Sarr
Active member
“Haşimin Ne Demek Olduğunu O Gün Anladım…”
Selam millet,
Geçen hafta başıma gelen garip ama bir o kadar da düşündürücü bir olayı paylaşmak istedim. Hani bazen bir kelimeyi duyarsınız ama tam ne anlama geldiğini bilmezsiniz; sonra bir olay yaşanır ve o kelime resmen ete kemiğe bürünür… İşte ben “**haşim**” kelimesini o gün tam anlamıyla yaşadım.
Hazırsanız size küçük kasabamızda geçen bu hikâyeyi anlatayım. Belki siz de bir kelimenin ardındaki ruhu bu kadar net hissetmemişsinizdir hiç…
Haşim: Sert Duruşun Ardındaki Merhamet
Benim adım Emre. Kasabamızın tam merkezinde küçük bir kırtasiye işletiyorum. Sakin bir hayatım var ama her küçük yerleşimde olduğu gibi, burada da herkesin birbirinden haberi olur, hele bir de konu Fikret Abi ise…
Fikret Abi mahallemizin “haşim” adamıydı. Sert, mesafeli, çatık kaşlı. Mahallede çocuklar onu görünce topu bırakır, kediler bile duvarın öteki yanına kaçar. Ama bir o kadar da saygı duyulurdu ona. Bir gün bu adamın aslında ne kadar derin biri olduğunu, kadınların empati gücüyle ve erkeklerin çözüm odaklı bakışıyla nasıl çözüm üretilebileceğini kendi gözlerimle gördüm.
Olayın Fitilini Ateşleyen Çocuk
Yaz sıcağında dükkânın önüne sandalye atmış, çay içiyordum. O sırada mahallenin çocuklarından Kerem koşa koşa yanıma geldi. Ağlamaklıydı.
— “Emre Abi! Fikret Amca topumuzu bıçakla patlattı!”
Hemen anladım durumu. Çocuklar büyük ihtimalle Fikret Abi’nin camının önünde oynamış, belki top cam kenarına çarpınca Fikret Abi de sinirlenmişti. Ama topu bıçakla patlatmak? Bu biraz fazlaydı sanki.
İçimdeki adalet duygusu kabardı ama önce bir durumu anlamalıydım. Tam o sırada kasabanın sevilen kadınlarından Gül Abla geldi. Gül Abla öğretmendi, herkesin derdini dinler, hep arabulucu olurdu.
Empatiyle Yaklaşmak
Gül Abla beni uyardı:
— “Hemen yargılama Emre. Belki başka bir şey olmuştur. Fikret Abi kolay sinirlenmez. Bir şey vardır.”
İkimiz birlikte Fikret Abi’nin evine gittik. Kapıyı açtığında her zamanki gibi ifadesizdi. Gül Abla o kadar nazik ve anlayışlı davrandı ki, Fikret Abi ilk kez çatık kaşlarını biraz indirdi. Gül Abla şöyle dedi:
— “Fikret Abi, çocukların topuyla ilgili bir şey olmuş sanırım. Bir yanlış anlaşılma olabilir mi?”
Fikret Abi iç geçirdi. Sonra eliyle oturmamızı işaret etti. İlk defa böyle bir davranışını görüyordum. O anda anladım ki, bir şeyler canını yakmış. Konuşmaya başladı:
Haşimin Kalbindeki Yara
— “Geçen ay torunumun oyuncak topuyla oynarken pencereden düşüp kolunu kırdığını öğrendik. O günden beri bir top sesi duysam, içim daralıyor. Bugün camın önünde top sesini duyunca… kontrolümü kaybettim. Kusura bakmayın.”
O an içim acıdı. Sadece ben değil, Gül Abla da gözyaşlarını zor tuttu. İşte o an “haşim” kelimesi kafamda şekillendi. Haşim: dışarıdan sert, ama içi yaralı. Haşim: yargılamadan önce tanımamız gereken bir duruş.
Çözüm Odaklı Yaklaşım
Ortam duygusallaşmıştı ama Gül Abla’yla göz göze geldik. Tam o sırada ben söze girdim:
— “Fikret Abi, çocuklara açıklama yapmak ister misin? Onlar seni anlayacaktır. Hem belki yeni bir top alırsak ve birlikte oynarsak, içindeki korku da hafifler.”
Fikret Abi durdu. Kafasını hafifçe salladı.
Ertesi gün Fikret Abi, çocukları parkta topladı. Yeni aldığı topu getirdi. Onlara torununun hikâyesini anlattı.
Çocuklar gözlerini ona dikmiş dinledi. Küçük Kerem utana utana yanına gidip elini öptü. O haşim adam ilk kez çocuklara gülümsedi. O gün kasaba farklı uyandı.
“Haşim” Olmak Ne Demek?
O gün anladım: “Haşim” sadece sertlik değil, içsel bir sınır, bir savunma mekanizması. Her haşim yüzün arkasında bir acı olabilir. Kadınların duygusal sezgisiyle, erkeklerin stratejik yaklaşımı birleşince bir insanın duvarlarını yıkabiliyorsunuz.
Belki de hepimizin içinde biraz haşimlik var. Kimi zaman çocukluğumuzdan, kimi zaman hayal kırıklıklarımızdan. Ama mesele şu ki: anlayan biri çıkınca, en haşim kişi bile yumuşar.
Son Söz ve Soru
İşte arkadaşlar, “haşim” kelimesi bana artık sadece bir sıfat gibi gelmiyor. O gün o kelimenin canlı bir karşılığını yaşadım. Belki de hepimizin çevresinde böyle insanlar var.
Peki siz hiç birini haşim sanıp sonra aslında çok farklı biri olduğunu fark ettiniz mi?
Yorumlarınızı bekliyorum. İçtenlikle…
–Emre
---
Yorum bırakın, bu tür olayların insanların iç dünyasını nasıl etkilediğini konuşalım. Belki de o "sert" dediğiniz insan sadece anlatacak birini bekliyordur.
Selam millet,
Geçen hafta başıma gelen garip ama bir o kadar da düşündürücü bir olayı paylaşmak istedim. Hani bazen bir kelimeyi duyarsınız ama tam ne anlama geldiğini bilmezsiniz; sonra bir olay yaşanır ve o kelime resmen ete kemiğe bürünür… İşte ben “**haşim**” kelimesini o gün tam anlamıyla yaşadım.
Hazırsanız size küçük kasabamızda geçen bu hikâyeyi anlatayım. Belki siz de bir kelimenin ardındaki ruhu bu kadar net hissetmemişsinizdir hiç…
Haşim: Sert Duruşun Ardındaki Merhamet
Benim adım Emre. Kasabamızın tam merkezinde küçük bir kırtasiye işletiyorum. Sakin bir hayatım var ama her küçük yerleşimde olduğu gibi, burada da herkesin birbirinden haberi olur, hele bir de konu Fikret Abi ise…
Fikret Abi mahallemizin “haşim” adamıydı. Sert, mesafeli, çatık kaşlı. Mahallede çocuklar onu görünce topu bırakır, kediler bile duvarın öteki yanına kaçar. Ama bir o kadar da saygı duyulurdu ona. Bir gün bu adamın aslında ne kadar derin biri olduğunu, kadınların empati gücüyle ve erkeklerin çözüm odaklı bakışıyla nasıl çözüm üretilebileceğini kendi gözlerimle gördüm.
Olayın Fitilini Ateşleyen Çocuk
Yaz sıcağında dükkânın önüne sandalye atmış, çay içiyordum. O sırada mahallenin çocuklarından Kerem koşa koşa yanıma geldi. Ağlamaklıydı.
— “Emre Abi! Fikret Amca topumuzu bıçakla patlattı!”
Hemen anladım durumu. Çocuklar büyük ihtimalle Fikret Abi’nin camının önünde oynamış, belki top cam kenarına çarpınca Fikret Abi de sinirlenmişti. Ama topu bıçakla patlatmak? Bu biraz fazlaydı sanki.
İçimdeki adalet duygusu kabardı ama önce bir durumu anlamalıydım. Tam o sırada kasabanın sevilen kadınlarından Gül Abla geldi. Gül Abla öğretmendi, herkesin derdini dinler, hep arabulucu olurdu.
Empatiyle Yaklaşmak
Gül Abla beni uyardı:
— “Hemen yargılama Emre. Belki başka bir şey olmuştur. Fikret Abi kolay sinirlenmez. Bir şey vardır.”
İkimiz birlikte Fikret Abi’nin evine gittik. Kapıyı açtığında her zamanki gibi ifadesizdi. Gül Abla o kadar nazik ve anlayışlı davrandı ki, Fikret Abi ilk kez çatık kaşlarını biraz indirdi. Gül Abla şöyle dedi:
— “Fikret Abi, çocukların topuyla ilgili bir şey olmuş sanırım. Bir yanlış anlaşılma olabilir mi?”
Fikret Abi iç geçirdi. Sonra eliyle oturmamızı işaret etti. İlk defa böyle bir davranışını görüyordum. O anda anladım ki, bir şeyler canını yakmış. Konuşmaya başladı:
Haşimin Kalbindeki Yara
— “Geçen ay torunumun oyuncak topuyla oynarken pencereden düşüp kolunu kırdığını öğrendik. O günden beri bir top sesi duysam, içim daralıyor. Bugün camın önünde top sesini duyunca… kontrolümü kaybettim. Kusura bakmayın.”
O an içim acıdı. Sadece ben değil, Gül Abla da gözyaşlarını zor tuttu. İşte o an “haşim” kelimesi kafamda şekillendi. Haşim: dışarıdan sert, ama içi yaralı. Haşim: yargılamadan önce tanımamız gereken bir duruş.
Çözüm Odaklı Yaklaşım
Ortam duygusallaşmıştı ama Gül Abla’yla göz göze geldik. Tam o sırada ben söze girdim:
— “Fikret Abi, çocuklara açıklama yapmak ister misin? Onlar seni anlayacaktır. Hem belki yeni bir top alırsak ve birlikte oynarsak, içindeki korku da hafifler.”
Fikret Abi durdu. Kafasını hafifçe salladı.
Ertesi gün Fikret Abi, çocukları parkta topladı. Yeni aldığı topu getirdi. Onlara torununun hikâyesini anlattı.
Çocuklar gözlerini ona dikmiş dinledi. Küçük Kerem utana utana yanına gidip elini öptü. O haşim adam ilk kez çocuklara gülümsedi. O gün kasaba farklı uyandı.
“Haşim” Olmak Ne Demek?
O gün anladım: “Haşim” sadece sertlik değil, içsel bir sınır, bir savunma mekanizması. Her haşim yüzün arkasında bir acı olabilir. Kadınların duygusal sezgisiyle, erkeklerin stratejik yaklaşımı birleşince bir insanın duvarlarını yıkabiliyorsunuz.
Belki de hepimizin içinde biraz haşimlik var. Kimi zaman çocukluğumuzdan, kimi zaman hayal kırıklıklarımızdan. Ama mesele şu ki: anlayan biri çıkınca, en haşim kişi bile yumuşar.
Son Söz ve Soru
İşte arkadaşlar, “haşim” kelimesi bana artık sadece bir sıfat gibi gelmiyor. O gün o kelimenin canlı bir karşılığını yaşadım. Belki de hepimizin çevresinde böyle insanlar var.
Peki siz hiç birini haşim sanıp sonra aslında çok farklı biri olduğunu fark ettiniz mi?
Yorumlarınızı bekliyorum. İçtenlikle…
–Emre
---
Yorum bırakın, bu tür olayların insanların iç dünyasını nasıl etkilediğini konuşalım. Belki de o "sert" dediğiniz insan sadece anlatacak birini bekliyordur.