Vitra
New member
Burhan Kuzu’nun avukatı: Hocanın psikolojisi bozuk, ‘kandırıldım’ deyip ağladı İSMAİL SAYMAZ
Cumhurbaşkanlığı Hukuk İstişareleri Konseyi üyesi olan Prof. Burhan Kuzu’nun ölümündilk evvel ‘Hayalet Orhan’ ismiyle bilinen ve uyuşturucu baronu olduğu tez edilen Orhan Ünğan ile görüşebilmek için avukatını devreye koyduğuna ait ses kaydını Halk TV ele geçirdi.
Bu ses kaydında Kuzu’nun avukatı F.B., Ünğan’ın avukatı A.Ü’yü arayarak, müvekkilinin görüşmek istediğini belirtiyor.
Sedat Peker, evvelki gün attığı tweetlerde, İranlı uyuşturucu kaçakçısı Naci Şerifi Zindaşi’nin nüfuz kullanarak tahliyesini sağlayan Kuzu’nun, sonrasındasında Zindaşti’nin hasmı olan Ünğan’a hizmet vermeye başladığını argüman etmişti.
F.B.: “Burhan Hocamız benden rica etti. Kendisinin olayla ilgili hiçbir şeyinin olmadığını, tamam Çağlayan Adliyesi’nde bir arama vs. olmuş ancak Bakırköy’le alakalı hiç bir şey yok diyor. Ben Orhan Bey’i tanımam etmem. ‘Kendisiyle görüşebilir miyiz?’ diye bir talepte bulundu lakin…
A.Ü: Tabi ben artık talebi müvekkile iletirim lakin şahsım ismine bildiğim kısmı sizinle paylaşayım. Orhan Bey’in söylemiş olduği kadarıyla Bakırköy’deki görüşmelerle ilgili kendisinde kayıtlar olduğunu söylemiş oldu. Dava etabında vereceğini, kendisinin (mahkemeye) sunacağını söylemiş oldu. Ben ne olup olmadığını tabi ki bilmiyorum. Lakin oradaki sanıyorum birtakım yargıçlarla ilgili olan, Burhan Bey’in konuşmalarıyla ilgili de sanıyorum kayıtları var kendisinde.
F.B.: Kendisi de (Burhan Kuzu) yok diyor, mutlaka. Ben tanımam etmem, bilmem diyor.
A.Ü.: Yani artık Orhan Beyefendi, genel itibariyle hani bir mevzuda şayet var diyorsa, her vakit o kayıtları çıkartıp sunmuştur. Yaklaşık beş yıldır tanışıyoruz. hiçbir vakit var deyip de daha sonradan kayıtları getirmediğini görmedim. Lakin ondan dolayı da açıkçası, biliyorsunuzdur tahminen, kardeşi de vefat etti. Bakırköy belgesinde kendisine yapılan haksızlıktan dolayı, Burhan Bey’inde ortasında bulunduğu bu haksızlıktan dolayı kardeşinin öldüğünü düşünüyor.
Artık sorumlu tutmak fazlaca hakikat bir söz değil ancak onlar yüzünden içeride olduğu meskene kardeşinin da onlar yüzünden vefat ettiğini düşünüyor.
Haliyle ne biçimde bakar, nasıl bakar bilemiyorum.
F.B.: Hocamız da o kadar üzgün ki yani… Ben diyor ‘adamı tanımam etmem, ne hasımlığım var’ diyor. Tahliye olayında da bir kumpasa gelmiş aslına bakarsanız. Olayın içeriğin de şey var. Diğerleri rüşvet almışlar. daha sonra da demişler ki hocaya ‘siz de bir arayıp iddianame niçin bir hazırlanmadı, ne vakit hazırlanacak, bu iş uzamadı mı deyip bir sorun’ gibisinden. Hani yavuz hırsız mesken sahibini bastırır ya, hocayı kurban etmişler. Aslında olayın ortasında rüşvet dönmüş yani. Hoca aslında fazlaca pak bu olayda. Kendisi de Çerkez aslına bakarsanız, Orhan Beyefendi de galiba Çerkez. ‘Kendisiyle bir tanışmak görüşmek, mağduriyetimi lisana getirmek isterim’ diyor. Siz den bunu rica ediyoruz.
A.Ü.: Yani ben talebinizi iletirim fakat dediğim üzere ben kendim onun kanılarını bildiğim için, açıkçası ben size daha evvel tabir ettim. Tabi ki sizin talebinizi iletirim. Zira esasen benim vekillik vazifem bu.
Fakat o da artık kabul eder, etmez ki şahsım ismine hayli kabul edeceğini düşünmüyorum, söylemiş olduğim sebeplerden dolayı. Zira o bir masumiyet olduğunu düşünmüyor. Tam tersine Zindaşti ile bir iş birliği yapıldığını ve bunun kararında da kardeşinin mevtin vuku bulduğunu düşünüyor.
F.B.: Bana da söylenen bunlar. Hocanın ağladığını gördüm. ‘Hakikatten bu ne dedi. Benim bu kadar üstüme geliyorlar.’ İnanın , kandırılmış resmen. Çağlayan Adliyesi’ndeki olayda kandırılmış. Orhan Beyefendi ile ilgili olan kısımda da katiyen ‘ben ne arama yaptım, ne bir şey’ diyor. ‘hiçbir biçimde cürmüm, günahım yok’ diye söylemiş oldu. Yani sizden bir teklif götürmenizi rica ediyoruz.
A.Ü.: Yani ben gdolayırüm fakat benim bildiğim kadarıyla niyetleri bunlar. İzleyeceği yolu da bu türlü söz etti. ‘Bakırköy’deki tüm kayıtları da var elimde, diğer delillerim de var. Bunların hepsini sunacağım.’ aslına bakarsanız daima söylemiş olduği bir şey var. Bilmiyorum mahkemelerinden haberdar mısınız? O yüzden onları söz ettim az evvel. 4-5 yıldır, ‘ben bunu sunacağım’ deyip, sunmadığı hiçbir şeyle karşılaşmadım. kimi vakit beni bile şaşırtıyor.
F.B.: Biz de işte ağladığını gördük hepimiz bu biçimde bir toplumda. Sahiden ruhsal olarak çökmüş durumda. ‘Ben nasıl kandırıldım’ diyor. Çağlayan’daki arama olayında, yalnızca hakime de sordum yalnızca bu diyor. İşte ‘iddianame niye hazırlanmadı?’ Oysaki taban yapılmış, öncesinde bu rüşvet olaylarından dolayı. ‘benim de burada adımı kirlettiler, günah keçisi ben seçildim’ diye veryansın ediyor açıkçası.
A.Ü.: Ben bir ulaşırım kendi müvekkilime. Kendi tercihi. Biz bakılırsavimizi yaparız. Siz haber bekleyin. Şayet uygun görürse ben aslına bakarsanız size söylerim.
Cumhurbaşkanlığı Hukuk İstişareleri Konseyi üyesi olan Prof. Burhan Kuzu’nun ölümündilk evvel ‘Hayalet Orhan’ ismiyle bilinen ve uyuşturucu baronu olduğu tez edilen Orhan Ünğan ile görüşebilmek için avukatını devreye koyduğuna ait ses kaydını Halk TV ele geçirdi.
Bu ses kaydında Kuzu’nun avukatı F.B., Ünğan’ın avukatı A.Ü’yü arayarak, müvekkilinin görüşmek istediğini belirtiyor.
Sedat Peker, evvelki gün attığı tweetlerde, İranlı uyuşturucu kaçakçısı Naci Şerifi Zindaşi’nin nüfuz kullanarak tahliyesini sağlayan Kuzu’nun, sonrasındasında Zindaşti’nin hasmı olan Ünğan’a hizmet vermeye başladığını argüman etmişti.
F.B.: “Burhan Hocamız benden rica etti. Kendisinin olayla ilgili hiçbir şeyinin olmadığını, tamam Çağlayan Adliyesi’nde bir arama vs. olmuş ancak Bakırköy’le alakalı hiç bir şey yok diyor. Ben Orhan Bey’i tanımam etmem. ‘Kendisiyle görüşebilir miyiz?’ diye bir talepte bulundu lakin…
A.Ü: Tabi ben artık talebi müvekkile iletirim lakin şahsım ismine bildiğim kısmı sizinle paylaşayım. Orhan Bey’in söylemiş olduği kadarıyla Bakırköy’deki görüşmelerle ilgili kendisinde kayıtlar olduğunu söylemiş oldu. Dava etabında vereceğini, kendisinin (mahkemeye) sunacağını söylemiş oldu. Ben ne olup olmadığını tabi ki bilmiyorum. Lakin oradaki sanıyorum birtakım yargıçlarla ilgili olan, Burhan Bey’in konuşmalarıyla ilgili de sanıyorum kayıtları var kendisinde.
F.B.: Kendisi de (Burhan Kuzu) yok diyor, mutlaka. Ben tanımam etmem, bilmem diyor.
A.Ü.: Yani artık Orhan Beyefendi, genel itibariyle hani bir mevzuda şayet var diyorsa, her vakit o kayıtları çıkartıp sunmuştur. Yaklaşık beş yıldır tanışıyoruz. hiçbir vakit var deyip de daha sonradan kayıtları getirmediğini görmedim. Lakin ondan dolayı da açıkçası, biliyorsunuzdur tahminen, kardeşi de vefat etti. Bakırköy belgesinde kendisine yapılan haksızlıktan dolayı, Burhan Bey’inde ortasında bulunduğu bu haksızlıktan dolayı kardeşinin öldüğünü düşünüyor.
Artık sorumlu tutmak fazlaca hakikat bir söz değil ancak onlar yüzünden içeride olduğu meskene kardeşinin da onlar yüzünden vefat ettiğini düşünüyor.
Haliyle ne biçimde bakar, nasıl bakar bilemiyorum.
F.B.: Hocamız da o kadar üzgün ki yani… Ben diyor ‘adamı tanımam etmem, ne hasımlığım var’ diyor. Tahliye olayında da bir kumpasa gelmiş aslına bakarsanız. Olayın içeriğin de şey var. Diğerleri rüşvet almışlar. daha sonra da demişler ki hocaya ‘siz de bir arayıp iddianame niçin bir hazırlanmadı, ne vakit hazırlanacak, bu iş uzamadı mı deyip bir sorun’ gibisinden. Hani yavuz hırsız mesken sahibini bastırır ya, hocayı kurban etmişler. Aslında olayın ortasında rüşvet dönmüş yani. Hoca aslında fazlaca pak bu olayda. Kendisi de Çerkez aslına bakarsanız, Orhan Beyefendi de galiba Çerkez. ‘Kendisiyle bir tanışmak görüşmek, mağduriyetimi lisana getirmek isterim’ diyor. Siz den bunu rica ediyoruz.
A.Ü.: Yani ben talebinizi iletirim fakat dediğim üzere ben kendim onun kanılarını bildiğim için, açıkçası ben size daha evvel tabir ettim. Tabi ki sizin talebinizi iletirim. Zira esasen benim vekillik vazifem bu.
Fakat o da artık kabul eder, etmez ki şahsım ismine hayli kabul edeceğini düşünmüyorum, söylemiş olduğim sebeplerden dolayı. Zira o bir masumiyet olduğunu düşünmüyor. Tam tersine Zindaşti ile bir iş birliği yapıldığını ve bunun kararında da kardeşinin mevtin vuku bulduğunu düşünüyor.
F.B.: Bana da söylenen bunlar. Hocanın ağladığını gördüm. ‘Hakikatten bu ne dedi. Benim bu kadar üstüme geliyorlar.’ İnanın , kandırılmış resmen. Çağlayan Adliyesi’ndeki olayda kandırılmış. Orhan Beyefendi ile ilgili olan kısımda da katiyen ‘ben ne arama yaptım, ne bir şey’ diyor. ‘hiçbir biçimde cürmüm, günahım yok’ diye söylemiş oldu. Yani sizden bir teklif götürmenizi rica ediyoruz.
A.Ü.: Yani ben gdolayırüm fakat benim bildiğim kadarıyla niyetleri bunlar. İzleyeceği yolu da bu türlü söz etti. ‘Bakırköy’deki tüm kayıtları da var elimde, diğer delillerim de var. Bunların hepsini sunacağım.’ aslına bakarsanız daima söylemiş olduği bir şey var. Bilmiyorum mahkemelerinden haberdar mısınız? O yüzden onları söz ettim az evvel. 4-5 yıldır, ‘ben bunu sunacağım’ deyip, sunmadığı hiçbir şeyle karşılaşmadım. kimi vakit beni bile şaşırtıyor.
F.B.: Biz de işte ağladığını gördük hepimiz bu biçimde bir toplumda. Sahiden ruhsal olarak çökmüş durumda. ‘Ben nasıl kandırıldım’ diyor. Çağlayan’daki arama olayında, yalnızca hakime de sordum yalnızca bu diyor. İşte ‘iddianame niye hazırlanmadı?’ Oysaki taban yapılmış, öncesinde bu rüşvet olaylarından dolayı. ‘benim de burada adımı kirlettiler, günah keçisi ben seçildim’ diye veryansın ediyor açıkçası.
A.Ü.: Ben bir ulaşırım kendi müvekkilime. Kendi tercihi. Biz bakılırsavimizi yaparız. Siz haber bekleyin. Şayet uygun görürse ben aslına bakarsanız size söylerim.