Vitra
New member
Ağacın gerçek yaşını ölçtü: Orman mühendisine mahpus cezası 2016 yılında TRT Haber’de yayınlanan bir belgeselde, Zonguldak’ın Alaplı ilçesine bağlı Gümeli beldesinde bulunan porsuk ağacının (Taxus Baccata) 4 bin 112 yaşında olduğu ve Bronz Çağı’nda filizlendiğinin saptandığı duyuruldu.
Türkiye’nin en yaşlı, dünyanınsa en yaşlı 5’inci ağacı olarak tanıtılan porsuk ağacının haberini alan Kırsal Etraf ve Ormancılık Sıkıntıları Araştırma Derneği’nden orman mühendisleri Salih Usta ve Ahmet Demirtaş, bölgeye giderek ağacı görmek istedi.
Ağaçtan modül alarak yaşını ölçen orman mühendisleri, ağacın 1950 ile 2000 yaş içinde olabileceğini tespit etti ve örneği İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi’ne de gönderdi. Durumu toplumsal medya hesabından paylaşan orman mühendislerine dava açıldı ve ceza aldılar.
soL’dan Aslı İnanmışık’ın haberine nazaran, Orman Mühendisi Ahmet Demirtaş, “anıt ağaca fiziki müdahalede bulunmak ve ziyan vermek”cilt 20 ay ceza aldıklarını söylemiş oldu. Demirtaş, “Biz yüzlerce ağacı anıt ağaç olarak tescil ettirmiş hâlâ daha da anıt ağaçlar konusunda çalışmalar yapan bir derneğiz. Yani bugüne kadar anıt ağaç hususta en çok yazı yazan, çalışma yapan bireyleri ‘anıt ağaca ziyan vermekten’ cezalandırmış oldular” diye konuştu.
‘Ağacın yaşı 1950 ile 2000 içinde’
Demirtaş olayı şöyleki anlattı:
“2016’da televizyonlarda bir belgesel gösterildi. ondan sonrasında gazetelere de yansıdı. Bu belgeselde Zongulak’ın Alaplı ilçesinde, 4112 yaşında Türkiye’nin en yaşlı Porsuk ağacının bulunduğu söylendi. Bu ağaç bununla birlikte dünyanın en yaşlı 5. ağacı diye de aktarıldı. Biz ormancılar bu haberi duyar duymaz gerçek dışı olduğunu düşünerek, Kırsal Etraf ve Ormancılık Problemleri Araştırma Derneği’nden bir küme arkadaş ağacı görmek istedik. 2017 yılında ağacı gidip gördük ve karot aldık. Yani ağacın yaşını ölçmek için gövdesinden biyopsi yapar üzere bir kesim çıkarttık. Aldığımız karotla bu ağacın yaşını tespit ettik. 1950 ile 2000 yaşı içinde olabileceğini iddia ettik. ondan sonrasında da İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi’ne gönderdik. Orada laboratuvarda yapılan yaş ölçümüyle bizim ölçümümüz örtüştü.
‘Bu iktidar her şeyi abartmayı sever’
1980-2000 yaşında olması da epeyce değerli bir ağaç olduğunu gösterir. Lakin 4112 yaşında değil sonuçta ve 2 katından fazla bir abartma var. Bu iktidar her şeyi abartmayı sever. ‘Dünyanın en büyük havalimanını yaptık’, ‘ En uzun köprüyü yaptık’ falan üzere. Bu ortada belgeseli yapanların bir kısmı Ulusal Parklar Zonguldak Şube Müdürlüğü’nde bürokrat, bir kısmı da Trabzon Orman Fakültesi’nde akademisyen.
Sonuç itibariyle biz bunu açığa çıkarmış olduk. Salih Usta arkadaşımız olayı paylaşınca, Ulusal Parklar Zonguldak Şube Müdürlüğü hakkımızda hata duyurusunda bulundu. Kabahat duyurusundan daha sonra söz verdik ve dava açıldı. 2020 yılının sonunda davanın son duruşması görüldü. Bize 24 ay ceza verildi. ‘İyi hâl’den 20 aya indirildi ceza ve bu biçimdelikle mahpus yatmadık. Cezaya münasebet de 2863 sayılı yasaya göre, ‘anıt ağaca fiziki müdahalede bulunmak ve ziyan vermek’ olarak belirtildi. Fakat esasen bizim ölçümüzden 6 ay daha sonra Etraf ve Şehircilik Bakanlığı kelam konusu ağacı anıt ağaç olarak tescil etti
‘Karot alarak yaş tayini yapmak ağaca ziyan vermiyor’
Mahkemeye ağaçlardan karot alınarak yaş tayini yapmanın ağaca ziyan vermediği bilgisinin yer aldığına ait bir rapor da sunduk. Ayrıyeten ağaç o tarihte anıt ağaç olmadığı için Etraf ve Şehircilik Bakanlığı’nın mahkemeye müdahil olma yetkisi de aslında yoktu. Buna karşın mahkeme anıt ağaç olarak değerlendirip ceza verdi
‘Yarım asırdır ağaçları korumak için gayret ediyoruz’
Biz yüzlerce ağacı anıt ağaç olarak tescil ettirmiş hâlâ daha da anıt ağaçlar konusunda çalışmalar yapan bir derneğiz. Yani bugüne kadar anıt ağaç bahiste bugüne kadar en hayli yazı yazan, çalışma yapan bireyleri ‘anıt ağaca ziyan vermekten’ cezalandırmış oldular. Mahkeme sonucu yazılı hale getirmek için 8 ay bekledi. Biz de Ekim ayında cezaya itiraz edebildik, dava istinaf mahkemesine gitti. İstinaftan nasıl bir karar çıkacağını merakla bekliyoruz.
Biz orman mühendisiyiz, ağaçların yaşını karot alarak ölçeriz. Yarım asırdır ağaçları korumak için uğraş ediyoruz. Bu işi yapmaya da devam edeceğiz”
Türkiye’nin en yaşlı, dünyanınsa en yaşlı 5’inci ağacı olarak tanıtılan porsuk ağacının haberini alan Kırsal Etraf ve Ormancılık Sıkıntıları Araştırma Derneği’nden orman mühendisleri Salih Usta ve Ahmet Demirtaş, bölgeye giderek ağacı görmek istedi.
Ağaçtan modül alarak yaşını ölçen orman mühendisleri, ağacın 1950 ile 2000 yaş içinde olabileceğini tespit etti ve örneği İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi’ne de gönderdi. Durumu toplumsal medya hesabından paylaşan orman mühendislerine dava açıldı ve ceza aldılar.
soL’dan Aslı İnanmışık’ın haberine nazaran, Orman Mühendisi Ahmet Demirtaş, “anıt ağaca fiziki müdahalede bulunmak ve ziyan vermek”cilt 20 ay ceza aldıklarını söylemiş oldu. Demirtaş, “Biz yüzlerce ağacı anıt ağaç olarak tescil ettirmiş hâlâ daha da anıt ağaçlar konusunda çalışmalar yapan bir derneğiz. Yani bugüne kadar anıt ağaç hususta en çok yazı yazan, çalışma yapan bireyleri ‘anıt ağaca ziyan vermekten’ cezalandırmış oldular” diye konuştu.
‘Ağacın yaşı 1950 ile 2000 içinde’
Demirtaş olayı şöyleki anlattı:
“2016’da televizyonlarda bir belgesel gösterildi. ondan sonrasında gazetelere de yansıdı. Bu belgeselde Zongulak’ın Alaplı ilçesinde, 4112 yaşında Türkiye’nin en yaşlı Porsuk ağacının bulunduğu söylendi. Bu ağaç bununla birlikte dünyanın en yaşlı 5. ağacı diye de aktarıldı. Biz ormancılar bu haberi duyar duymaz gerçek dışı olduğunu düşünerek, Kırsal Etraf ve Ormancılık Problemleri Araştırma Derneği’nden bir küme arkadaş ağacı görmek istedik. 2017 yılında ağacı gidip gördük ve karot aldık. Yani ağacın yaşını ölçmek için gövdesinden biyopsi yapar üzere bir kesim çıkarttık. Aldığımız karotla bu ağacın yaşını tespit ettik. 1950 ile 2000 yaşı içinde olabileceğini iddia ettik. ondan sonrasında da İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi’ne gönderdik. Orada laboratuvarda yapılan yaş ölçümüyle bizim ölçümümüz örtüştü.
‘Bu iktidar her şeyi abartmayı sever’
1980-2000 yaşında olması da epeyce değerli bir ağaç olduğunu gösterir. Lakin 4112 yaşında değil sonuçta ve 2 katından fazla bir abartma var. Bu iktidar her şeyi abartmayı sever. ‘Dünyanın en büyük havalimanını yaptık’, ‘ En uzun köprüyü yaptık’ falan üzere. Bu ortada belgeseli yapanların bir kısmı Ulusal Parklar Zonguldak Şube Müdürlüğü’nde bürokrat, bir kısmı da Trabzon Orman Fakültesi’nde akademisyen.
Sonuç itibariyle biz bunu açığa çıkarmış olduk. Salih Usta arkadaşımız olayı paylaşınca, Ulusal Parklar Zonguldak Şube Müdürlüğü hakkımızda hata duyurusunda bulundu. Kabahat duyurusundan daha sonra söz verdik ve dava açıldı. 2020 yılının sonunda davanın son duruşması görüldü. Bize 24 ay ceza verildi. ‘İyi hâl’den 20 aya indirildi ceza ve bu biçimdelikle mahpus yatmadık. Cezaya münasebet de 2863 sayılı yasaya göre, ‘anıt ağaca fiziki müdahalede bulunmak ve ziyan vermek’ olarak belirtildi. Fakat esasen bizim ölçümüzden 6 ay daha sonra Etraf ve Şehircilik Bakanlığı kelam konusu ağacı anıt ağaç olarak tescil etti
‘Karot alarak yaş tayini yapmak ağaca ziyan vermiyor’
Mahkemeye ağaçlardan karot alınarak yaş tayini yapmanın ağaca ziyan vermediği bilgisinin yer aldığına ait bir rapor da sunduk. Ayrıyeten ağaç o tarihte anıt ağaç olmadığı için Etraf ve Şehircilik Bakanlığı’nın mahkemeye müdahil olma yetkisi de aslında yoktu. Buna karşın mahkeme anıt ağaç olarak değerlendirip ceza verdi
‘Yarım asırdır ağaçları korumak için gayret ediyoruz’
Biz yüzlerce ağacı anıt ağaç olarak tescil ettirmiş hâlâ daha da anıt ağaçlar konusunda çalışmalar yapan bir derneğiz. Yani bugüne kadar anıt ağaç bahiste bugüne kadar en hayli yazı yazan, çalışma yapan bireyleri ‘anıt ağaca ziyan vermekten’ cezalandırmış oldular. Mahkeme sonucu yazılı hale getirmek için 8 ay bekledi. Biz de Ekim ayında cezaya itiraz edebildik, dava istinaf mahkemesine gitti. İstinaftan nasıl bir karar çıkacağını merakla bekliyoruz.
Biz orman mühendisiyiz, ağaçların yaşını karot alarak ölçeriz. Yarım asırdır ağaçları korumak için uğraş ediyoruz. Bu işi yapmaya da devam edeceğiz”