Vitra
New member
AKŞENER: İTTİFAKTA EN KÜÇÜK BİR SORUN YOK GÜZEL Parti Başkanı Meral Akşener, Millet İttifakı adayının önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimini kazanacağından emin konuşuyor.
Akşener, dünkü söyleşimizde, Millet İttifakı’nda bilhassa adaylık konusunda uyuşmazlıklar olduğuna ait, iktidarı destekleyen medyada gündemde tutulan argümanlara şu cevabı verdi:
“Millet İttifakı’nda en küçük bir sorun yok. Uyumlu bir formda çalışıyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu ile benim aramda da rastgele bir sorun yok. Millet İttifakı olarak lokal seçimlerde İstanbul’u, Ankara’yı nasıl kazandıysak, tıpkı modelle cumhurbaşkanlığı seçimini de kazanacağız. Sık sık söylüyorum Millet İttifakı’nın adayı Türkiye’nin 13. cumhurbaşkanı olacak.”
İKİ BASAMAKLI AMAÇ
Akşener, “adayın belirlenmesi kademesinde bir sorun yaşanabilir mi” biçimindeki soruma da şu karşılığı verdi:
“Hayır. Bir sorun yaşanmaz. Millet İttifakı kimi aday gösterirse daima birlikte çalışırız ve seçimi alırız.”
Akşener, epey büyük olasılıkla seçime mevcut sistemle gidileceğini vurgulayarak, Millet İttifakı’nın gayesini iki basamakta gerçekleştirmeyi düşündüklerini söylemiş oldu. İki etaplı amacı şöyleki özetledi:
“Birinci etapta mevcut sistemde cumhurbaşkanlığı seçimini kazanacağız. Cumhurbaşkanlığı seçimini kazandıktan daha sonra sistem değişikliğine yöneleceğiz. Güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçeceğiz. Bu sisteme geçmek için evvel cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmamız gerekiyor. Bu hedefle canla başla çalışıyoruz ve toplumda da karşılığını görüyoruz. Bizim meselemiz şahıslarla değil sistemle. Bu sistemi değiştireceğiz, güçlendirilmiş parlamenter sistemi kuracağız.”
TEKİL KONUŞMA
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun birinci tekil şahıs olarak konuşması geçtiğimiz hafta tartışma konusu olmuştu. DÜZGÜN Parti’den Cihan Paçacı, Kılıçdaroğlu’nu, “madem ortak hükümet kuracağız evvel bizimle konuşması gerekmez mi” diyerek eleştirmişti. Lakin Kılıçdaroğlu bu husustaki sorumu yanıtlarken, “İttifaka hürmetim niçiniyle bu biçimde konuşuyorum. Ortaklaştığımız konularda çoğul konuşuyorum. çabucak hemen oturup konuşmadığımız, ortaklaşmadığımız konularda tekil konuşmam etik olmaz” demişti.
Akşener, dünkü sohbetimizde tıpkı hususta şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bu hususta da bir sorun yok. Sayın Kılıçdaroğlu da deklare etti. Cumhur İttifakı’nda hiç kimse kendi görüşünü söyleyemediği için Milet İttifakı’nda her insanın kendi görüşünü söyleyebilmesi sorun üzere yansıtılıyor. Millet İttifakı’nda demokrasi var. Cumhur İttifakı’nda ise herkes başkandan korkuyor. Cumhur İttifakı duygusal bir ittifak. İşte, ‘mezara kadar birlikteiz’ söylemi kullanıyorlar. Duygusal telaffuzlar. Biz ise Millet İttifakı olarak rasyonel bir ittifakız. İttifak ortasında her parti kendi kurumsal kimliğini şüphesiz koruyor. CHP yüz yıllık bir parti. Yerleşik kurumları, konseyleri, gelenekleri, telaffuzları var. Biz ise epey yeni bir partiyiz. Bu niçinle kimi vakit yeterli niyetle yapılmış açıklamalar yanlış da anlaşılabiliyor. Ancak dediğim üzere hiç bir sorun yok.”
İMAMOĞLU’NU FATİH’E BENZETME
Akşener’e, İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri Ekrem İmamoğlu için kullandığı, “Fatih de ‘ya ben İstanbul’u alırım ya İstanbul beni alır’ demişti” kelamıyla jest yapmasının akabinde başlayan, “Akşener’in adayı İmamoğlu” tartışmasını da sordum. Cevabı şu oldu:
“”
YARGILANIP AKLANSINLAR
Akşener’e 17/25 Aralık 2013 olayları daha sonrası istifa eden dört bakandan biri olan Erdoğan Bayraktar’ın yaptığı çıkışı da sordum. Bayraktar’ın, “tarafsız bir savcı evrakımı incelesin, şayet ‘yargılanması gerekir’ kararı çıkarsa ben büyük Divan’a gitmekten korkmam” kelamlarını anımsatarak değerlendirmesini sordum. Şu cevabı verdi:
“Eski bakanların yargıya gitmeleri, orada aklanmaları düzgün olur. En gerçek yol budur. Ben de Sayın Cemil Çiçek’in ve Sayın Ertuğrul Yalçınbayır’ın görüşlerine tümüyle katılıyorum. Meclis yargılanmanın yolunu tekrar açabilir. Bu yola başvurulabilir. O periyotta yargının her yerinde FETÖ’cü savcılar, yargıçlar vardı. Beşerler mahkemeye gitmekten çekiniyorlardı. Ancak artık o denli bir durum yok. FETÖ’cü savcılar, yargıçlar yok. Bu niçinle yargıya gidip aklanmaları en düzgün yoldur.”
Akşener, söyleşimizin sonunda, Millet İttifakı’nda sorun yaratma yahut bir sorun varmış üzere gösterme çabalarının yapay ve boş uğraşlar oluğunu vurguladı.
Akşener, dünkü söyleşimizde, Millet İttifakı’nda bilhassa adaylık konusunda uyuşmazlıklar olduğuna ait, iktidarı destekleyen medyada gündemde tutulan argümanlara şu cevabı verdi:
“Millet İttifakı’nda en küçük bir sorun yok. Uyumlu bir formda çalışıyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu ile benim aramda da rastgele bir sorun yok. Millet İttifakı olarak lokal seçimlerde İstanbul’u, Ankara’yı nasıl kazandıysak, tıpkı modelle cumhurbaşkanlığı seçimini de kazanacağız. Sık sık söylüyorum Millet İttifakı’nın adayı Türkiye’nin 13. cumhurbaşkanı olacak.”
İKİ BASAMAKLI AMAÇ
Akşener, “adayın belirlenmesi kademesinde bir sorun yaşanabilir mi” biçimindeki soruma da şu karşılığı verdi:
“Hayır. Bir sorun yaşanmaz. Millet İttifakı kimi aday gösterirse daima birlikte çalışırız ve seçimi alırız.”
Akşener, epey büyük olasılıkla seçime mevcut sistemle gidileceğini vurgulayarak, Millet İttifakı’nın gayesini iki basamakta gerçekleştirmeyi düşündüklerini söylemiş oldu. İki etaplı amacı şöyleki özetledi:
“Birinci etapta mevcut sistemde cumhurbaşkanlığı seçimini kazanacağız. Cumhurbaşkanlığı seçimini kazandıktan daha sonra sistem değişikliğine yöneleceğiz. Güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçeceğiz. Bu sisteme geçmek için evvel cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmamız gerekiyor. Bu hedefle canla başla çalışıyoruz ve toplumda da karşılığını görüyoruz. Bizim meselemiz şahıslarla değil sistemle. Bu sistemi değiştireceğiz, güçlendirilmiş parlamenter sistemi kuracağız.”
TEKİL KONUŞMA
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun birinci tekil şahıs olarak konuşması geçtiğimiz hafta tartışma konusu olmuştu. DÜZGÜN Parti’den Cihan Paçacı, Kılıçdaroğlu’nu, “madem ortak hükümet kuracağız evvel bizimle konuşması gerekmez mi” diyerek eleştirmişti. Lakin Kılıçdaroğlu bu husustaki sorumu yanıtlarken, “İttifaka hürmetim niçiniyle bu biçimde konuşuyorum. Ortaklaştığımız konularda çoğul konuşuyorum. çabucak hemen oturup konuşmadığımız, ortaklaşmadığımız konularda tekil konuşmam etik olmaz” demişti.
Akşener, dünkü sohbetimizde tıpkı hususta şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bu hususta da bir sorun yok. Sayın Kılıçdaroğlu da deklare etti. Cumhur İttifakı’nda hiç kimse kendi görüşünü söyleyemediği için Milet İttifakı’nda her insanın kendi görüşünü söyleyebilmesi sorun üzere yansıtılıyor. Millet İttifakı’nda demokrasi var. Cumhur İttifakı’nda ise herkes başkandan korkuyor. Cumhur İttifakı duygusal bir ittifak. İşte, ‘mezara kadar birlikteiz’ söylemi kullanıyorlar. Duygusal telaffuzlar. Biz ise Millet İttifakı olarak rasyonel bir ittifakız. İttifak ortasında her parti kendi kurumsal kimliğini şüphesiz koruyor. CHP yüz yıllık bir parti. Yerleşik kurumları, konseyleri, gelenekleri, telaffuzları var. Biz ise epey yeni bir partiyiz. Bu niçinle kimi vakit yeterli niyetle yapılmış açıklamalar yanlış da anlaşılabiliyor. Ancak dediğim üzere hiç bir sorun yok.”
İMAMOĞLU’NU FATİH’E BENZETME
Akşener’e, İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri Ekrem İmamoğlu için kullandığı, “Fatih de ‘ya ben İstanbul’u alırım ya İstanbul beni alır’ demişti” kelamıyla jest yapmasının akabinde başlayan, “Akşener’in adayı İmamoğlu” tartışmasını da sordum. Cevabı şu oldu:
“”
YARGILANIP AKLANSINLAR
Akşener’e 17/25 Aralık 2013 olayları daha sonrası istifa eden dört bakandan biri olan Erdoğan Bayraktar’ın yaptığı çıkışı da sordum. Bayraktar’ın, “tarafsız bir savcı evrakımı incelesin, şayet ‘yargılanması gerekir’ kararı çıkarsa ben büyük Divan’a gitmekten korkmam” kelamlarını anımsatarak değerlendirmesini sordum. Şu cevabı verdi:
“Eski bakanların yargıya gitmeleri, orada aklanmaları düzgün olur. En gerçek yol budur. Ben de Sayın Cemil Çiçek’in ve Sayın Ertuğrul Yalçınbayır’ın görüşlerine tümüyle katılıyorum. Meclis yargılanmanın yolunu tekrar açabilir. Bu yola başvurulabilir. O periyotta yargının her yerinde FETÖ’cü savcılar, yargıçlar vardı. Beşerler mahkemeye gitmekten çekiniyorlardı. Ancak artık o denli bir durum yok. FETÖ’cü savcılar, yargıçlar yok. Bu niçinle yargıya gidip aklanmaları en düzgün yoldur.”
Akşener, söyleşimizin sonunda, Millet İttifakı’nda sorun yaratma yahut bir sorun varmış üzere gösterme çabalarının yapay ve boş uğraşlar oluğunu vurguladı.