sağlanmasının büyük değer taşıdığını belirten Uygun, yoga ve meditasyon üzere aktivitelerin denenebileceğini tabir etti.