Sürdürülebilir, hayatınıza adapte edebileceğiniz ve sıhhatinize olumlu manada katkı sağlayacak olan diyettir. aslına bakarsanız Diyet söz köken prestiji ile Yunancada; belirli biçimde beslenme ve ömür biçimi gütmek manasına gelir. Yani ömrün her alanında sizle var olabilecek ve sıhhatinizi koruyacak olan diyet en düzgün diyettir.
Beşerler, fıtratlarında olan acelecilikten kaynaklı, güya kilo almaları epeyce kısa müddette olmuş üzere kilolarından bir an evvel kurtulmak istiyor ve bu hedefle epey sayıda şok (gayet düşük kalorili) diyet, tek tip diyetler, tek öğün diyetleri ve kimi besinlerin karışımlarından elde edilen mucize* (detox suyu, shake gibi) içecekleri deniyorlar. Lakin süratli kilo vermek için yapılan bu teşebbüsler hem sıhhat açısından tıpkı vakitte denetim düzeneğinin gelişmesi açısından olumsuz tesirler doğuruyor, sürdürülebilir olmuyor ve ömür şekli haline gelmiyor zira ne beslenme kültüründe ne de damak zevkinde bir yer kaplıyorlar. halbuki beslenme bizim hayatımızın birinci anında başlayan, bir ömür uzunluğu süren ve ondan memnunluk elde ettiğimiz, haz aldığımız bir davranış biçimidir. Bunun göz arkası edilmesinin bireylerin sıhhatiyle birlikte psikolojilerini de berbat etkilediği, kilo vermek isteyen herkes tarafınca deneyim edilmiş bir gerçektir. meğer kısıtlamadan fazla beslenme örüntüsünde bulunan yiyecekleri nasıl ve ne kadar tüketmeniz gerektiği hakkında bilgilenip, bedeninizi tanımanız ve besinlere karşı olumlu davranışlar geliştirmeniz değerli olandır.
Pekala kısıtlayıcı diyetler yapmayalım demek her şeyi tüketebiliriz manasına mı geliyor, natürel ki hayır. Besin sanayisi ne yazık ki insanların tat zaafından yararlanıp, hedonizm temelli kampanyalar gerçekleştirerek çok sıhhatsiz besinleri pazarlıyor. Bunun ise önüne geçilmesi gerekiyor zira çağımızda beslenmeden kaynaklı hastalıklar (özellikle kronik hastalıklar) ve bu hastalıkların niye olduğu vefatlar her gelen yıl doruğunu yaşıyor, mevt haricinde insanın hayat kalitesini ve zihnini kullanabilme gücünü çok düşürmesi de gayreti. Lakin bir daha de yasaklayıcı bir diyet yapmaktan imtina etmeli zira her insanın de kabul edeceği üzere men edilen şeye meyledilir. Yasakladığınız şeye karşı bir süre daha sonra hasret gelişir ve eskisinden daha fazlaca yemeye başlarsınız. Bence bunu aşabilmenin yollarından biri yediğimiz besinleri ve bedenimize olan tesirlerini güzel tanımaya çalışmak zira bir şeyi ne kadar uygun tanırsak ona olan sevgimiz o kadar artar yahut azalır. Yani sıhhatsiz olan besini bilmemizle birlikte onun niye sıhhatsiz olduğu ile ilgili bilgi toplar, öğrenmeye istekli olursak ve besini daha yeterli tanırsak ondan uzaklaşmamız o kadar kolay olacaktır. Öyleyse yapmamız gereken; hayatımızda olan şeylere gösterdiğimiz refleksi besinlere de göstermek – daha fazla tanıma isteği…
Aşağıdaki şu üç diyet US NEWS & WORLD REPORT tarafınca 2021’de Dünyanın en âlâ üç diyeti seçilmiştir. Bu üç diyetin ortak noktaları bir beslenme üslubu sunması, neleri daha fazla neleri daha az bulundurmanız gerektiğiniz söylemesi vb. yani bir öğün listesi değil. Diyetiniz hayatınız olsun diyor.
1 – AKDENİZ DİYETİ
Tam tahıllar, kurubaklagiller, sebze-meyveler, kuruyemişler, baharatlar ve deniz mamüllerinden varlıklı.
Bu diyette zeytinyağı ön plandadır.
Hayvansal kaynaklı besinler daha az tüketilir. Örneğin yumurta, peynir, yoğurt ve tavuk eti az ölçülerde kırmızı et ise nadiren tüketilir.
2 – DASH DİYETİ
Amerika Ulusal Sıhhat Enstitüsü tarafınca da desteklenen ve yüksek tansiyon ve diyabetle uğraşta değerli rol oynayan bir diyettir.
Dash diyetinde bilhassa kırmızı et, şeker, şeker eklenmiş besinler, şekerli içeceklerin tüketimi kısıtlıdır.
Diyet potasyum, magnezyum, kalsiyum, protein ve liften zengindir.
Diyetteki bir başka gaye ise sodyum alımını kısıtlamaktır. Bu yüzden tansiyon ve kalp hastalıkları üzerinde çok olumlu tesirleri vardır.
3 – FLEKSİTARYEN DİYETİ
Vegan yahut vejeteryan öncesi diyet diyebileceğimiz bitki bazlı bir diyettir fakat vejetaryenlikten daha esnektir.
Kırmızı et az tüketilir yahut hiç tüketilmezken balık, süt, yoğurt, peynir ve yumurta, hayvansal protein olarak beslenme planında yer alır.
Zerzevat, kurubaklagil, yağlı tohum, meyve, tahıl, zeytinyağı ve balık açısından zengindir.
Özetle lif ve sağlıklı yağları yüksek oranda, doymuş yağ ve eti az oranda, süt eserleri ve alkolü ise ölçülü biçimde içerir.
Bu üç diyetin birbirine emsal yanları;
Kırmızı eti minimize etmeleri ve daha fazlaca balık, tavuk eti bulundurmaları,
Doymuş yağlardan ve tuzlu besinlerden yoksul olmaları,
Lif içeriği yüksek sebzeler ve kurubaklagillerden güçlü olmaları.
Beslenme her şeydir ve her anımıza tesir eden bir davranıştır bu yüzden lütfen magazinsel akımlara kapılmaktan fazla işin uzmanından kendinize mahsus bir beslenme eğitimi ve diyeti alın ve ömrünüzde uygulayın.
Sağlıklı Beslen & Zinde Yaşa
Beşerler, fıtratlarında olan acelecilikten kaynaklı, güya kilo almaları epeyce kısa müddette olmuş üzere kilolarından bir an evvel kurtulmak istiyor ve bu hedefle epey sayıda şok (gayet düşük kalorili) diyet, tek tip diyetler, tek öğün diyetleri ve kimi besinlerin karışımlarından elde edilen mucize* (detox suyu, shake gibi) içecekleri deniyorlar. Lakin süratli kilo vermek için yapılan bu teşebbüsler hem sıhhat açısından tıpkı vakitte denetim düzeneğinin gelişmesi açısından olumsuz tesirler doğuruyor, sürdürülebilir olmuyor ve ömür şekli haline gelmiyor zira ne beslenme kültüründe ne de damak zevkinde bir yer kaplıyorlar. halbuki beslenme bizim hayatımızın birinci anında başlayan, bir ömür uzunluğu süren ve ondan memnunluk elde ettiğimiz, haz aldığımız bir davranış biçimidir. Bunun göz arkası edilmesinin bireylerin sıhhatiyle birlikte psikolojilerini de berbat etkilediği, kilo vermek isteyen herkes tarafınca deneyim edilmiş bir gerçektir. meğer kısıtlamadan fazla beslenme örüntüsünde bulunan yiyecekleri nasıl ve ne kadar tüketmeniz gerektiği hakkında bilgilenip, bedeninizi tanımanız ve besinlere karşı olumlu davranışlar geliştirmeniz değerli olandır.
Pekala kısıtlayıcı diyetler yapmayalım demek her şeyi tüketebiliriz manasına mı geliyor, natürel ki hayır. Besin sanayisi ne yazık ki insanların tat zaafından yararlanıp, hedonizm temelli kampanyalar gerçekleştirerek çok sıhhatsiz besinleri pazarlıyor. Bunun ise önüne geçilmesi gerekiyor zira çağımızda beslenmeden kaynaklı hastalıklar (özellikle kronik hastalıklar) ve bu hastalıkların niye olduğu vefatlar her gelen yıl doruğunu yaşıyor, mevt haricinde insanın hayat kalitesini ve zihnini kullanabilme gücünü çok düşürmesi de gayreti. Lakin bir daha de yasaklayıcı bir diyet yapmaktan imtina etmeli zira her insanın de kabul edeceği üzere men edilen şeye meyledilir. Yasakladığınız şeye karşı bir süre daha sonra hasret gelişir ve eskisinden daha fazlaca yemeye başlarsınız. Bence bunu aşabilmenin yollarından biri yediğimiz besinleri ve bedenimize olan tesirlerini güzel tanımaya çalışmak zira bir şeyi ne kadar uygun tanırsak ona olan sevgimiz o kadar artar yahut azalır. Yani sıhhatsiz olan besini bilmemizle birlikte onun niye sıhhatsiz olduğu ile ilgili bilgi toplar, öğrenmeye istekli olursak ve besini daha yeterli tanırsak ondan uzaklaşmamız o kadar kolay olacaktır. Öyleyse yapmamız gereken; hayatımızda olan şeylere gösterdiğimiz refleksi besinlere de göstermek – daha fazla tanıma isteği…
Aşağıdaki şu üç diyet US NEWS & WORLD REPORT tarafınca 2021’de Dünyanın en âlâ üç diyeti seçilmiştir. Bu üç diyetin ortak noktaları bir beslenme üslubu sunması, neleri daha fazla neleri daha az bulundurmanız gerektiğiniz söylemesi vb. yani bir öğün listesi değil. Diyetiniz hayatınız olsun diyor.
1 – AKDENİZ DİYETİ
2 – DASH DİYETİ
Diyetteki bir başka gaye ise sodyum alımını kısıtlamaktır. Bu yüzden tansiyon ve kalp hastalıkları üzerinde çok olumlu tesirleri vardır.
3 – FLEKSİTARYEN DİYETİ
Bu üç diyetin birbirine emsal yanları;
Beslenme her şeydir ve her anımıza tesir eden bir davranıştır bu yüzden lütfen magazinsel akımlara kapılmaktan fazla işin uzmanından kendinize mahsus bir beslenme eğitimi ve diyeti alın ve ömrünüzde uygulayın.
Sağlıklı Beslen & Zinde Yaşa