Vitra
New member
Erken seçimden diğer deva yok Bir Afrika atasözünü anımsatmanın tam devridir:
“Aslan, ceylan, sırtlan, zebra yan yana koşuyorsa orman yanıyor demektir.”
Bu kelam tam da Türkiye iktisadını tanımlıyor.
Zira orman yanıyor.
Emekle birlikte büyük sermaye de kendini kurtarmak için birebir tarafta koşmaya başladı.
Evvel İstanbul Sanayi Odası Lideri (İSO) Erdal Bahçıvan ses verdi. “Dün faiz indirimine giden Merkez Bankası’nın, bugün elindeki değerli döviz kaynaklarını piyasaya sürmesini şaşkınlıkla izliyoruz” dedi.
Akabinde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Lideri Rifat Hisarcıklıoğlu, piyasalarda yaşanan çalkantının ve döviz kurlarının geldiği seviyenin biroldukça firmayı endişelendirdiğini ve olumsuz etkilediğini söylemiş oldu. “Piyasaların acilen istikrara kavuşmasını sağlayacak acil tedbirler alınmasını ve öngörülebilirliliğin temin edilmesini bekliyoruz” dedi.
Ve son olarak Türkiye Endüstrici ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) yangından kaçanlara katıldı ve bir yazılı açıklama yaptı. “Son periyotta yaşadığımız istikrarsızlıklar kararında, denenmekte olan iktisat programıyla amaçlanan sonuçlara erişilemeyeceği netleşmiştir… Genel kabul görmüş iktisat bilimi kurallarına süratle dönülmesi gerektiği açıktır” dedi.
bu biçimdece CHP’nin, GÜZEL Parti’nin, Saadet, Gelecek, Deva ve Demokrat Parti’nin, DİSK’in, KESK’in aylardır dediğini sermaye örgütleri de cılız bir sesle de olsa söylemeye başladılar.
Natürel 1980 öncesinde merhum Bülent Ecevit’e kükredikleri, çarşaf çarşaf gazete ilânlarıyla iktidar değişikliğine büyük katkı verdikleri üzere değil.
pek cılız.
Yalnızca küçük bir twit ve internet sitesine konulan bir açıklama.
Ortadaki farkın sebebi kaygıdır.
Yeni Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin demek istediği üzere kaybedecek fazlaca şeyi olan korkar.
bir daha de İSO, TOBB, TÜSİAD üzere 20 yıldır her kural altında iktidarı destekleyen, ulusal gelirden daha fazla hisse almak için her türlü ödünü veren, onları var eden Atatürk ismi silinirken, hakaret edilirken, yok sayılırken, cumhuriyetin çağdaş kıymetleri ayaklar altına alınırken, hazine yandaşlarla bir arada boşaltılırken, laiklik yok edilirken, kuşkulu bir referandumla rejim değiştirilirken sesini çıkarmayan, hatta destekleyen sermayenin bugün iktidara karşı ses çıkarabilmesi kıymetlidir.
Kuvvetler ayrılığına fiilen son verilip yasama, yürütme ve medyanın büyük kısmının iktidarın denetimine girdiği, demokratik kurumların çalıştırılmadığı, bütün yetkinin yürütme organı olarak tek kişinin elinde toplandığı sürece itiraz etmeyen sermayenin, “şaşkınlıkla izliyoruz, acil tedbir bekliyoruz, önümüzü bakılırsamiyoruz, bu siyaset ile emellere erişilmeyeceği nettir, iktisat bilimine dönülmelidir” diyerek ses vermesi onların da iktidardan umudunu kestiklerini gösterir.
TÜSİAD, CHP Önderi Kemal Kılıçdaroğlu, Lider Simone Kaslowski’yi arayıp “her insanın konuşması lazım” dedikten daha sonra mı bu açıklamayı yapmaya karar verdi yahut esasen yapacak mıydı orasını bilmiyoruz. Fakat Kılıçdaroğlu’nun aramasının, iktidarın her gün güç kaybetmesinin tesiri olduğunu iddia edebiliriz
İktidar önemli biçimde tıkanmış durumda.
Bilerek yahut bilmeyerek fazlaca sık kusur yapıyor, kendisiyle çelişen kararlar alıyor. Aldığı bir sonucun mürekkebi kurumadan tam aksi bir karar.
“Deniyoruz, ya daima birlikte batarız ya daima bir arada çıkarız” diyerek iktisatta kumar oynadığını açıklayan bir iktidarın, halkı sürüklediği uçurumdan haberi olmadığı yahut ciddiye almadığı anlaşılıyor.
Türkiye’nin bu krizden kurtulmasının tek devası erken seçime gidilmesidir.
Siyasal muhalefetle toplumsal muhalefetin bir arada hareket etmesi gerekiyor ki gidiş de o istikamettedir.
Seçim sonucunın ilân edilmesi bile doları düşürmeye kâfi.
Kâfi ki iktidar değişikliği umudu doğsun.
“Aslan, ceylan, sırtlan, zebra yan yana koşuyorsa orman yanıyor demektir.”
Bu kelam tam da Türkiye iktisadını tanımlıyor.
Zira orman yanıyor.
Emekle birlikte büyük sermaye de kendini kurtarmak için birebir tarafta koşmaya başladı.
Evvel İstanbul Sanayi Odası Lideri (İSO) Erdal Bahçıvan ses verdi. “Dün faiz indirimine giden Merkez Bankası’nın, bugün elindeki değerli döviz kaynaklarını piyasaya sürmesini şaşkınlıkla izliyoruz” dedi.
Akabinde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Lideri Rifat Hisarcıklıoğlu, piyasalarda yaşanan çalkantının ve döviz kurlarının geldiği seviyenin biroldukça firmayı endişelendirdiğini ve olumsuz etkilediğini söylemiş oldu. “Piyasaların acilen istikrara kavuşmasını sağlayacak acil tedbirler alınmasını ve öngörülebilirliliğin temin edilmesini bekliyoruz” dedi.
Ve son olarak Türkiye Endüstrici ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) yangından kaçanlara katıldı ve bir yazılı açıklama yaptı. “Son periyotta yaşadığımız istikrarsızlıklar kararında, denenmekte olan iktisat programıyla amaçlanan sonuçlara erişilemeyeceği netleşmiştir… Genel kabul görmüş iktisat bilimi kurallarına süratle dönülmesi gerektiği açıktır” dedi.
bu biçimdece CHP’nin, GÜZEL Parti’nin, Saadet, Gelecek, Deva ve Demokrat Parti’nin, DİSK’in, KESK’in aylardır dediğini sermaye örgütleri de cılız bir sesle de olsa söylemeye başladılar.
Natürel 1980 öncesinde merhum Bülent Ecevit’e kükredikleri, çarşaf çarşaf gazete ilânlarıyla iktidar değişikliğine büyük katkı verdikleri üzere değil.
pek cılız.
Yalnızca küçük bir twit ve internet sitesine konulan bir açıklama.
Ortadaki farkın sebebi kaygıdır.
Yeni Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin demek istediği üzere kaybedecek fazlaca şeyi olan korkar.
bir daha de İSO, TOBB, TÜSİAD üzere 20 yıldır her kural altında iktidarı destekleyen, ulusal gelirden daha fazla hisse almak için her türlü ödünü veren, onları var eden Atatürk ismi silinirken, hakaret edilirken, yok sayılırken, cumhuriyetin çağdaş kıymetleri ayaklar altına alınırken, hazine yandaşlarla bir arada boşaltılırken, laiklik yok edilirken, kuşkulu bir referandumla rejim değiştirilirken sesini çıkarmayan, hatta destekleyen sermayenin bugün iktidara karşı ses çıkarabilmesi kıymetlidir.
Kuvvetler ayrılığına fiilen son verilip yasama, yürütme ve medyanın büyük kısmının iktidarın denetimine girdiği, demokratik kurumların çalıştırılmadığı, bütün yetkinin yürütme organı olarak tek kişinin elinde toplandığı sürece itiraz etmeyen sermayenin, “şaşkınlıkla izliyoruz, acil tedbir bekliyoruz, önümüzü bakılırsamiyoruz, bu siyaset ile emellere erişilmeyeceği nettir, iktisat bilimine dönülmelidir” diyerek ses vermesi onların da iktidardan umudunu kestiklerini gösterir.
TÜSİAD, CHP Önderi Kemal Kılıçdaroğlu, Lider Simone Kaslowski’yi arayıp “her insanın konuşması lazım” dedikten daha sonra mı bu açıklamayı yapmaya karar verdi yahut esasen yapacak mıydı orasını bilmiyoruz. Fakat Kılıçdaroğlu’nun aramasının, iktidarın her gün güç kaybetmesinin tesiri olduğunu iddia edebiliriz
İktidar önemli biçimde tıkanmış durumda.
Bilerek yahut bilmeyerek fazlaca sık kusur yapıyor, kendisiyle çelişen kararlar alıyor. Aldığı bir sonucun mürekkebi kurumadan tam aksi bir karar.
“Deniyoruz, ya daima birlikte batarız ya daima bir arada çıkarız” diyerek iktisatta kumar oynadığını açıklayan bir iktidarın, halkı sürüklediği uçurumdan haberi olmadığı yahut ciddiye almadığı anlaşılıyor.
Türkiye’nin bu krizden kurtulmasının tek devası erken seçime gidilmesidir.
Siyasal muhalefetle toplumsal muhalefetin bir arada hareket etmesi gerekiyor ki gidiş de o istikamettedir.
Seçim sonucunın ilân edilmesi bile doları düşürmeye kâfi.
Kâfi ki iktidar değişikliği umudu doğsun.