Sarr
Active member
ASLAN ÜZERE AYAKTA KALDI – ŞANSAL BÜYÜKA (MİLLİYET)
Galatasaray üzere arması, markası, forması bu kadar büyük bir grup, aldığı sonuçlar ne olursa olsun, maçın çabucak başında epeyce şık bir Nelsson golüyle öne geçtikten daha sonra bu kadar geriye çekilir mi? Oyunu ve maçı rakibe bu kadar teslim eder mi?
Galatasaray maçın çabucak başında bulduğu golden daha sonra, birinci yarının sonuna kadar Göztepe ceza alanı içine girmedi… Maçın bütün aksiyonlarını ve hamle etkinliklerini Göztepe’ye bıraktı…Koca Galatasaray ekibi bu… Rakibin üstünlüğünü bu kadar kolay nasıl kabullenirsin, nasıl olur da bu kadar çaresiz imaj verirsin… Birinci yarı boyunca yalnızca Göztepe ataklarını izledik…
Galatasaray orta alanı, Göztepe orta alanına adeta teslim oldu… Yetmedi, kenarlardan iki bek, bilhassa Berkan fazlaca bindirdi… Sağdan Kerim geldi… Açıkçası yeni transfer Pulgar, Göztepeli oyuncular orta sahayı rüzgar üzere geçerken, o rüzgara kapılıp savruldu, hatta kayboldu…
Galatasaray orta alanında Halil Dervişoğlu-Kerem Aktürkoğlu ikilisini görür görmez suratları ve uyumlarıyla hayli iş yaparlar diye düşündüm… Hiç görünmediler… Hele Halil… İnanın, maçı anlatan spiker Yalçın Çetin, birinci yarıda bir kez “Halil“ demedi… Halil güya buhar olup alandan kayboldu…
‘İNSAF BE TAYLAN’
daha sonra; üç metreden-beş metreden top gelirken, elini-kolunu kurtaramazsan, penaltı yaparsın… Penaltıda Taylan’ın koluyla buluşan top uzaydan geldi… İnsaf be Taylan… O kolunu, o toptan nasıl kurtaramadın…
Bunu söylemeliyiz… Daha 7. dakikada sarı kart nazarann Arslanagiç, birinci yarının ilerleyen dakikalarında sol kenar çizgide Kerem‘i arttan tutup indirdi… Hakkı ikinci sarıdan kırmızı karttı… Kerem konuma fazlaca isyan etti lakin hakem Arda Kardeşler oralı olmadı…
İkinci yarıda işler zirveden tırnağa değişti… Galatasaray, ikinci yarıya markanın, formanın, armanın büyüklüğünü hatırlayarak başladı… Kendi yarı alanından çıktı, Göztepe’nin yarı alanına geçip hatır sormaya başladı… Fakat bu sefer da Kerim‘in uzaydan gelen topu Ömer Bayram‘ın koluyla buluştu… Al sana bir penaltı daha… Ne oluyorsunuz kardeşim, Ege’desiniz diye eller – kollar havada zeybek mi oynuyorsunuz!.. Lakin Galatasaray, bu moral bozan, adeta travma yaratan uzay penaltılarına karşın dağılmadı, Aslan üzere ayakta kalmayı başardı… Son yarım saatte, Galatasaray‘ın süratli ve tesirli atakları Göztepe savunmasını darmadağın etti… İnanılmaz goller kaçtı… Galatasaray tahminen de her otuz saniyede bir, yeni bir fırsat yakaladı… Ancak tıpkı Göztepe üzere, akan oyunda değil, penaltılardan bulduğu gollerle bilhassa ikinci yarıdaki gayretiyle fazlaca hak ettiği, “anasının ak sütü“ üzere hak ettiği maçı kazandı… Her gecenin bir sabahı vardır… Galatasaray uyandı… Günaydın Galatasaray…
GALATASARAY NEFES ALDI – OSMAN ŞENHER (MİLLİYET)
Puan cetvelinde iki grup da o denli bir durumda ki, kaybeden kırmızı çizgiye yapışacak, kazanan grup nefes alacak.
Göztepe birinci yarı galibiyeti düşünen, hamlesi düşünen, daha fazlaca pas yapan kadroydu. Hiç kusura basmasın Torrent, alana sürdüğü birinci on birle bırakın Göztepe üzere kuvvetli bir takımı, hiç bir kadrosu yenemez.
Bu Babel hastalığı nedir sarı-kırmızılı teknik yöneticilerin? Emre Kılıç kulübede, niye tercih ısrarla Babel için kullanılıyor. Cicaldau üzere düzgün bir futbolcun var elinde… niye Halil Dervişoğlu ile maça başlıyorsun? Torrent, ikinci yarı Gomis’i, Cicaldau’yu, Emre’yi oyuna aldı ekip o denli kendine geldi.
Orta saha koca bir 45 dakika top yapamadı. İşin farklı yanı Torrent de bunu seyretti. Berkan güzeldir, berbattır onu tartışabiliriz lakin şu an mevcut takımda oynaması gereken bir futbolcu… İki beke bakıyorsun; Omar elinden geldiğince bir şeyler yapmaya uğraşıyor fakat fazlası olmaz. Ömer saçmasapan bir top kaybetti dönen top Taylan’ın eline çarptı penaltı oldu.
‘ÖMER NASIL BU TÜRLÜ PENALTI YAPTIRIR, AKLIM ALMIYOR’
çabucak sonrasında Ömer ikinci penaltıyı yaptı ayağından seken top eline çarptı. Bu büyük gruplarda oynayan futbolcular bu biçimde penaltı yaptırır mı, aklım mantığım almıyor. Sen bu biçimde yanılgılar yaparsan Avrupa’da nasıl başarılı olursun? Mart ayında UEFA maçı var, şimdiden kara kara düşünmeye başladın…
Hocanın bir daha Aanholt ve Boey’de ısrar etmesi gerekir. Bu maçın kazanılması özgüvenini kaybetmiş futbolculara büyük bir moral getirecek. Bundan daha sonraki maçlar da kolay olmayacak lakin deneyimli Gomis’i oynatarak, kulübede oturtarak değil kadroda bir farklılık yaratacaksın… Kerem de bugün fazlaca başarısızdı. Hiç tesirli olamadı. Tahminen de bu dönem en berbat maçını oynadı.
‘GÖZTEPE TEHLİKELİ BÖLGEDEN KISA VAKİTTE KURTULUR’
Göztepe’ye gelince… Onlar da şanssız penaltıların kurbanı oldular. Maçı kazanmak için Galatasaray’dan daha fazlaca uğraş ettiler. Halil ve Ndiaye’yle Galatasaray’ı fazlaca hırpaladılar. Oynanan futbola baktığımız vakit Göztepe de yenilgiyi mutlaka hak etmedi. Ancak İzmir grubunun bu futboluyla, süper taraftarıyla tehlikeli bölgeden kısa vakitte kurtulacağını düşünüyorum…
Galatasaray üzere arması, markası, forması bu kadar büyük bir grup, aldığı sonuçlar ne olursa olsun, maçın çabucak başında epeyce şık bir Nelsson golüyle öne geçtikten daha sonra bu kadar geriye çekilir mi? Oyunu ve maçı rakibe bu kadar teslim eder mi?
Galatasaray maçın çabucak başında bulduğu golden daha sonra, birinci yarının sonuna kadar Göztepe ceza alanı içine girmedi… Maçın bütün aksiyonlarını ve hamle etkinliklerini Göztepe’ye bıraktı…Koca Galatasaray ekibi bu… Rakibin üstünlüğünü bu kadar kolay nasıl kabullenirsin, nasıl olur da bu kadar çaresiz imaj verirsin… Birinci yarı boyunca yalnızca Göztepe ataklarını izledik…
Galatasaray orta alanı, Göztepe orta alanına adeta teslim oldu… Yetmedi, kenarlardan iki bek, bilhassa Berkan fazlaca bindirdi… Sağdan Kerim geldi… Açıkçası yeni transfer Pulgar, Göztepeli oyuncular orta sahayı rüzgar üzere geçerken, o rüzgara kapılıp savruldu, hatta kayboldu…
Galatasaray orta alanında Halil Dervişoğlu-Kerem Aktürkoğlu ikilisini görür görmez suratları ve uyumlarıyla hayli iş yaparlar diye düşündüm… Hiç görünmediler… Hele Halil… İnanın, maçı anlatan spiker Yalçın Çetin, birinci yarıda bir kez “Halil“ demedi… Halil güya buhar olup alandan kayboldu…
‘İNSAF BE TAYLAN’
daha sonra; üç metreden-beş metreden top gelirken, elini-kolunu kurtaramazsan, penaltı yaparsın… Penaltıda Taylan’ın koluyla buluşan top uzaydan geldi… İnsaf be Taylan… O kolunu, o toptan nasıl kurtaramadın…
Bunu söylemeliyiz… Daha 7. dakikada sarı kart nazarann Arslanagiç, birinci yarının ilerleyen dakikalarında sol kenar çizgide Kerem‘i arttan tutup indirdi… Hakkı ikinci sarıdan kırmızı karttı… Kerem konuma fazlaca isyan etti lakin hakem Arda Kardeşler oralı olmadı…
İkinci yarıda işler zirveden tırnağa değişti… Galatasaray, ikinci yarıya markanın, formanın, armanın büyüklüğünü hatırlayarak başladı… Kendi yarı alanından çıktı, Göztepe’nin yarı alanına geçip hatır sormaya başladı… Fakat bu sefer da Kerim‘in uzaydan gelen topu Ömer Bayram‘ın koluyla buluştu… Al sana bir penaltı daha… Ne oluyorsunuz kardeşim, Ege’desiniz diye eller – kollar havada zeybek mi oynuyorsunuz!.. Lakin Galatasaray, bu moral bozan, adeta travma yaratan uzay penaltılarına karşın dağılmadı, Aslan üzere ayakta kalmayı başardı… Son yarım saatte, Galatasaray‘ın süratli ve tesirli atakları Göztepe savunmasını darmadağın etti… İnanılmaz goller kaçtı… Galatasaray tahminen de her otuz saniyede bir, yeni bir fırsat yakaladı… Ancak tıpkı Göztepe üzere, akan oyunda değil, penaltılardan bulduğu gollerle bilhassa ikinci yarıdaki gayretiyle fazlaca hak ettiği, “anasının ak sütü“ üzere hak ettiği maçı kazandı… Her gecenin bir sabahı vardır… Galatasaray uyandı… Günaydın Galatasaray…
GALATASARAY NEFES ALDI – OSMAN ŞENHER (MİLLİYET)
Puan cetvelinde iki grup da o denli bir durumda ki, kaybeden kırmızı çizgiye yapışacak, kazanan grup nefes alacak.
Göztepe birinci yarı galibiyeti düşünen, hamlesi düşünen, daha fazlaca pas yapan kadroydu. Hiç kusura basmasın Torrent, alana sürdüğü birinci on birle bırakın Göztepe üzere kuvvetli bir takımı, hiç bir kadrosu yenemez.
Bu Babel hastalığı nedir sarı-kırmızılı teknik yöneticilerin? Emre Kılıç kulübede, niye tercih ısrarla Babel için kullanılıyor. Cicaldau üzere düzgün bir futbolcun var elinde… niye Halil Dervişoğlu ile maça başlıyorsun? Torrent, ikinci yarı Gomis’i, Cicaldau’yu, Emre’yi oyuna aldı ekip o denli kendine geldi.
Orta saha koca bir 45 dakika top yapamadı. İşin farklı yanı Torrent de bunu seyretti. Berkan güzeldir, berbattır onu tartışabiliriz lakin şu an mevcut takımda oynaması gereken bir futbolcu… İki beke bakıyorsun; Omar elinden geldiğince bir şeyler yapmaya uğraşıyor fakat fazlası olmaz. Ömer saçmasapan bir top kaybetti dönen top Taylan’ın eline çarptı penaltı oldu.
‘ÖMER NASIL BU TÜRLÜ PENALTI YAPTIRIR, AKLIM ALMIYOR’
çabucak sonrasında Ömer ikinci penaltıyı yaptı ayağından seken top eline çarptı. Bu büyük gruplarda oynayan futbolcular bu biçimde penaltı yaptırır mı, aklım mantığım almıyor. Sen bu biçimde yanılgılar yaparsan Avrupa’da nasıl başarılı olursun? Mart ayında UEFA maçı var, şimdiden kara kara düşünmeye başladın…
Hocanın bir daha Aanholt ve Boey’de ısrar etmesi gerekir. Bu maçın kazanılması özgüvenini kaybetmiş futbolculara büyük bir moral getirecek. Bundan daha sonraki maçlar da kolay olmayacak lakin deneyimli Gomis’i oynatarak, kulübede oturtarak değil kadroda bir farklılık yaratacaksın… Kerem de bugün fazlaca başarısızdı. Hiç tesirli olamadı. Tahminen de bu dönem en berbat maçını oynadı.
‘GÖZTEPE TEHLİKELİ BÖLGEDEN KISA VAKİTTE KURTULUR’
Göztepe’ye gelince… Onlar da şanssız penaltıların kurbanı oldular. Maçı kazanmak için Galatasaray’dan daha fazlaca uğraş ettiler. Halil ve Ndiaye’yle Galatasaray’ı fazlaca hırpaladılar. Oynanan futbola baktığımız vakit Göztepe de yenilgiyi mutlaka hak etmedi. Ancak İzmir grubunun bu futboluyla, süper taraftarıyla tehlikeli bölgeden kısa vakitte kurtulacağını düşünüyorum…