Vitra
New member
Helalleşmenin tahlili CHP önderi Kemal Kılıçdaroğlu, helalleşme iletisi vermiş lakin helalleşmenin kimlerle yapılacağını açıklamamıştı.
CHP’nin kimlerle helalleşip kimlerle hesaplaşacağını epey düzgün izah etmesi gerektiğini, aksi biçimde iktidarla helalleşme üzere anlaşılabileceğini, bunun da iktidarın değişeceği ve hukuk dışı uygulamalar niçiniyle hesap sorulacağı umudunu kırabileceğini vurgulamıştım.
Kılıçdaroğlu, partisinin dünkü küme toplantısında mevzuya açıklık getirdi.
“Helalleşmek; yüzleşmek, barışabilmek, devam edebilmek demektir. Bunu yarası olan topluluklarla yapacağız. Hukuk öbür. Kim ne cürüm işlediyse onun karşılığı hukuktur. Hukukla helalleşmeyi karıştırmamak lazım” dedi.
bu biçimdece iktidarın gölgesinde hata işleyenlerden hukuk çerçevesinde hesap sorulacağını ilân etmiş oldu. Rüşvetçilerin burunlarından getireceklerini, uyuşturucu baronlarını bu topraklardan sileceklerini de duyurdu.
bu biçimdece helalleşme ile hesaplaşmayı birbirinden ayırarak tasaları giderdi.
HELALLEŞMENİN SİYASİ MANASI
Kılıçdaroğlu, helalleşme atağının maksadının barışmış bir toplum olduğunu deklare etti ve gelecek nesillerce “toplumu barıştıran kişi” olarak anılmak istendiğini söylemiş oldu. Kuşkusuz bu atağın doğal olarak siyasi bir manası ve emeli da var.
Bunu anlamak için Kılıçdaroğlu’nun helalleşeceğini söylemiş olduği bölümlere bakılım.
28 Şubat’ın mağdurları, ikna odalarına sokulan başı örtülü öğrenciler, Roboski hadisesinin, Sivas, Kahramanmaraş katliamlarının, Diyarbakır cezaevinin mağdurları, yerlerinden edilen Romanlar, varlık vergisi ve 6-7 eylül olaylarının kurbanları, mahkemelerde süründürülen askerler, Londra’ya göçmek zorunda kalan parlak beyinler, Ali İsmail Korkmaz’ın ailesi, Soma’da ömrünü kaybeden çalışanların aileleri, 12 Eylül’ün “bir sağdan bir soldan” diyerek astıklarının aileleri, tren kazasında ölen Oğuz Arda Sel’in ailesi, Ahmet Kaya’nın ailesi…
Kılıçdaroğlu, toplumsal travma yaratan 27 Mayıs rejiminin idam ettiği Adnan Menderes, Fatin Rüştü Kuvvetli, Hasan Polatkan. 12 Mart rejiminin idam ettiği Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan ile ailelerine ise değinmedi.
CHP başkanının lisana getirdiği olaylara baktığımızda İsmet İnönü devrindeki varlık vergisi uygulaması, 28 Şubat daha sonrası başlayan türban tartışmasında Deniz Baykal’ın liderliğinde üniversitelerde ve kamu bakılırsavlerinde türban yasağının savunulması haricinde CHP’nin sorumlu olduğu bir olay yok.
Mağduriyet yaratan başka olaylar ise bugünkü ve geçmiş sağ iktidarların sorumlu oldukları olaylardır.
Bu olaylar ele alındığında Kılıçdaroğlu’nun sıklıkla AK Parti’ye ve başka sağ partilere oy veren dindar-muhafazakârlar, Kürtler, Aleviler, Romanlar ve azınlıklara ileti gönderdiği görülüyor.
Üniversitelerde türban yasağı, Kılıçdaroğlu’nun CHP genel başkanlığına seçilmesinden daha sonra, CHP’nin itirazını kaldırmasıyla kalkmıştı. Kılıçdaroğlu, ikna odalarına sokulan başı örtülü öğrencilerle helalleşeceklerini söyleyerek dindar-muhafazakâr kısımla barışma adımı atmış oldu.
Kılıçdaroğlu, Uludere’nin Ortasu köyü civarını F-16’ların bombalaması 34 sivilin ömrünü kaybetmesi hadisesini HDP’nin ve Kürtlerin tercih ettiği üzere Roboski olarak andı. Kılıçdaroğlu’nun bu itinası de bu bölümle barışma söylemi olarak görülebilir. Keza 12 Eylül devrinde Diyarbakır cezaevindeki azap, insanlık dışı muamelelerin mağdurlarından kelam etmesi, Ahmet Kaya’yı anması da mana taşıyor.
12 Eylül’ün “bir sağdan bir soldan” diyerek astığı insanların ailelerine verilen helalleşme bildirisi da hem CHP’nin soluna hem milliyetçi sağa gönderilen bir ileti niteliğinde.
Ali İsmail Korkmaz’ı anması, Seyahat mağdurlarından kelam etmesi, Soma personellerinin, Oğuz Arda Sel’in aileleriyle helalleşme ise devletin güç kullanımı ya da dikkatsizliğinden kaynaklanan mağduriyetlerin CHP iktidarında devlet sorumluluğuyla giderileceği manası taşıyor.
Kılıçdaroğlu’nun, kabahat işleyenlerden hukuk nezdinde hesap sormayı farklı tutarak yaptığı helalleşme atağı iktidarın 20 yıldır uyguladığı kutuplaştırma, ötekileştirme ve buradan çoğunluk takviyesini almaya yönelik siyasetine karşı, barışmayı, kucaklaşmayı ve devlet olmanın gerektirdiği sorumluluğu üstlenmekten kaçınmamayı hedefliyor.
Kılıçdaroğlu’nun bu atağı cumhurbaşkanlığı adaylığının ön planda olduğu bu süreçte CHP’nin ulaşmakta zorluk çektiği bölümlerden takviye bulmasını sağlayabilir.
Kılıçdaroğlu, bir müddetdir eline aldığı gündem oluşturma üstünlüğünü sürdürüyor.
CHP’nin kimlerle helalleşip kimlerle hesaplaşacağını epey düzgün izah etmesi gerektiğini, aksi biçimde iktidarla helalleşme üzere anlaşılabileceğini, bunun da iktidarın değişeceği ve hukuk dışı uygulamalar niçiniyle hesap sorulacağı umudunu kırabileceğini vurgulamıştım.
Kılıçdaroğlu, partisinin dünkü küme toplantısında mevzuya açıklık getirdi.
“Helalleşmek; yüzleşmek, barışabilmek, devam edebilmek demektir. Bunu yarası olan topluluklarla yapacağız. Hukuk öbür. Kim ne cürüm işlediyse onun karşılığı hukuktur. Hukukla helalleşmeyi karıştırmamak lazım” dedi.
bu biçimdece iktidarın gölgesinde hata işleyenlerden hukuk çerçevesinde hesap sorulacağını ilân etmiş oldu. Rüşvetçilerin burunlarından getireceklerini, uyuşturucu baronlarını bu topraklardan sileceklerini de duyurdu.
bu biçimdece helalleşme ile hesaplaşmayı birbirinden ayırarak tasaları giderdi.
HELALLEŞMENİN SİYASİ MANASI
Kılıçdaroğlu, helalleşme atağının maksadının barışmış bir toplum olduğunu deklare etti ve gelecek nesillerce “toplumu barıştıran kişi” olarak anılmak istendiğini söylemiş oldu. Kuşkusuz bu atağın doğal olarak siyasi bir manası ve emeli da var.
Bunu anlamak için Kılıçdaroğlu’nun helalleşeceğini söylemiş olduği bölümlere bakılım.
28 Şubat’ın mağdurları, ikna odalarına sokulan başı örtülü öğrenciler, Roboski hadisesinin, Sivas, Kahramanmaraş katliamlarının, Diyarbakır cezaevinin mağdurları, yerlerinden edilen Romanlar, varlık vergisi ve 6-7 eylül olaylarının kurbanları, mahkemelerde süründürülen askerler, Londra’ya göçmek zorunda kalan parlak beyinler, Ali İsmail Korkmaz’ın ailesi, Soma’da ömrünü kaybeden çalışanların aileleri, 12 Eylül’ün “bir sağdan bir soldan” diyerek astıklarının aileleri, tren kazasında ölen Oğuz Arda Sel’in ailesi, Ahmet Kaya’nın ailesi…
Kılıçdaroğlu, toplumsal travma yaratan 27 Mayıs rejiminin idam ettiği Adnan Menderes, Fatin Rüştü Kuvvetli, Hasan Polatkan. 12 Mart rejiminin idam ettiği Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan ile ailelerine ise değinmedi.
CHP başkanının lisana getirdiği olaylara baktığımızda İsmet İnönü devrindeki varlık vergisi uygulaması, 28 Şubat daha sonrası başlayan türban tartışmasında Deniz Baykal’ın liderliğinde üniversitelerde ve kamu bakılırsavlerinde türban yasağının savunulması haricinde CHP’nin sorumlu olduğu bir olay yok.
Mağduriyet yaratan başka olaylar ise bugünkü ve geçmiş sağ iktidarların sorumlu oldukları olaylardır.
Bu olaylar ele alındığında Kılıçdaroğlu’nun sıklıkla AK Parti’ye ve başka sağ partilere oy veren dindar-muhafazakârlar, Kürtler, Aleviler, Romanlar ve azınlıklara ileti gönderdiği görülüyor.
Üniversitelerde türban yasağı, Kılıçdaroğlu’nun CHP genel başkanlığına seçilmesinden daha sonra, CHP’nin itirazını kaldırmasıyla kalkmıştı. Kılıçdaroğlu, ikna odalarına sokulan başı örtülü öğrencilerle helalleşeceklerini söyleyerek dindar-muhafazakâr kısımla barışma adımı atmış oldu.
Kılıçdaroğlu, Uludere’nin Ortasu köyü civarını F-16’ların bombalaması 34 sivilin ömrünü kaybetmesi hadisesini HDP’nin ve Kürtlerin tercih ettiği üzere Roboski olarak andı. Kılıçdaroğlu’nun bu itinası de bu bölümle barışma söylemi olarak görülebilir. Keza 12 Eylül devrinde Diyarbakır cezaevindeki azap, insanlık dışı muamelelerin mağdurlarından kelam etmesi, Ahmet Kaya’yı anması da mana taşıyor.
12 Eylül’ün “bir sağdan bir soldan” diyerek astığı insanların ailelerine verilen helalleşme bildirisi da hem CHP’nin soluna hem milliyetçi sağa gönderilen bir ileti niteliğinde.
Ali İsmail Korkmaz’ı anması, Seyahat mağdurlarından kelam etmesi, Soma personellerinin, Oğuz Arda Sel’in aileleriyle helalleşme ise devletin güç kullanımı ya da dikkatsizliğinden kaynaklanan mağduriyetlerin CHP iktidarında devlet sorumluluğuyla giderileceği manası taşıyor.
Kılıçdaroğlu’nun, kabahat işleyenlerden hukuk nezdinde hesap sormayı farklı tutarak yaptığı helalleşme atağı iktidarın 20 yıldır uyguladığı kutuplaştırma, ötekileştirme ve buradan çoğunluk takviyesini almaya yönelik siyasetine karşı, barışmayı, kucaklaşmayı ve devlet olmanın gerektirdiği sorumluluğu üstlenmekten kaçınmamayı hedefliyor.
Kılıçdaroğlu’nun bu atağı cumhurbaşkanlığı adaylığının ön planda olduğu bu süreçte CHP’nin ulaşmakta zorluk çektiği bölümlerden takviye bulmasını sağlayabilir.
Kılıçdaroğlu, bir müddetdir eline aldığı gündem oluşturma üstünlüğünü sürdürüyor.