Vitra
New member
Dışişleri Bakanlığı’ndan sert reaksiyon Dışişleri Bakanlığı: Yunanistan, Mısır ve GKRY önderlerinin iştirakiyle 19 Ekim 2021’de yapılan üçlü doruğun akabinde yayınlanan bildiri, Yunan/Rum ikilisinin Türkiye’ye ve KKTC’ye yönelik hasmane siyasetlerinin yeni bir tezahürüdür. Bu bildiriye Mısır’ın da dahil olması ise, Mısır idaresinin Doğu Akdeniz’de işbirliği yapabileceği gerçek adresi hala kavrayamamış olduğunun göstergesidir.
Doğu Akdeniz’de Türkiye ve KKTC’nin dahil olmadığı hiçbir teşebbüsün muvaffakiyete ulaşamayacağını dosta da düşmana da gösterdik. Türkiye, bölge ülkeleri içinde işbirliğini artıracak güç projelerini desteklemektedir. Fakat, bu projelerin Türkiye’nin ve Kıbrıs Türklerinin hak ve çıkarlarını gözardı etmemesi ve kapsayıcı olması lazımdır.
Bildirideki sözlerin tersine, bölgedeki gerginliğin temel kaynağı Yunan/Rum ikilisinin maksimalist ve gayri hukuksal deniz hududu tezleri ve Kıbrıs Türklerini yok saymalarıdır. Bu ikilinin Doğu Akdeniz’de gerginlik çıkarmak için kıta sahanlığımızı ihlal teşebbüslerine geçtiğimiz günlerde gerekli yanıt verilmiştir. Hem kendi haklarımızı, birebir vakitte Kıbrıs Türklerinin haklarını kararlılıkla müdafaaya devam edeceğiz.
Öte yandan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı tarafınca sözkonusu ortak bildiriye ait yapılan açıklamayı destekliyoruz. Ada’daki gerçekleri reddeden bir anlayışın Kıbrıs probleminin tahliline katkı sağlaması mümkün değildir. Kıbrıs Türk halkının hükümran eşitliği ve eşit milletlerarası statüsü tescil edilmeden yeni bir müzakere sürecinin başlamasının kelam konusu olmayacağını bir sefer daha hatırlatırız.
Ayrıyeten, bir ekip gayrımeşru kümelere verdikleri dayanakla Libya’nın istikrarsızlığa sürüklenmesine yol açan bu ülkelerin, artık Libya’nın legal Hükümetiyle imzaladığımız Mutabakat Muhtıralarını amaç almaları, en başta Libya’nın çıkarlarına ve egemenliğine saygısızlıktır.
Doğu Akdeniz’de Türkiye ve KKTC’nin dahil olmadığı hiçbir teşebbüsün muvaffakiyete ulaşamayacağını dosta da düşmana da gösterdik. Türkiye, bölge ülkeleri içinde işbirliğini artıracak güç projelerini desteklemektedir. Fakat, bu projelerin Türkiye’nin ve Kıbrıs Türklerinin hak ve çıkarlarını gözardı etmemesi ve kapsayıcı olması lazımdır.
Bildirideki sözlerin tersine, bölgedeki gerginliğin temel kaynağı Yunan/Rum ikilisinin maksimalist ve gayri hukuksal deniz hududu tezleri ve Kıbrıs Türklerini yok saymalarıdır. Bu ikilinin Doğu Akdeniz’de gerginlik çıkarmak için kıta sahanlığımızı ihlal teşebbüslerine geçtiğimiz günlerde gerekli yanıt verilmiştir. Hem kendi haklarımızı, birebir vakitte Kıbrıs Türklerinin haklarını kararlılıkla müdafaaya devam edeceğiz.
Öte yandan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı tarafınca sözkonusu ortak bildiriye ait yapılan açıklamayı destekliyoruz. Ada’daki gerçekleri reddeden bir anlayışın Kıbrıs probleminin tahliline katkı sağlaması mümkün değildir. Kıbrıs Türk halkının hükümran eşitliği ve eşit milletlerarası statüsü tescil edilmeden yeni bir müzakere sürecinin başlamasının kelam konusu olmayacağını bir sefer daha hatırlatırız.
Ayrıyeten, bir ekip gayrımeşru kümelere verdikleri dayanakla Libya’nın istikrarsızlığa sürüklenmesine yol açan bu ülkelerin, artık Libya’nın legal Hükümetiyle imzaladığımız Mutabakat Muhtıralarını amaç almaları, en başta Libya’nın çıkarlarına ve egemenliğine saygısızlıktır.