Vitra
New member
İmamoğlu’dan İtalya’da Kuran’dan ve Atatürk’ten alıntılı barış daveti İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lideri Ekrem İmamoğlu, İtalya’nın Floransa kentinde düzenlenen, “Akdeniz Kentleri Belediye Liderleri Konferansı”nda konuştu.
Floransa Belediye Lideri Dario Nardella, Kudüs Belediye Lideri Moshe Lion ve Atina Belediye Lideri Kostas Bakoyannis’in de yer aldığı oturumda İmamoğlu, “Sözlerime, 16 milyon İstanbullunun en sıcak hislerini ileterek başlamak istiyorum” dedi.
Dünya tarihini, “insanın ürettiklerinin ve yok ettiklerinin tarihi” olarak tanımlayan İmamoğlu, şunları söylemiş oldu:
“Yani yeterliliğin ve berbatlığın tarihi. Bu tarih içerisinde Akdeniz havzasının fazlaca özel bir yeri var. İnsanlığı, ortasındaki yeterliliği keşfedip, kötülükle gayrete çağıran büyük din ve inanç sistemlerinin çabucak hepsi bu coğrafyada şekillendi. Birçok acı anılar barındırsa da zeytinin ve incirin vatanı Akdeniz, deniziyle, güneşiyle, rengarenk kültürleriyle insanı hayatın bütün hoşluklarına davet eden, eşsiz bir coğrafyadır. Akdeniz havzası, hoşlukları ve çeşitliliğiyle insanın başını döndürür. Şayet insan kibre kapılıp, kendini bu hoşlukların sahibi olarak görmeye başlarsa, berbatlığın kapısını da aralamış olur. Bizi kibirden uzaklaştırıp, hakikat yolda tutacak şey, prensiplerimiz ve inançlarımızdır.”
Kuran’dan alıntı
Konuşmasında, Kur’an-ı Kerim’in Fussilet Suresi’nin “İyilikle kötülük bir olmaz. Sen berbatlığı en hoş davranışla sav; bu biçimde bakılırsaceksin ki seninle aranızda düşmanlık bulunan kimse sıcak bir dost oluvermiş” halindeki 34. ayetinden alıntı yapan İmamoğlu, “Hangi dine mensup olursak olalım, hangi inanç sistemiyle kendimizi terbiye edersek edelim, güzelliğin gücüne olan itimadımızı yitirirsek, insanlığımızı yitiririz. Mahallî yöneticiler olarak hepimiz kendi ülkelerimizde, farklı inanç sistemlerinden, farklı kültürlerden geliyoruz. Fakat birebir şeyin hasreti ortasındayız: Daha uygun bir dünya yaratmak; daha özgür ve keyifli kentler yaratmak; kentlerimizde yaşayan insanların hayat kalitesini yükseltmek” sözlerini kullandı.
“Adaletle başarabiliriz”
“Ben, İstanbul üzere medeniyetler içinde köprü olmuş, farklı inanç ve kültürlere dokunmuş kadim bir kenti temsilen aranızda olduğum için kendimi fazlaca şanslı kabul ediyorum” diyen İmamoğlu, şöyleki konuştu:
“Yerel önderler olarak, hepimizin değerli birer misyonu var. Evet, bizden istenen kentlerimize ömrü kolaylaştıracak hizmetler götürmek, ulaşım ve dijital dönüşüm üzere bahislere eğilmektir. Ancak beraberinde bizden istenen; nefretin, ayrımcılığın, şiddetin karşısında olmak; daha yeşil, daha adil, daha vicdanlı bir dünya için çabalamak. Bunu da lakin adaletle başarabiliriz. Avrupa’nın savaş kabusunu ve acılarını bir daha hissettiği bugünlerde, Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘Bir milletin varlığı için mecburî olmadıkça, savaş bir cinayettir’ kelamını rehber kabul etmeliyiz. Çünkü, bu üzere kaygı verici vakit içinderda kentlerimizin öncelikli muhtaçlığı barış ve dayanışmadır. Akdeniz, bir barış ve özgürlük havzası olarak, tüm dünyaya örnek oluşturacak kuvvetli bir beraberliğe imza atabilir. Atmalıdır.”
Hacı Bektaş-ı Veli’nin insanlık barışı için 750 yıl evvelce “Dili, dini, rengi ne olursa olsun; uygunlar, iyidir” formülünü tanım ettiğini aktaran İmamoğlu, “Bugün Akdeniz’i, dört bir yanında barışın, işbirliğinin, demokrasi ve diyaloğun, fazilet ve uzlaşmanın, üniversal hukuk ve adaletin hakim olduğu, büyük bir ‘medeniyetler medeniyeti’ olarak bir daha kurgulamak, hepimiz için en değerli gereksinim. Bu kurgu ortasında başrol, inanıyorum ki yeşil, adil, yaratıcı, özgür ve özgün kentlerin olacaktır. Akdeniz uygarlığı, ana motif ve renklerini, eşsiz ve kadim kentlerinden almıştır. Akdeniz’i Akdeniz yapan fazlaca kültürlü kentleridir. Önümüzdeki süreçte de bu uygarlığın nasıl bir yol izleyeceğini, her şeyden çok Akdeniz kentlerinin diyalog ve dayanışması belirleyecektir. Bu yolda hiç bir önyargının tesiri altında kalmadan, birbirimizi tanımaya ve anlamaya çalışarak, müsamaha ve cüretle yürümeyi ve kalıcı iş birlikleri kurmayı diliyorum” diye konuştu.
Konferansın dinleyicileri içinde, Perugia Başpiskoposu ve İtalyan Piskoposlar Konferansı Lideri Kardinal Gualtiero Bassetti de yer aldı.
Floransa Belediye Lideri Dario Nardella, Kudüs Belediye Lideri Moshe Lion ve Atina Belediye Lideri Kostas Bakoyannis’in de yer aldığı oturumda İmamoğlu, “Sözlerime, 16 milyon İstanbullunun en sıcak hislerini ileterek başlamak istiyorum” dedi.
Dünya tarihini, “insanın ürettiklerinin ve yok ettiklerinin tarihi” olarak tanımlayan İmamoğlu, şunları söylemiş oldu:
“Yani yeterliliğin ve berbatlığın tarihi. Bu tarih içerisinde Akdeniz havzasının fazlaca özel bir yeri var. İnsanlığı, ortasındaki yeterliliği keşfedip, kötülükle gayrete çağıran büyük din ve inanç sistemlerinin çabucak hepsi bu coğrafyada şekillendi. Birçok acı anılar barındırsa da zeytinin ve incirin vatanı Akdeniz, deniziyle, güneşiyle, rengarenk kültürleriyle insanı hayatın bütün hoşluklarına davet eden, eşsiz bir coğrafyadır. Akdeniz havzası, hoşlukları ve çeşitliliğiyle insanın başını döndürür. Şayet insan kibre kapılıp, kendini bu hoşlukların sahibi olarak görmeye başlarsa, berbatlığın kapısını da aralamış olur. Bizi kibirden uzaklaştırıp, hakikat yolda tutacak şey, prensiplerimiz ve inançlarımızdır.”
Kuran’dan alıntı
Konuşmasında, Kur’an-ı Kerim’in Fussilet Suresi’nin “İyilikle kötülük bir olmaz. Sen berbatlığı en hoş davranışla sav; bu biçimde bakılırsaceksin ki seninle aranızda düşmanlık bulunan kimse sıcak bir dost oluvermiş” halindeki 34. ayetinden alıntı yapan İmamoğlu, “Hangi dine mensup olursak olalım, hangi inanç sistemiyle kendimizi terbiye edersek edelim, güzelliğin gücüne olan itimadımızı yitirirsek, insanlığımızı yitiririz. Mahallî yöneticiler olarak hepimiz kendi ülkelerimizde, farklı inanç sistemlerinden, farklı kültürlerden geliyoruz. Fakat birebir şeyin hasreti ortasındayız: Daha uygun bir dünya yaratmak; daha özgür ve keyifli kentler yaratmak; kentlerimizde yaşayan insanların hayat kalitesini yükseltmek” sözlerini kullandı.
“Adaletle başarabiliriz”
“Ben, İstanbul üzere medeniyetler içinde köprü olmuş, farklı inanç ve kültürlere dokunmuş kadim bir kenti temsilen aranızda olduğum için kendimi fazlaca şanslı kabul ediyorum” diyen İmamoğlu, şöyleki konuştu:
“Yerel önderler olarak, hepimizin değerli birer misyonu var. Evet, bizden istenen kentlerimize ömrü kolaylaştıracak hizmetler götürmek, ulaşım ve dijital dönüşüm üzere bahislere eğilmektir. Ancak beraberinde bizden istenen; nefretin, ayrımcılığın, şiddetin karşısında olmak; daha yeşil, daha adil, daha vicdanlı bir dünya için çabalamak. Bunu da lakin adaletle başarabiliriz. Avrupa’nın savaş kabusunu ve acılarını bir daha hissettiği bugünlerde, Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘Bir milletin varlığı için mecburî olmadıkça, savaş bir cinayettir’ kelamını rehber kabul etmeliyiz. Çünkü, bu üzere kaygı verici vakit içinderda kentlerimizin öncelikli muhtaçlığı barış ve dayanışmadır. Akdeniz, bir barış ve özgürlük havzası olarak, tüm dünyaya örnek oluşturacak kuvvetli bir beraberliğe imza atabilir. Atmalıdır.”
Hacı Bektaş-ı Veli’nin insanlık barışı için 750 yıl evvelce “Dili, dini, rengi ne olursa olsun; uygunlar, iyidir” formülünü tanım ettiğini aktaran İmamoğlu, “Bugün Akdeniz’i, dört bir yanında barışın, işbirliğinin, demokrasi ve diyaloğun, fazilet ve uzlaşmanın, üniversal hukuk ve adaletin hakim olduğu, büyük bir ‘medeniyetler medeniyeti’ olarak bir daha kurgulamak, hepimiz için en değerli gereksinim. Bu kurgu ortasında başrol, inanıyorum ki yeşil, adil, yaratıcı, özgür ve özgün kentlerin olacaktır. Akdeniz uygarlığı, ana motif ve renklerini, eşsiz ve kadim kentlerinden almıştır. Akdeniz’i Akdeniz yapan fazlaca kültürlü kentleridir. Önümüzdeki süreçte de bu uygarlığın nasıl bir yol izleyeceğini, her şeyden çok Akdeniz kentlerinin diyalog ve dayanışması belirleyecektir. Bu yolda hiç bir önyargının tesiri altında kalmadan, birbirimizi tanımaya ve anlamaya çalışarak, müsamaha ve cüretle yürümeyi ve kalıcı iş birlikleri kurmayı diliyorum” diye konuştu.
Konferansın dinleyicileri içinde, Perugia Başpiskoposu ve İtalyan Piskoposlar Konferansı Lideri Kardinal Gualtiero Bassetti de yer aldı.