Sarr
Active member
SEYİRCİ MÜSLÜM BABA’CI OLDU – ŞANSAL BÜYÜKA (MİLLİYET)
“Fenerbahçe Lideri Ali Koç transferleri yanlış yaptı; Kabul… Fenerbahçe’ye son üç yılda gelen teknik yöneticiler bu işi bilmiyorlar; haydi bu da kabul… Pekala futbolcular ne iş yapıyor? F.Bahçe bunları “mahalleden toplayıp” almadı ki… Tamam önemli karavanalar attı da kıymetli mesleklere de yatırım yaptı. Alın size Sosa… Bu adam Bayern Münih’te oynadı. Beşiktaş’ta, Trabzonspor’da mükemmeller yarattı. Beşiktaş’ta frikik için topun başına geçtiğine, daha vurmadan karşısına “gol” yazılırdı. Fenerbahçe’ye geldi, kolay bir orta bile yapamıyor.
Min Jae Kim ve Szalai için hayli düzgün stoperler diyoruz. Allah için uygunlar de… Pekala her hava topuna niçin rakip vuruyor? İrfan Can kağıt üstünde Türkiye’nin en yeterlisi… Çimin üstünde ortada yok. Mesut’u saymıyorum bile… “Görünen köy kılavuz istemez” misali, esasen alınması fazlaca büyük küsurdu. Pelkas “sezon bitse de gitsem” diye uzatmaları oynuyor.
‘SAHADA OT BİLE BİTMİYOR’
Bunları niçin yazıyorum? Kulübün başında lider, kadronun başında hoca olmasa, çıkıp “çift kale” niyetine oynasanız bile bundan hayli daha âlâ olmanız lazım… Fakat Fenerbahçe’de o kadar berbat, o kadar kurak bir futbol iklimi var ki; alanda ot bile bitmiyor.
O kadar berbatsınız, o kadar makus maçlar oynuyor, o kadar acı çektiriyorsunuz ki, Fenerbahçe taraftarı neredeyse; merhum Müslüm Baba’nın konserlerinde kahırdan göğüslerine jilet atan hayranlarının psikolojisini yaşamaya başladı.
Fenerbahçe taraftarının bu katıksız sevgisinin, takviyesinin, ilgisinin karşılığı bu olamaz. Üstelik bu mesleği hatırına yapmıyorsunuz, hatırlı bir para alarak yapıyorsunuz.
Başakşehir’in bilhassa son yarım saate kadar epeyce yeterli oynadığı maçlardan biri değildi. Lakin son yarım saatte evvel oyun, daha sonra skor üstünlüğünü yakaladı. aslına bakarsan, Fenerbahçe’yi yenmek için fazla mesaiye gerek yok, biraz kımıldarsan, yetiyor da, artıyor bile… Fenerbahçe o kadar kırılgan bir ekip…
Emre Belözoğlu’nun gelişinden daha sonra Başakşehir’in en güzeli olan, bu maçta da önemli biçimde öne çıkan Berkan’ın golüne lütfen dikkatinizi çekerim. Bu maçtan iki saat evvel izlediğimiz Trabzon kalecisi Uğurcan’ı aklınıza getirin. Bu golü yer miydi? Sıfır, asla yemezdi.
‘BÜYÜK GRUPSAN BÜYÜK GOLCÜN OLACAK’
Lisanımızda tüy bitti, yaza-söyleye o denli kızıyorlar ki, neredeyse lisanımızı kopartacaklar. Büyük grupsan büyük kalecin olacak, büyük grupsan büyük golcün olacak. Berisha, Valencia, Serdar Dursun üç santrfor oynatıyorsun, topluyorsun, çarpıyorsun, ikiye katlıyorsun, bir santrfor yapmıyor. Fenerbahçe izleyicisi maça Emre Belözoğlu alkışları ve sevgisiyle başladı, “Yönetim istifa… Ali Koç istifa…” diye bitirdi. Yeni bir kahır mektubu yazdı. Bu başla şampiyon olacak kadroyu kuramaz, şampiyon olamazsınız. Seyirciyi; kahrından, ızdırabından, kederinden Müslüm Baba’cı yaptınız.”
ÇOK ETKİSİZ – MEHMET DEMİRKOL (FANATİK)
“Fenerbahçe İrfan, Ferdi, Pelkas üçlüsüyle daima sol kanadı kullanmak istedi. Aşikâr ki İsmail Kartal bu üçgenle süratli oyun kurup sağ kanattan Osayi ve Nazım’ı ekstra oyuncu olarak zıdda atılacak toplarda kullanmak istedi. Bu olmadı. Merkezde Sosa, oyun kurucuydu. Topu aldığında çoğunlukla Berisha orta alana gelip pas opsiyonuna eklendi. Ancak sağa neredeyse hiç dönemeyince Başakşehir açısından denetim edilmesi gereken alan daraldı. Oyun da büyük oranda orta alanda tıkandı. Kartal daha sonrası Fenerbahçe’deki en kıymetli değişiklik durum ve rollerin fazlaca daha besbelli ve anlaşılır olması. Fakat topun akışkanlığında bariz bir ilerleme yok. İkinci yarıda İrfan’ın yerine Ozan girince topla oynama hüneri ve suratı ön tarafta tabana vurdu.
‘DOĞAL kararı OLARAK…’
İrfan-Ferdi kontağı şu anda eldeki tek faal atak paydaşlığı üzere duruyor. Buna Valencia’yı eklediğinizde tesir daha da artıyor. Hatta bir de pivota Serdar Dursun eklendiğinde iş güzelce değişiyor. Lakin bu grup bir arada alanda olmayınca, bilhassa de İrfan’ın sıradan tahlillerinden yoksun kalınca önde plansız ferdî gayretler haricinde bir şey kalmadı. Bunun doğal kararı da Başakşehir’in oyunu ele alması oldu. Gol daha sonrası Serdar Gürler rakibin kontratak, Valencia ve Serdar Dursun ise ceza alanı dominasyonu hedefledi lakin beyhude. Konuma giremeden maçı tamamladılar. Etkisizlikte yeni bir boyuta ulaşıldı.”
KOÇ ÜZERE FATURA – FAİK ÇETİNER (FANATİK)
“Bir grup düşünün kendi meskeninde oynuyor, maçın birinci kısmında tek korner atamıyor. Grubun solbeki yok, Ferdi üzere bir yeteneği o kanatta harcıyor. Sağ bek Nazım var, ileri gitmeye korkuyor. Bekler olmayınca stoperlerin (Kim ve Szalai) istikrarı de bozuluyor. Orta alanda Sosa, Crespo, Pelkas maça yük koyamıyor. Santrafor Berisha’nın yanına son kısımda Serdar Dursun da oyuna giriyor fakat ekibin kanatları çalışmıyor. Bütün ümit İrfan Can, Osayi ve Ferdi’nin marifetlerine kalıyor. Kaleci Berke bile tribünlere oynuyor. Bile bile sarı kart gördü. İsmail Kartal ataklarda gecikiyor. Yol yorgunu Ozan Tufan’ı oyuna alışıyla en azından kulübedekilere ayıp ediyor.
‘SÖYLESENE LİDER…’
Emre Belezoğlu, rakibini eski hocasından daha yeterli tanıdığından oyun planını ona bakılırsa yapıyor. Başakşehir oyunu geriden başlatıyor, rakibini üzerine çekiyor, durumlar ve golü buluyor. İsmail hoca, maçtan daha sonra hala 3 kulvardan bahsedecek mi merak ediyorum. Benim bildiğim Fenerbahçe kadrosu dönemi epeyce erken kapatır. Bu grup bu imajıyla Türkiye Kupası’nda da Avrupa’da da çabuk havlu atar. İsmail Kartal da meslek zaafına uğrar. Maçtan evvel Yüksek Divan Heyeti’nde Lider Ali Koç’u dinledim. Anlattıklarına inanan Fenerbahçeli sayısı her geçen gün azalıyor. aslına bakarsanız tribünler ona en hoş karşılığı veriyor. “Söylesene lider koskoca Fenerbahçe’yi ne hale getirdin?”
“Fenerbahçe Lideri Ali Koç transferleri yanlış yaptı; Kabul… Fenerbahçe’ye son üç yılda gelen teknik yöneticiler bu işi bilmiyorlar; haydi bu da kabul… Pekala futbolcular ne iş yapıyor? F.Bahçe bunları “mahalleden toplayıp” almadı ki… Tamam önemli karavanalar attı da kıymetli mesleklere de yatırım yaptı. Alın size Sosa… Bu adam Bayern Münih’te oynadı. Beşiktaş’ta, Trabzonspor’da mükemmeller yarattı. Beşiktaş’ta frikik için topun başına geçtiğine, daha vurmadan karşısına “gol” yazılırdı. Fenerbahçe’ye geldi, kolay bir orta bile yapamıyor.
Min Jae Kim ve Szalai için hayli düzgün stoperler diyoruz. Allah için uygunlar de… Pekala her hava topuna niçin rakip vuruyor? İrfan Can kağıt üstünde Türkiye’nin en yeterlisi… Çimin üstünde ortada yok. Mesut’u saymıyorum bile… “Görünen köy kılavuz istemez” misali, esasen alınması fazlaca büyük küsurdu. Pelkas “sezon bitse de gitsem” diye uzatmaları oynuyor.
‘SAHADA OT BİLE BİTMİYOR’
Bunları niçin yazıyorum? Kulübün başında lider, kadronun başında hoca olmasa, çıkıp “çift kale” niyetine oynasanız bile bundan hayli daha âlâ olmanız lazım… Fakat Fenerbahçe’de o kadar berbat, o kadar kurak bir futbol iklimi var ki; alanda ot bile bitmiyor.
O kadar berbatsınız, o kadar makus maçlar oynuyor, o kadar acı çektiriyorsunuz ki, Fenerbahçe taraftarı neredeyse; merhum Müslüm Baba’nın konserlerinde kahırdan göğüslerine jilet atan hayranlarının psikolojisini yaşamaya başladı.
Fenerbahçe taraftarının bu katıksız sevgisinin, takviyesinin, ilgisinin karşılığı bu olamaz. Üstelik bu mesleği hatırına yapmıyorsunuz, hatırlı bir para alarak yapıyorsunuz.
Başakşehir’in bilhassa son yarım saate kadar epeyce yeterli oynadığı maçlardan biri değildi. Lakin son yarım saatte evvel oyun, daha sonra skor üstünlüğünü yakaladı. aslına bakarsan, Fenerbahçe’yi yenmek için fazla mesaiye gerek yok, biraz kımıldarsan, yetiyor da, artıyor bile… Fenerbahçe o kadar kırılgan bir ekip…
Emre Belözoğlu’nun gelişinden daha sonra Başakşehir’in en güzeli olan, bu maçta da önemli biçimde öne çıkan Berkan’ın golüne lütfen dikkatinizi çekerim. Bu maçtan iki saat evvel izlediğimiz Trabzon kalecisi Uğurcan’ı aklınıza getirin. Bu golü yer miydi? Sıfır, asla yemezdi.
‘BÜYÜK GRUPSAN BÜYÜK GOLCÜN OLACAK’
Lisanımızda tüy bitti, yaza-söyleye o denli kızıyorlar ki, neredeyse lisanımızı kopartacaklar. Büyük grupsan büyük kalecin olacak, büyük grupsan büyük golcün olacak. Berisha, Valencia, Serdar Dursun üç santrfor oynatıyorsun, topluyorsun, çarpıyorsun, ikiye katlıyorsun, bir santrfor yapmıyor. Fenerbahçe izleyicisi maça Emre Belözoğlu alkışları ve sevgisiyle başladı, “Yönetim istifa… Ali Koç istifa…” diye bitirdi. Yeni bir kahır mektubu yazdı. Bu başla şampiyon olacak kadroyu kuramaz, şampiyon olamazsınız. Seyirciyi; kahrından, ızdırabından, kederinden Müslüm Baba’cı yaptınız.”
ÇOK ETKİSİZ – MEHMET DEMİRKOL (FANATİK)
“Fenerbahçe İrfan, Ferdi, Pelkas üçlüsüyle daima sol kanadı kullanmak istedi. Aşikâr ki İsmail Kartal bu üçgenle süratli oyun kurup sağ kanattan Osayi ve Nazım’ı ekstra oyuncu olarak zıdda atılacak toplarda kullanmak istedi. Bu olmadı. Merkezde Sosa, oyun kurucuydu. Topu aldığında çoğunlukla Berisha orta alana gelip pas opsiyonuna eklendi. Ancak sağa neredeyse hiç dönemeyince Başakşehir açısından denetim edilmesi gereken alan daraldı. Oyun da büyük oranda orta alanda tıkandı. Kartal daha sonrası Fenerbahçe’deki en kıymetli değişiklik durum ve rollerin fazlaca daha besbelli ve anlaşılır olması. Fakat topun akışkanlığında bariz bir ilerleme yok. İkinci yarıda İrfan’ın yerine Ozan girince topla oynama hüneri ve suratı ön tarafta tabana vurdu.
‘DOĞAL kararı OLARAK…’
İrfan-Ferdi kontağı şu anda eldeki tek faal atak paydaşlığı üzere duruyor. Buna Valencia’yı eklediğinizde tesir daha da artıyor. Hatta bir de pivota Serdar Dursun eklendiğinde iş güzelce değişiyor. Lakin bu grup bir arada alanda olmayınca, bilhassa de İrfan’ın sıradan tahlillerinden yoksun kalınca önde plansız ferdî gayretler haricinde bir şey kalmadı. Bunun doğal kararı da Başakşehir’in oyunu ele alması oldu. Gol daha sonrası Serdar Gürler rakibin kontratak, Valencia ve Serdar Dursun ise ceza alanı dominasyonu hedefledi lakin beyhude. Konuma giremeden maçı tamamladılar. Etkisizlikte yeni bir boyuta ulaşıldı.”
KOÇ ÜZERE FATURA – FAİK ÇETİNER (FANATİK)
“Bir grup düşünün kendi meskeninde oynuyor, maçın birinci kısmında tek korner atamıyor. Grubun solbeki yok, Ferdi üzere bir yeteneği o kanatta harcıyor. Sağ bek Nazım var, ileri gitmeye korkuyor. Bekler olmayınca stoperlerin (Kim ve Szalai) istikrarı de bozuluyor. Orta alanda Sosa, Crespo, Pelkas maça yük koyamıyor. Santrafor Berisha’nın yanına son kısımda Serdar Dursun da oyuna giriyor fakat ekibin kanatları çalışmıyor. Bütün ümit İrfan Can, Osayi ve Ferdi’nin marifetlerine kalıyor. Kaleci Berke bile tribünlere oynuyor. Bile bile sarı kart gördü. İsmail Kartal ataklarda gecikiyor. Yol yorgunu Ozan Tufan’ı oyuna alışıyla en azından kulübedekilere ayıp ediyor.
‘SÖYLESENE LİDER…’
Emre Belezoğlu, rakibini eski hocasından daha yeterli tanıdığından oyun planını ona bakılırsa yapıyor. Başakşehir oyunu geriden başlatıyor, rakibini üzerine çekiyor, durumlar ve golü buluyor. İsmail hoca, maçtan daha sonra hala 3 kulvardan bahsedecek mi merak ediyorum. Benim bildiğim Fenerbahçe kadrosu dönemi epeyce erken kapatır. Bu grup bu imajıyla Türkiye Kupası’nda da Avrupa’da da çabuk havlu atar. İsmail Kartal da meslek zaafına uğrar. Maçtan evvel Yüksek Divan Heyeti’nde Lider Ali Koç’u dinledim. Anlattıklarına inanan Fenerbahçeli sayısı her geçen gün azalıyor. aslına bakarsanız tribünler ona en hoş karşılığı veriyor. “Söylesene lider koskoca Fenerbahçe’yi ne hale getirdin?”