Sarr
Active member
Fenerbahçe, Muhteşem Lig’in 22. haftasında ligde sıkıntı günler geçiren Ege temsilcisi Altay’ı konuk etti. 6.5 yıl daha sonra Kadıköy’e geri dönen İsmail Kartal 3 puanı kazanan taraf oldu. Spor müellifleri Fenerbahçe – Altay müsabakasını kıymetlendirdi.
KARTAL’IN AÇTIĞI YOL! – ERCAN İNANÇ / MİLLİYET
Kadıköy’deki gayret yalnızca üç puanlık bir maç değildi Fenerbahçe için; İsmail Kartal’ın taşlarını döşediği, üzerinde başta İrfan Can tüm futbolcuların memnuniyetle koştuğu “bir daha grup olma yolunda” bir başlangıçtı. Birinci maçında grubun yetenek/performans orantısına bakıp dehşete kapılan İsmail Kartal, fazlaca yeterli bir tercih yaptı ve çıkar yol nazaranmeyince yoldan çekileceğine yeni bir yol açmaya çalıştı.Lakin niyet ve sonuç ne kadar olumluysa, o kadar olumsuz başladı doksan dakika!..
Üç haftadır gol atamayan, 14 haftadır kazanamayan, Mustafa Denizli üzere bir efsanesini bile “harcamak” durumunda kalan Altay karşısında başlangıcı berbattı Fenerbahçe’nin…
‘F.BAHÇE OYUNA GİREMİYOR’
Güya ekibe yeni gelen İsmail Kartal değil, futbolculardı. İsmail Hoca’nın basın toplantısında “olumlu” olarak altını çizdiği kompakt futbol vardı ancak gerisi yoktu.
Tam 26 dakika rakip ceza alanında topla buluşamadı Fenerbahçe rakip kaleye şut atamadı. Zira tempo yoktu. Oyuna giremiyordu. Çok denetimli oynuyordu. Üstüne birinci çeyrek biterken bir de gol yedi. Evet… Orta alanda topu kapan Thaciano’nun orta pası şahane, Ryan’ın değerlendirmesi hoştu fakat gol göstere göstere geldi. Altay orta alanının tek yaptığı, kaptığı topları savunma ardına göndermekti.
‘SERDAR DURSUN AZİZ YILDIRIM’I HAKLI ÇIKARMAYA UĞRAŞIRKEN’
Sol beki Szalai’yi kenar oyuncusu üzere oynatan, sağ beki Osayi’den önündeki Ferdi’ye takviye isteyen ve ekip halinde önde olmayı hedefleyen Fenerbahçe’nin Kim Min Jae’nin maç/dakika/skor ayırt etmeden verdiği yüksek performansına karşın orta ve art toplara zayıflığı olağandı. Eski hocanın bitirip gittiği Pelkas bir türlü eski formunu bulamıyorken, Serdar Dursun her atılımda birkaç salise eksik kalarak adeta Aziz Yıldırım’ı haklı çıkarmaya uğraşırken, Fenerbahçe’yi kendine getiren ve grubu İsmail Kartal’ın gösterdiği yola çeken İrfan Can’ın ferdi marifeti ile attığı gol oldu. Fenerbahçe birinci yarıyı alana yükünü koyarak tamamlayıp ikinci devre için alana çıktığında İsmail Kartal, Pelkas ve Szalai’yi dışarı aldı. Yerini Valencia’ya bırakan Pelkas tamam da Szalai ekibi bir daha kurgulamak içindi. Nazım girdi, Ferdi sola geldi zira.
‘KİMSEYİ KAYBETMEK İSTEMİYOR’
bu biçimdece Fenerbahçe birinci yarıda badire yaşadığı Sosa ve Crespo’nun da ortasında olacağı nispeten tempolu set oyunu oynayabildi, Valencia ile rakip kale önünde daha hareketlendi. Üst üste kazanılan özgür vuruşlardan birinde İrfan Can, Serdar Dursun’un başını nişanladı ve öne geçti Fenerbahçe. İrfan Can’ın Serdar Dursun’u kollaması bununla bitmedi, 76’da kaptığı topla kaleciyi de geçip açısı azalsa da atabilecekken golü Serdar’a attırmak istedi. Birinci yarıda golü attıktan daha sonra Mesut Özil’e gitmesi de var İrfan Can’ın… Alandaki başkan olmak istediği muhakkak. İsmail Kartal 77. dakikada İrfan Can ve Sosa’yı kenara aldı, Mesut ile Zajc atağı yaptı. Mesut genç gruptan gelmiş bir futbolcu üzere nazaranvini yapmaya çalıştı. Hoca da kimseyi kaybetmek istemiyor, herkesi istim üstünde tutmayı düşünüyor besbelli. O denli ya da bu biçimde bir yola girdi Fenerbahçe… Sonu nereye varır bilinmez ancak bir yola sahip olmak da küçümsenemez.
PEREIRA’DAN İSMAİL HOCA’YA OLANLAR VE OLMAYANLAR- SERDAR ALİ ÇELİKLER / HABERTÜRK
İsmail Kartal, kendisinin de belirttiği üzere 4’lü diziliş hastası. esasen, Türk yorumcu taifesinin yüzde 80’inin 4’lü diziliş haricindeki arayışlara alerjileri var. Neydi önermeler?
• Vitor, hoca değil bu takım hayli âlâ.
• Bu kadro 3’lü oynamaz..
︎ halbuki Attila’nın 4’lüde zafiyet gösterdiğini, sol bekte oynadığı şimdi her maçta kusurlar yaptığını, neredeyse 1 aydır tel tel döküldüğünü Vitor Pereira görmüş ve onu lakin 3’lüde; son 1 aydır da kulübede değerlendirmişti.
︎ Tıpkı Vitor, Kim’in ve Tiseerand’ın katkıları ile âlâ bir 3’lü blok kurmuş. Osayi ve Ferdi’ye yeni kimlik kazandırmıştı.
Vitor’un 2 temel sorunu vardı:
1- Aslen eleştirildiği üzere 3’lü değil 5’li oynuyor; 5-2-3 üzere bir dizilimle de orta sahayı genelde rakibine veriyordu.
2- Kibir abidesi idi. Mesut’a da haddinden çok takıktı.
Gönderilmesi, hocalık tercihlerinden fazla grup ve idareyle olan alakalarının tamir edilemez noktaya gelmesi; benim tabirimle ‘Vazo’nun Kırılması’ niçiniyle olmuştu.
‘MESUT’UN FİZİK GÜCÜ, PELKAS VE İRFAN’DAN İYİ’
İsmail Hoca geldi. Kim’in yanına Serdar Muhterem’i koydu. Mesut’u kesti. Buna “Her boyayı boyadın da bir fıstık yeşili mi kaldı” denir. Herkes uçar da Mesut sürünüyordur bu biçimde oynatmazsınız. Lakin ekipte Kim hariç herkes tel tel dökülürken Mesut üzerinden iktidar iletisi vermek bir şey kazandırmaz. Mesut’un fizik gücü, İrfan’dan da Pelkas’dan da uygun. Sene başında sahiden Vitor’un kadrosu uçarken ‘geberik Mesut’ oynamazdı. Fakat ne o uçan grup kaldı ne de o geberik Mesut. Vitor tenkitlerinin odağındaki önermelerden biri olan “Kadro düzgün hoca kötü” cümlesinin altı boş. Bir sefer bek yok. “Sosa – Pelkas – Mesut – İrfan daima birlikte oynasın” fikri geçen dönem 8 maçlık Belözoğlu fikriydi. O 8 maçta 2 birliktelik, 1 yenilgi alındı. Kalan 5 maçın 2’si 94 ve 99. dakikalarda gelen gollerle kazanıldı. Yani Belözoğlu’nun “Pragmatist çözümü” de anlatıldığı kadar bir dominasyon getirmedi.
‘KALİTESİ YETMİYOR’
İsmail Hoca da o yapıya biraz tempo eklerse başarılı olacağını düşünüyor. Olamaz. Bir sefer Kim ve Serdar tandemi Allah’a emanet. Novak haricinde sol beki yok. Sosa – Crespo – İrfan orta 3’lüsü üretimde ve özellikle tempoda sorun yaşar. Pelkas aslen geçen yılın son 1 ayından bu yana yok. Oynamaz. Serdar Dursun çalışkan bir isim lakin kalitesi 1. santrafor olmaya yetmez. Valencia haricinde net kanat forveti de yok. O niçinle İsmail Hoca’ya kimse “Kadro uygun aslında” diyemez. Bu takımın sorunu kalite yetersizliği. 3’lü ya da 4’lü problemi değil. 1. kaleci dahil 6 tane birinci 11 oyuncusu lazım. Bir kaleci – 2 bek – mutlaka atletik bir 8 numara – tartışılmaz santrafor.. Olursa bir de sol ayaklı kanat forveti de düşünülebilir. 4 – 2 – 3 – 1 resmi ideolojisi ile oynayacaksanız bunlar lazım. Bu takıma tempo yaptırayım derseniz bir kazanır 2 kaybedersiniz. Rakip dünkü üzere ligin en yetersiz ekibi, en düşük kalibreli takımı Altay ise yetiyorsunuz. Lakin Demirspor’a; Sivas’a kâfi bir takım ve oyun yok. Kartal Hoca, pazartesinden daha sonra başlayacak 1 haftalık boşlukta ne yapabilir, ne katabilirse onunla bitecek dönem artık.
KARTAL’IN AÇTIĞI YOL! – ERCAN İNANÇ / MİLLİYET
Kadıköy’deki gayret yalnızca üç puanlık bir maç değildi Fenerbahçe için; İsmail Kartal’ın taşlarını döşediği, üzerinde başta İrfan Can tüm futbolcuların memnuniyetle koştuğu “bir daha grup olma yolunda” bir başlangıçtı. Birinci maçında grubun yetenek/performans orantısına bakıp dehşete kapılan İsmail Kartal, fazlaca yeterli bir tercih yaptı ve çıkar yol nazaranmeyince yoldan çekileceğine yeni bir yol açmaya çalıştı.Lakin niyet ve sonuç ne kadar olumluysa, o kadar olumsuz başladı doksan dakika!..
Üç haftadır gol atamayan, 14 haftadır kazanamayan, Mustafa Denizli üzere bir efsanesini bile “harcamak” durumunda kalan Altay karşısında başlangıcı berbattı Fenerbahçe’nin…
‘F.BAHÇE OYUNA GİREMİYOR’
Güya ekibe yeni gelen İsmail Kartal değil, futbolculardı. İsmail Hoca’nın basın toplantısında “olumlu” olarak altını çizdiği kompakt futbol vardı ancak gerisi yoktu.
Tam 26 dakika rakip ceza alanında topla buluşamadı Fenerbahçe rakip kaleye şut atamadı. Zira tempo yoktu. Oyuna giremiyordu. Çok denetimli oynuyordu. Üstüne birinci çeyrek biterken bir de gol yedi. Evet… Orta alanda topu kapan Thaciano’nun orta pası şahane, Ryan’ın değerlendirmesi hoştu fakat gol göstere göstere geldi. Altay orta alanının tek yaptığı, kaptığı topları savunma ardına göndermekti.
‘SERDAR DURSUN AZİZ YILDIRIM’I HAKLI ÇIKARMAYA UĞRAŞIRKEN’
Sol beki Szalai’yi kenar oyuncusu üzere oynatan, sağ beki Osayi’den önündeki Ferdi’ye takviye isteyen ve ekip halinde önde olmayı hedefleyen Fenerbahçe’nin Kim Min Jae’nin maç/dakika/skor ayırt etmeden verdiği yüksek performansına karşın orta ve art toplara zayıflığı olağandı. Eski hocanın bitirip gittiği Pelkas bir türlü eski formunu bulamıyorken, Serdar Dursun her atılımda birkaç salise eksik kalarak adeta Aziz Yıldırım’ı haklı çıkarmaya uğraşırken, Fenerbahçe’yi kendine getiren ve grubu İsmail Kartal’ın gösterdiği yola çeken İrfan Can’ın ferdi marifeti ile attığı gol oldu. Fenerbahçe birinci yarıyı alana yükünü koyarak tamamlayıp ikinci devre için alana çıktığında İsmail Kartal, Pelkas ve Szalai’yi dışarı aldı. Yerini Valencia’ya bırakan Pelkas tamam da Szalai ekibi bir daha kurgulamak içindi. Nazım girdi, Ferdi sola geldi zira.
‘KİMSEYİ KAYBETMEK İSTEMİYOR’
bu biçimdece Fenerbahçe birinci yarıda badire yaşadığı Sosa ve Crespo’nun da ortasında olacağı nispeten tempolu set oyunu oynayabildi, Valencia ile rakip kale önünde daha hareketlendi. Üst üste kazanılan özgür vuruşlardan birinde İrfan Can, Serdar Dursun’un başını nişanladı ve öne geçti Fenerbahçe. İrfan Can’ın Serdar Dursun’u kollaması bununla bitmedi, 76’da kaptığı topla kaleciyi de geçip açısı azalsa da atabilecekken golü Serdar’a attırmak istedi. Birinci yarıda golü attıktan daha sonra Mesut Özil’e gitmesi de var İrfan Can’ın… Alandaki başkan olmak istediği muhakkak. İsmail Kartal 77. dakikada İrfan Can ve Sosa’yı kenara aldı, Mesut ile Zajc atağı yaptı. Mesut genç gruptan gelmiş bir futbolcu üzere nazaranvini yapmaya çalıştı. Hoca da kimseyi kaybetmek istemiyor, herkesi istim üstünde tutmayı düşünüyor besbelli. O denli ya da bu biçimde bir yola girdi Fenerbahçe… Sonu nereye varır bilinmez ancak bir yola sahip olmak da küçümsenemez.
PEREIRA’DAN İSMAİL HOCA’YA OLANLAR VE OLMAYANLAR- SERDAR ALİ ÇELİKLER / HABERTÜRK
İsmail Kartal, kendisinin de belirttiği üzere 4’lü diziliş hastası. esasen, Türk yorumcu taifesinin yüzde 80’inin 4’lü diziliş haricindeki arayışlara alerjileri var. Neydi önermeler?
• Vitor, hoca değil bu takım hayli âlâ.
• Bu kadro 3’lü oynamaz..
Vitor’un 2 temel sorunu vardı:
1- Aslen eleştirildiği üzere 3’lü değil 5’li oynuyor; 5-2-3 üzere bir dizilimle de orta sahayı genelde rakibine veriyordu.
2- Kibir abidesi idi. Mesut’a da haddinden çok takıktı.
Gönderilmesi, hocalık tercihlerinden fazla grup ve idareyle olan alakalarının tamir edilemez noktaya gelmesi; benim tabirimle ‘Vazo’nun Kırılması’ niçiniyle olmuştu.
‘MESUT’UN FİZİK GÜCÜ, PELKAS VE İRFAN’DAN İYİ’
İsmail Hoca geldi. Kim’in yanına Serdar Muhterem’i koydu. Mesut’u kesti. Buna “Her boyayı boyadın da bir fıstık yeşili mi kaldı” denir. Herkes uçar da Mesut sürünüyordur bu biçimde oynatmazsınız. Lakin ekipte Kim hariç herkes tel tel dökülürken Mesut üzerinden iktidar iletisi vermek bir şey kazandırmaz. Mesut’un fizik gücü, İrfan’dan da Pelkas’dan da uygun. Sene başında sahiden Vitor’un kadrosu uçarken ‘geberik Mesut’ oynamazdı. Fakat ne o uçan grup kaldı ne de o geberik Mesut. Vitor tenkitlerinin odağındaki önermelerden biri olan “Kadro düzgün hoca kötü” cümlesinin altı boş. Bir sefer bek yok. “Sosa – Pelkas – Mesut – İrfan daima birlikte oynasın” fikri geçen dönem 8 maçlık Belözoğlu fikriydi. O 8 maçta 2 birliktelik, 1 yenilgi alındı. Kalan 5 maçın 2’si 94 ve 99. dakikalarda gelen gollerle kazanıldı. Yani Belözoğlu’nun “Pragmatist çözümü” de anlatıldığı kadar bir dominasyon getirmedi.
‘KALİTESİ YETMİYOR’
İsmail Hoca da o yapıya biraz tempo eklerse başarılı olacağını düşünüyor. Olamaz. Bir sefer Kim ve Serdar tandemi Allah’a emanet. Novak haricinde sol beki yok. Sosa – Crespo – İrfan orta 3’lüsü üretimde ve özellikle tempoda sorun yaşar. Pelkas aslen geçen yılın son 1 ayından bu yana yok. Oynamaz. Serdar Dursun çalışkan bir isim lakin kalitesi 1. santrafor olmaya yetmez. Valencia haricinde net kanat forveti de yok. O niçinle İsmail Hoca’ya kimse “Kadro uygun aslında” diyemez. Bu takımın sorunu kalite yetersizliği. 3’lü ya da 4’lü problemi değil. 1. kaleci dahil 6 tane birinci 11 oyuncusu lazım. Bir kaleci – 2 bek – mutlaka atletik bir 8 numara – tartışılmaz santrafor.. Olursa bir de sol ayaklı kanat forveti de düşünülebilir. 4 – 2 – 3 – 1 resmi ideolojisi ile oynayacaksanız bunlar lazım. Bu takıma tempo yaptırayım derseniz bir kazanır 2 kaybedersiniz. Rakip dünkü üzere ligin en yetersiz ekibi, en düşük kalibreli takımı Altay ise yetiyorsunuz. Lakin Demirspor’a; Sivas’a kâfi bir takım ve oyun yok. Kartal Hoca, pazartesinden daha sonra başlayacak 1 haftalık boşlukta ne yapabilir, ne katabilirse onunla bitecek dönem artık.