Vitra
New member
Diyanet’ten bir ‘baldız’ fetvası daha Diyanet’in en üst istişare organı olan Din İşleri Yüksek Şurası tarafınca hazırlanan “Fetvalar” kitabındaki reaksiyon çeken “Baldızla zina, nikâhı düşürmez” fetvasının, baldızla ilgili verilen tek fetva olmadığı ortaya çıktı.
Kitabın üçüncü baskısında, kelam konusu fetvanın yanı sıra “baldızla evlenilip evlenilemeyeceği” ve “enişte ile baldız içindeki mahremiyetin ölçüsünün ne olacağı” da tartışılmış. “Baldızla, eşin teyzesi ve halasıyla hangi koşullarda evlenilebileceği” de açıklanan, bini aşkın fetvanın bulunduğu kitapta “enişte – baldız” bahisli üç fetva olması dikkat çekti.
Cumhuriyet’ten Sefa Uyar’ın haberine nazaran, “Aile yaşamı” başlığı altında yer alan 824 numaralı fetvada, “kişinin, baldızıyla hangi kaidelerde evlenebileceği” aktarıldı. “Kişi, karısını boşadıktan yahut karısının vefatından daha sonra baldızıyla evlenebilir mi” sorusuna karşılık verilen fetvada, “hadislere bakılırsa iki kız kardeş ile tıpkı anda evlenmenin haram olduğu, eşin hala ve teyzesi üzere yakınlarının da baldız üzere değerlendirildiği” açıklandı.
“Fakat kişi, karısının vefatı yahut onu boşaması halinde karısının kız kardeşi, teyzesi ya da halası ile evlenebilir” denilen fetvada, “Nikâh için boşadığı karısının iddet süresinin (bekleme süresi) bitmesini beklemesi gerekir. Onun iddeti bittiği andan itibaren baldızı ile evlenebilir. Eşinin vefatı durumunda ise rastgele bir süre beklemesine gerek olmaksızın baldızı ile evlenmesinde dini kararlar açısından bir sakınca yoktur” tabirleri kullanıldı.
‘Yabancı hükmünde’
Kitabın “Sosyal hayat” başlığında yer alan 1052 numaralı fetvada ise “enişte – baldız ilişkisi” işlendi. “Enişte – baldız içindeki mahremiyetin ölçüsü nedir?” sorusuna karşılık verilen fetvada, “kadınların zinet yerlerine” işaret edildi.
Kuran’da bayanların zinet yerlerini kimlerin yanında açabileceğinin bildirildiği vurgulanan fetvada, “bayanın eniştesi, kendisine nikâhı ebediyen haram olan mahremler içinde yer almamaktadır. Bu yüzden bir bayan, eniştesine yabancı kararındadır. Bir erkeğin, baldızı ile evlenme yasağı daima olmayıp onun ablası ile evliliği devam ettiği müddet ile kayıtlıdır. Bu sebeple enişte, kendileriyle daima evlenilemeyen yakınlar üzere düşünülmemelidir” denildi.
Kitabın üçüncü baskısında, kelam konusu fetvanın yanı sıra “baldızla evlenilip evlenilemeyeceği” ve “enişte ile baldız içindeki mahremiyetin ölçüsünün ne olacağı” da tartışılmış. “Baldızla, eşin teyzesi ve halasıyla hangi koşullarda evlenilebileceği” de açıklanan, bini aşkın fetvanın bulunduğu kitapta “enişte – baldız” bahisli üç fetva olması dikkat çekti.
Cumhuriyet’ten Sefa Uyar’ın haberine nazaran, “Aile yaşamı” başlığı altında yer alan 824 numaralı fetvada, “kişinin, baldızıyla hangi kaidelerde evlenebileceği” aktarıldı. “Kişi, karısını boşadıktan yahut karısının vefatından daha sonra baldızıyla evlenebilir mi” sorusuna karşılık verilen fetvada, “hadislere bakılırsa iki kız kardeş ile tıpkı anda evlenmenin haram olduğu, eşin hala ve teyzesi üzere yakınlarının da baldız üzere değerlendirildiği” açıklandı.
“Fakat kişi, karısının vefatı yahut onu boşaması halinde karısının kız kardeşi, teyzesi ya da halası ile evlenebilir” denilen fetvada, “Nikâh için boşadığı karısının iddet süresinin (bekleme süresi) bitmesini beklemesi gerekir. Onun iddeti bittiği andan itibaren baldızı ile evlenebilir. Eşinin vefatı durumunda ise rastgele bir süre beklemesine gerek olmaksızın baldızı ile evlenmesinde dini kararlar açısından bir sakınca yoktur” tabirleri kullanıldı.
‘Yabancı hükmünde’
Kitabın “Sosyal hayat” başlığında yer alan 1052 numaralı fetvada ise “enişte – baldız ilişkisi” işlendi. “Enişte – baldız içindeki mahremiyetin ölçüsü nedir?” sorusuna karşılık verilen fetvada, “kadınların zinet yerlerine” işaret edildi.
Kuran’da bayanların zinet yerlerini kimlerin yanında açabileceğinin bildirildiği vurgulanan fetvada, “bayanın eniştesi, kendisine nikâhı ebediyen haram olan mahremler içinde yer almamaktadır. Bu yüzden bir bayan, eniştesine yabancı kararındadır. Bir erkeğin, baldızı ile evlenme yasağı daima olmayıp onun ablası ile evliliği devam ettiği müddet ile kayıtlıdır. Bu sebeple enişte, kendileriyle daima evlenilemeyen yakınlar üzere düşünülmemelidir” denildi.