Sarr
Active member
Çaykur Rizespor’da daha evvel forma giyen ve Rizeli olan Abdullah Avcı, 29 Ekim Cuma günü Trabzonspor ile Çaykur Rizespor içinde oynanacak müsabaka öncesi TSYD Trabzon Şubesi Mecmuası’na röportaj verdi.
Avcı, yörenin insanlarının aslında birbirine epey yakın olduğunu belirterek, şöyleki devam etti:
“İnsani olarak duygusal her iki tarafın insanı da. Hislerini olumlu ya da olumsuz, hiç ortası olmadan ya tabanda ya da dorukta yaşıyorlar. Dışarıdan rekabet var üzere de gözükse yakın olduklarını düşünüyorum. Kent olarak natürel ki Trabzon kentinin büyük bir kent olması kenti daha farklı kılıyor. Futbol açısından baktığımda da orada futbol oynamış, burada da teknik adamlık yapıyorum. Trabzon futbolda epey kıymetli işler yapmış, kent biraz daha büyük lakin yörenin insanlarının hisleri bence epeyce yakın birbirine. Bu yörenin insanı olarak onları epey ayırt edemiyorum.”
Avcı, hayatında iki defa İstanbul dışına çıktığını kaydederek, “Biri futbolcu olarak Rizespor’a, başkası teknik adam olarak Trabzon’a. Benim için ikisi de fazlaca hoş. Düzgün anıların olduğu, dostlukların olduğu, samimiyetin olduğu, 30 sene evvelden de bugün de birebir hislerle birlikte olduğumuz arkadaşlıkların en hoşunu yaşatan iki kent.” halinde görüş belirtti.
“Rizespor’un 1. Lig’e çıkmasında, şampiyonluklarında Trabzonspor’dan transfer edilen oyuncular görüyoruz. Trabzonspor’un şampiyonluk senelerında da Rize’den minibüslerle gelen taraftarların takviyesini biliyoruz. yine bu eski günler bu eski hava nasıl yakalanabilir?” biçimindeki bir soru üzerine Avcı, şunları söylemiş oldu:
“Bunlara umarız biz vesile oluruz. Ben bir Rizeli olarak Trabzon’a gelirken takviye veren de vardı, gitme diyen de vardı. Ben de şu ifadeyi kullandım; ‘Ben Rize ile Trabzon içindeki köprüyü oluşturacağım, onun için gidiyorum.’ dedim. 72 kilometreyi daha da yakınlaştırmaya çalışıyorum. Artık artık yollar yapıldı, uzaklıklar kısaldı. Bence hisler da tıpkı biçimde. Birbirine yakın yörenin insanları, sahiden birbirine yakın his ve kanıları var. Eskide kalmış, geçmişte kalmış şeyleri bugüne taşımanın bence hiç bir manası yok.”
-“O arkadaş kümesinde fazla para yoktu, bölüşerek yiyorduk”
Avcı, Çaykur Rizespor’da forma giyerken Trabzonlu grup arkadaşlarının da bulunduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Üst seviye bağlıydık birbirimize. esasen saha ortasında fazlaca güzel anlaşıyorduk, saha haricinde da daima birliktedik ve maddi-manevi epey şeyleri paylaşıyorduk. bu biçimde tesis kavramı yoktu. örneğin bu o periyotta vardı. Tesisin ortasında tesis mi diyeyim ona artık lojman mı diyeyim yani orada o kadar içten günlerimiz geçiyordu ki her şeyi birlikte yapıyorduk. O arkadaş gurubunda açıkçası fazla para yoktu. Ortaklaşa bir şeyler alır yahut dışarıdan yaptırıp, bölüşerek yiyorduk. Fakat hayli samimi ve eğlenceli, unutulmaz günlerdi. Trabzon’da uçaktan inip, belediye otobüsüyle 1. Lig (Şimdiki ismiyle Harika Lig) futbolcusu olarak Rize’ye gittiğimi hatırlıyorum. kimi vakit tez olunca taksi tutup gittiğim de vardır. Bu bugün olur mu, olmaz yani!”
– “İlk deplasmanda trafik kazası”
Avcı, Rizespor’a transfer olduktan daha sonra birinci deplasman maçına giderken kaza geçirdiklerini belirterek, “Aslında olumsuz bir şey üzere gözüken lakin sonunda olumluya dönen bir kaza yapmıştık. Denizli deplasmanı birinci maçımız… Denizli deplasmanına giderken otobüs Of’ta devrildi. Biz otobüsün içerisindeyiz. O denli eşofmanlarımız falan yok. Bende kot gömlek var, onda öbür bir ceket var falan o denli gidiyoruz deplasmana. Otobüsün tekerlekleri havada sırtı yerdeydi. Herkes birbirine soruyor ‘Bir şey var mı, bir şey var mı?’ diye. Allah’a şükürler olsun kazasız belasız atlattığımız kazaydı. O hafta tehir olmuştu maçımız. Oradan sağ çıktığımız için epey şanslıydık.” tabirlerini kullandı.
Avcı, yörenin insanlarının aslında birbirine epey yakın olduğunu belirterek, şöyleki devam etti:
“İnsani olarak duygusal her iki tarafın insanı da. Hislerini olumlu ya da olumsuz, hiç ortası olmadan ya tabanda ya da dorukta yaşıyorlar. Dışarıdan rekabet var üzere de gözükse yakın olduklarını düşünüyorum. Kent olarak natürel ki Trabzon kentinin büyük bir kent olması kenti daha farklı kılıyor. Futbol açısından baktığımda da orada futbol oynamış, burada da teknik adamlık yapıyorum. Trabzon futbolda epey kıymetli işler yapmış, kent biraz daha büyük lakin yörenin insanlarının hisleri bence epeyce yakın birbirine. Bu yörenin insanı olarak onları epey ayırt edemiyorum.”
Avcı, hayatında iki defa İstanbul dışına çıktığını kaydederek, “Biri futbolcu olarak Rizespor’a, başkası teknik adam olarak Trabzon’a. Benim için ikisi de fazlaca hoş. Düzgün anıların olduğu, dostlukların olduğu, samimiyetin olduğu, 30 sene evvelden de bugün de birebir hislerle birlikte olduğumuz arkadaşlıkların en hoşunu yaşatan iki kent.” halinde görüş belirtti.
“Rizespor’un 1. Lig’e çıkmasında, şampiyonluklarında Trabzonspor’dan transfer edilen oyuncular görüyoruz. Trabzonspor’un şampiyonluk senelerında da Rize’den minibüslerle gelen taraftarların takviyesini biliyoruz. yine bu eski günler bu eski hava nasıl yakalanabilir?” biçimindeki bir soru üzerine Avcı, şunları söylemiş oldu:
“Bunlara umarız biz vesile oluruz. Ben bir Rizeli olarak Trabzon’a gelirken takviye veren de vardı, gitme diyen de vardı. Ben de şu ifadeyi kullandım; ‘Ben Rize ile Trabzon içindeki köprüyü oluşturacağım, onun için gidiyorum.’ dedim. 72 kilometreyi daha da yakınlaştırmaya çalışıyorum. Artık artık yollar yapıldı, uzaklıklar kısaldı. Bence hisler da tıpkı biçimde. Birbirine yakın yörenin insanları, sahiden birbirine yakın his ve kanıları var. Eskide kalmış, geçmişte kalmış şeyleri bugüne taşımanın bence hiç bir manası yok.”
-“O arkadaş kümesinde fazla para yoktu, bölüşerek yiyorduk”
Avcı, Çaykur Rizespor’da forma giyerken Trabzonlu grup arkadaşlarının da bulunduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Üst seviye bağlıydık birbirimize. esasen saha ortasında fazlaca güzel anlaşıyorduk, saha haricinde da daima birliktedik ve maddi-manevi epey şeyleri paylaşıyorduk. bu biçimde tesis kavramı yoktu. örneğin bu o periyotta vardı. Tesisin ortasında tesis mi diyeyim ona artık lojman mı diyeyim yani orada o kadar içten günlerimiz geçiyordu ki her şeyi birlikte yapıyorduk. O arkadaş gurubunda açıkçası fazla para yoktu. Ortaklaşa bir şeyler alır yahut dışarıdan yaptırıp, bölüşerek yiyorduk. Fakat hayli samimi ve eğlenceli, unutulmaz günlerdi. Trabzon’da uçaktan inip, belediye otobüsüyle 1. Lig (Şimdiki ismiyle Harika Lig) futbolcusu olarak Rize’ye gittiğimi hatırlıyorum. kimi vakit tez olunca taksi tutup gittiğim de vardır. Bu bugün olur mu, olmaz yani!”
– “İlk deplasmanda trafik kazası”
Avcı, Rizespor’a transfer olduktan daha sonra birinci deplasman maçına giderken kaza geçirdiklerini belirterek, “Aslında olumsuz bir şey üzere gözüken lakin sonunda olumluya dönen bir kaza yapmıştık. Denizli deplasmanı birinci maçımız… Denizli deplasmanına giderken otobüs Of’ta devrildi. Biz otobüsün içerisindeyiz. O denli eşofmanlarımız falan yok. Bende kot gömlek var, onda öbür bir ceket var falan o denli gidiyoruz deplasmana. Otobüsün tekerlekleri havada sırtı yerdeydi. Herkes birbirine soruyor ‘Bir şey var mı, bir şey var mı?’ diye. Allah’a şükürler olsun kazasız belasız atlattığımız kazaydı. O hafta tehir olmuştu maçımız. Oradan sağ çıktığımız için epey şanslıydık.” tabirlerini kullandı.