Vitra
New member
9 parti Erbakan anmasında buluştu Saadet Partisi, eski genel lider ve başbakan Prof. Dr. Necmettin Erbakan‘ın vefatının 10. yıldönümünde Anma Programı düzenlendi. “Yaşanabilir Türkiye” sloganıyla düzenlenen Erbakan’ı Anma ve Manaya Programına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere tüm siyasi parti başkanları davet edildi.
Ankara’da bir otelde ve pandemi şartları niçiniyle sonlu sayıda iştirakçi ile saat 19.30’da başlayan anma toplantısına CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, HDP Eş Genel Lideri Mithat Sancar, Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet Davutoğlu, DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, Demokrat Parti Genel Lideri Gültekin Uysal, AKP Genel Lider Yardımcısı Yetenekli Ünal, GÜZEL Parti Genel Lider Yardımcısı Nuri Okutan, BBP Genel Lider Yardımcısı Tevfik Eren partilerini temsilen katıldı.
Merasime katılan isimler içinde Ankara Büyükşehir Belediye Lideri Mansur Yavaş da yer aldı.
Necmettin Erbakan ile ilgili bir görüntü göskavramının de yapıldığı merasimde birinci konuşmayı yapan Saadet Partisi Genel Lideri Temel Karamollaoğlu, bu yıl farklı bir tarafıyla Erbakan’ı anlamaya, değerlendirmeye çalışacaklarını lisana getirdi.
Karamollaoğlu, “10 yıldır nizamlı bir biçimde gerçekleştirdiğimiz bu etkinliklerde ilim adamı olarak Erbakan’ı anlamaya çalıştık. Bir yıl fikir adamı olarak Erbakan’ı anlamaya çalıştık, siyaset ve devlet adamı olarak da Erbakan’ı anlamaya çalıştık. Bir yıl dürüstlük ve nezaketini bir öbür yıl ahlak ve adalet anlayışını yorumlayarak hayat uğraşından ve yaşantısından dersler çıkarmaya çalıştık. Bu yıl ise Erbakan Hocamızın en kıymetli maksatlarından birisi olan ‘Yaşanabilir Bir Türkiye’ amacını anlamaya değerlendirmeye çalışacağız” dedi.
‘Erbakan gayretini üç evreli bir gaye üzerine inşa etti’
Karamollaoğlu, Erbakan’ın, bütün uğraşını ve siyasetini üç evreli bir amaç üzerine inşa ettiğini söz ederek, kelamlarını şu biçimde sürdürdü:
“İlk etapta yaşanabilir bir Türkiye. İkinci basamakta, yaşanabilir bir Türkiye’nin oluşturulması üzerine doğacak bir daha büyük Türkiye. Üçüncü evrede ise adalet üzerine inşa edilmiş bir yeni dünya kurmaktı. Zira yaşanabilir bir Türkiye’yi kurmadan bir daha büyük Türkiye’yi, bir daha büyük Türkiye’yi kurmadan da bütün insanlığın refah ve saadet bulacağı yeni bir dünyayı kurmak, inşa etmek mümkün değil. Biz, yaşanabilir bir Türkiye denince maddi ve manevi taraftan kalkınmış bir Türkiye’yi anlıyoruz. Maddiyat ve maneviyat bir kuşun iki kanadı üzeredir. Nasıl ki tek kanatlı bir kuş uçamazsa tek taraflı bir kalkınma da topluma kamil manada huzur ve barış getiremez. Biz, yaşanabilir bir Türkiye denince yerli ve ulusal bir duruş anlıyoruz”
‘Bugünlerde neredeyse herkes Ulusal Görüşçü, herkes Erbakancı’
Karamollaoğlu, Saadet Partisi’nin çizgisinin Erbakan’ın çizgisi olduğunu, Erbakan’ın hiç bir vakit kimseyi ötekileştirmediğine söylemiş oldu.
Karamollaoğlu, “Bugünlerde neredeyse herkes ulusal görüşçü, herkes Erbakancı. Bu, bizi emin olun mutlu ediyor. Lakin kimse Erbakancılık ismi altında Saadet Partisi’ne de ayar vermeye kalkmamalıdır diye düşünüyoruz. O denli yağma yok. Necmettin Erbakan Hocamız vefat ettiğinde Saadet Partimizin Genel Lideri idi. Bugün ulusal görüşçü olmanın, Erbakan’ın yolundan gitmenin, Erbakan’ın çizgisini takip etmenin tek ölçüsü var, o da Saadet Partili olmak” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu: Erbakan’ın hocalığı yalnızca akademik unvan değil
“Bir Cumhuriyet çocuğu olan” Necmettin Erbakan’ın hocalığının yalnızca bir akademik unvan olmadığını söyleyen CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Onun hocalığı üniversite kürsülerine sıkışmış bir akademisyen-öğrenci alakası de değildir. Onun hocalığı, beraberinde ömrünü verdiği bir siyasi hareketin, siz bedelli mensuplarını vatan, millet ve bayrak sevgisi ile bir ortaya getirmiş ulusal bir görüşün hocalığıydı. Onun hocalığı, Ulusal Nizam Partisi’nden Ulusal Selamet Partisi’ne ve 12 Eylül daha sonrasında sırasıyla Refah, Fazilet ve Saadet Partisine kadar uzanan bir kararlılığın hocalığıydı” halinde konuştu.
Kılıçdaroğlu, Nazım Hikmet‘in “Yaşamak bir ağaç üzere tek ve hür ve bir orman üzere kardeşçesine” dizelerini okuyarak, konuşmasına şu biçimde devam etti:
“Her birimiz bir ağaç üzere tek ve hür olacağız fakat bir orman üzere kardeşçe yaşayacağız. Pekala bunu nasıl sağlayacağız? Yaşanabilir bir Türkiye yaratabilmenin en kıymetli kaidesi şudur, kimseyi kendimize benzetmeye çalışmayacağız. Birilerinin de bizleri kendisine benzetmek istemesine karşı duracağız. Farklı olacağız lakin birlikte olacağız. Tıpkı bir orkestranın tıpkı ezgide birleşen enstrümanları üzere olacağız. Nedir o ezgi? O ezgi demokratik, laik, toplumsal bir hukuk devletine bağlılıktır, o ezgi, kuvvetler ayrılığının gerekliliğine inanmaktır, o ezgi fikir ve tabir özgürlüğünü, din ve vicdan özgürlüğünü, medya özgürlüğünü, insan haklarını fakat, fakat, ancak, lakin ile başlayan bir cümle kurmaksızın kayıtsız koşulsuz savunmaktır. O ezgi, yatağa tek bir çocuğun dahi aç girmeyeceği bir Türkiye için çalışmaktır”
‘Mavi Vatan’dan kelam ediyorsak Ecevit ve Erbakan’ın yardımıyla’
Farklılıklarla bir ortaya gelip Türkiye’nin birfazlaca meselesini çözebilmiş olmanın bir öbür meselain de 26 Ocak 1974’te kurulan Birinci Ecevit Hükümeti yani Cumhuriyet Halk Partisi-Milli Selamet Partisi Koalisyonu olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “11 aylık kısa ömrüne karşın bu koalisyon hükümeti, Türkiye ve bölgenin geleceği açısından tarihi adımlar atmayı başarmıştır. Bu muvaffakiyetlerin elbet en mühimleri 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekatı ve devamıdır. Bu harekat Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin temellerini atmıştır ve bugün Mavi Vatan’dan kelam ediyorsak bu, Ecevit ve Erbakan’ın yardımıyladir. Bu koalisyonun Kıbrıs Barış Harekatı ile haşhaş ekiminin özgür bırakılması da dahil tarihi nitelikteki bir fazlaca icraatı kadar kıymetli bir diğer niteliği daha var” dedi.
‘Tüm kırgınlıkları ve acıları gidermeliyiz’
Cumhuriyet Halk Partisi-Milli Selamet Partisi protokolünde yer alan unsurları anımsatan Kılıçdaroğlu, şu biçimde konuştu:
“Belki de bu koalisyonun hangi hislerle kurulduğunun en somut sözü 3. hususunda yer almaktadır. ‘CHP-MSP koalisyon hükümeti, kırgınlık ve acıları gidererek bütün geçmişin bir yana bırakılmasını, karşılıklı bağışlama ve müsamahaya dayanan bir kardeşlik ortamının kurulmasını birinci misyon sayar.’ Bugün de muhtaçlığımız olan budur, tüm kırgınlıkları ve acıları gidermeliyiz. Bütün bir geçmişi bir yana bırakarak helalleşmeliyiz. Biz dostlarımızla bir arada yaşanabilir bir Türkiye’yi kuracağımıza inanıyoruz lakin bugün dostlarımızın içinde saymadıklarımızı da düşmanlarımız olarak görmüyoruz”
Türkiye’nin ortasında bulunduğu temel meselelerin tahlilinin, ekonomik buhrandan çıkabilmenin tek yolunun daha fazla demokrasi olduğunu lisana getiren Kılıçdaroğlu, “Tıpkı bu salonda olduğu üzere farklılıklarımızın birer zenginlik olduğu şuuruyla istişare ederek, aklımızı kullanarak, hakkın galip gelmesini, batılın zail olmasını sağlayabiliriz” tabirlerini kullandı.
Uzman Ünal: Erbakan milletin evladı
AKP Genel Lider Yardımcısı Yetenekli Ünal ise Erbakan’ı bilim insanı, devlet adamı ve ilham olmuş bir ufuk insanı olarak nitelendirdi.
Erbakan’ın biyografisinden en hayli etkilendiği insanlardan birisi olduğunu lisana getiren Ünal, “Öğrenciliğine baktığınızda, üniversite ömrüne baktığınızda, akademik hayatına baktığınızda disipliniyle kendi inşa ettiği pahaları ve karakteriyle ilham veren bir insan olmuştur” tabirlerini kullandı.
Ünal, Erbakan’ın yalnızca bir siyasi görüşün değil “milletin evladı” olarak anılan, yad edilen ve minnet, rahmetle anılan bir insan olduğunu söylemiş oldu.
Necmettin Erbakan’ın siyasetin üzerinde bir kıymet olduğunu belirten Ünal, “Onun heyecanını, onun uğraşını, onun verdiği arbedeyi bu milletin ruhunun bir kesimi olarak görüyor ve karşısında hürmet ile eğiliyorum” dedi.
Sancar: Unsurlu duruşuyla siyasette kıymetli izler bıraktı
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Lideri Mithat Sancar, Erbakan’ın siyasi geleneğine ve çizgisine bağlılığıyla, Türkiye’nin temel sıkıntılarına demokrasi ortasında tahlil aramak için çabaladığını söylemiş oldu.
Sancar, Erbakan’ın demokrasi dışı teşebbüsler karşısında sergilediği prensipli duruşuyla siyasette kıymetli izler ve pahalı bir miras bıraktığını belirtti.
Demokrat Parti Genel Lideri Gültekin Uysal da “Bu büyük mecranın içerisinden gelerek bugün Necmettin Erbakan Hocamızın bilhassa sosyoloji çevre-merkez münasebeti diyebileceğimiz bir bağın içerisinde etrafın taleplerini, merkezin içerisinden çıkarak yeterli yetişmiş kentli bir muhafazakarlık anlayışı içerisinde açtığı bu çığırı, Türk milleti ismine, Türk tefekkür hayatı ismine ben de önemsiyorum” dedi.
Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet Davutoğlu ise “Muhterem Başbakanımız, hocamız, iki dünya savaşı içinde doğdu. Yani dinlerin ve inançların artık bittiği ve ideolojilerin yükseldiğine inanıldığı, dinlerin sonu tezinin hakim olduğu bir dünyaya doğdu. Bütün dünyada sosyalizm, faşizm ve ideolojiler yükseliyordu ve dinlerin gorece bir düşüşü yaşanıyordu. Ülkemizde de bunun yansımaları vardı. Bilgi sistemleri ile inanç sistemlerinin uzlaşamayacağı bir kanaatin ortasında, bütün eğitim ömründe bir ilim adamı olarak kendisinden ilham aldığım bir yaklaşımla altını çizerek söylüyorum, bilgi ile inancın, fikir ile imanın çatışmayacağını göstermek üzere yola çıktı. Bunu hakkıyla gösterdi” tabirlerini kullandı.
Babacan: Erbakan’ın siyasi nezaketine muhtaçlık var
DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan ise Erbakan’ın siyasi ömründen örnekler vererek, şunları söylemiş oldu:
“Bugün merhum Necmettin Erbakan’ın siyasi nezaketine, öbür partilerle diyalog tabanından kopmayışına, hürmet sonlarını ihlal etmeyen siyasi çaba üslubuna her zamankinden daha fazla muhtaçlık vardır. Ülkemize sıkıntılarının tahlilini yalnızca legal demokratik siyaset yerinde aramaya gereksinim vardır. Güçler ayrımını ve hukukun üstünlüğünü emsalsiz bir biçimde yaşatmaya gereksinim vardır. Hem şiddete karşı tıpkı vakitte hak ihlallerine karşı odunsuz net bir duruşa gereksinim vardır”
Erdoğan: Türk siyasi tarihine damga vurdu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da anma programı için Temel Karamollaoğlu’na yazılı ileti gönderdi.
Davet için teşekkür eden Erdoğan, “Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızı bir kere daha rahmetle, hasretle yâd ediyorum. ‘Yaşanabilir Türkiye’ teması altında düzenlenecek aktifliklerin merhum Hocamızın fikriyatını, kişiliğini, dava aşkını, ümmet şuurunu, ülkeye ve millete hizmet sevdasını manaya bakımından hayırlara vesile olasını diliyorum” dedi.
“Hocamız, gerek Ulusal Görüş hareketinin kurucusu, gerekse 54’üncü Hükümetin Başbakanı olarak Türk siyasi tarihine damgasını vurmuştur” diyen Erdoğan, şöyleki devam etti:
“Hocamız, maruz kaldığı onca hukuksuzluğa karşın, uğraşını demokratik yerde yürüterek, ülkemizde sivil siyasetin güçlenmesine katkı sağlamıştır. Kuruluşuna liderlik ettiği D-8 teşebbüsü ile hem mevcut global sistemdeki çarpıklıkları gözler önüne sermiş birebir vakitte İslâm’ın adalete, hakkaniyete, barışa ve işbirliğine dayalı dünya tasavvurunu tüm insanlığın gündemine taşımıştır.
18 yıldır sürdürdüğümüz hizmet seyahatimizde, bilhassa savunma sanayii alanında hayata geçirdiğimiz tarihi projelerde, Hocamızın çabalarından ebediyen ilham aldık. 86 yıllık mahzunluğun akabinde Ayasofya’yı bir daha ibadete açarak, Sultan Fatih’in vasiyeti yerine getirme yanında Erbakan Hocamızın en büyük hayalini de gerçeğe dönüştürdük.
Türkiye’yi, Merhum Hocamızın da uğruna ömrünü adadığı gayeleriyle buluşturana dek durmayacak, inşallah 94 ruhu ve 2053 vizyonuyla çalışmaya devam edeceğiz. Bu kanılarla Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamıza Allah’tan rahmet diliyor, programa iştirak eden tüm kardeşlerime en kalbi selam ve muhabbetlerimi sunuyorum”
Programda, TBMM Lideri Mustafa Şentop‘un gönderdiği telgraf da okundu, DÜZGÜN Parti Genel Lider Yardımcısı Nuri Okutan, BBP Genel Lider Yardımcısı Tevfik Eren, İran İslam Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçisi Mohammed Farazmand ve Pakistan İslam Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçisi Muhammed Sirus Seccad Gazi birer konuşma yaptı.
Ankara’da bir otelde ve pandemi şartları niçiniyle sonlu sayıda iştirakçi ile saat 19.30’da başlayan anma toplantısına CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, HDP Eş Genel Lideri Mithat Sancar, Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet Davutoğlu, DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, Demokrat Parti Genel Lideri Gültekin Uysal, AKP Genel Lider Yardımcısı Yetenekli Ünal, GÜZEL Parti Genel Lider Yardımcısı Nuri Okutan, BBP Genel Lider Yardımcısı Tevfik Eren partilerini temsilen katıldı.
Merasime katılan isimler içinde Ankara Büyükşehir Belediye Lideri Mansur Yavaş da yer aldı.
Necmettin Erbakan ile ilgili bir görüntü göskavramının de yapıldığı merasimde birinci konuşmayı yapan Saadet Partisi Genel Lideri Temel Karamollaoğlu, bu yıl farklı bir tarafıyla Erbakan’ı anlamaya, değerlendirmeye çalışacaklarını lisana getirdi.
Karamollaoğlu, “10 yıldır nizamlı bir biçimde gerçekleştirdiğimiz bu etkinliklerde ilim adamı olarak Erbakan’ı anlamaya çalıştık. Bir yıl fikir adamı olarak Erbakan’ı anlamaya çalıştık, siyaset ve devlet adamı olarak da Erbakan’ı anlamaya çalıştık. Bir yıl dürüstlük ve nezaketini bir öbür yıl ahlak ve adalet anlayışını yorumlayarak hayat uğraşından ve yaşantısından dersler çıkarmaya çalıştık. Bu yıl ise Erbakan Hocamızın en kıymetli maksatlarından birisi olan ‘Yaşanabilir Bir Türkiye’ amacını anlamaya değerlendirmeye çalışacağız” dedi.
‘Erbakan gayretini üç evreli bir gaye üzerine inşa etti’
Karamollaoğlu, Erbakan’ın, bütün uğraşını ve siyasetini üç evreli bir amaç üzerine inşa ettiğini söz ederek, kelamlarını şu biçimde sürdürdü:
“İlk etapta yaşanabilir bir Türkiye. İkinci basamakta, yaşanabilir bir Türkiye’nin oluşturulması üzerine doğacak bir daha büyük Türkiye. Üçüncü evrede ise adalet üzerine inşa edilmiş bir yeni dünya kurmaktı. Zira yaşanabilir bir Türkiye’yi kurmadan bir daha büyük Türkiye’yi, bir daha büyük Türkiye’yi kurmadan da bütün insanlığın refah ve saadet bulacağı yeni bir dünyayı kurmak, inşa etmek mümkün değil. Biz, yaşanabilir bir Türkiye denince maddi ve manevi taraftan kalkınmış bir Türkiye’yi anlıyoruz. Maddiyat ve maneviyat bir kuşun iki kanadı üzeredir. Nasıl ki tek kanatlı bir kuş uçamazsa tek taraflı bir kalkınma da topluma kamil manada huzur ve barış getiremez. Biz, yaşanabilir bir Türkiye denince yerli ve ulusal bir duruş anlıyoruz”
‘Bugünlerde neredeyse herkes Ulusal Görüşçü, herkes Erbakancı’
Karamollaoğlu, Saadet Partisi’nin çizgisinin Erbakan’ın çizgisi olduğunu, Erbakan’ın hiç bir vakit kimseyi ötekileştirmediğine söylemiş oldu.
Karamollaoğlu, “Bugünlerde neredeyse herkes ulusal görüşçü, herkes Erbakancı. Bu, bizi emin olun mutlu ediyor. Lakin kimse Erbakancılık ismi altında Saadet Partisi’ne de ayar vermeye kalkmamalıdır diye düşünüyoruz. O denli yağma yok. Necmettin Erbakan Hocamız vefat ettiğinde Saadet Partimizin Genel Lideri idi. Bugün ulusal görüşçü olmanın, Erbakan’ın yolundan gitmenin, Erbakan’ın çizgisini takip etmenin tek ölçüsü var, o da Saadet Partili olmak” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu: Erbakan’ın hocalığı yalnızca akademik unvan değil
“Bir Cumhuriyet çocuğu olan” Necmettin Erbakan’ın hocalığının yalnızca bir akademik unvan olmadığını söyleyen CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Onun hocalığı üniversite kürsülerine sıkışmış bir akademisyen-öğrenci alakası de değildir. Onun hocalığı, beraberinde ömrünü verdiği bir siyasi hareketin, siz bedelli mensuplarını vatan, millet ve bayrak sevgisi ile bir ortaya getirmiş ulusal bir görüşün hocalığıydı. Onun hocalığı, Ulusal Nizam Partisi’nden Ulusal Selamet Partisi’ne ve 12 Eylül daha sonrasında sırasıyla Refah, Fazilet ve Saadet Partisine kadar uzanan bir kararlılığın hocalığıydı” halinde konuştu.
Kılıçdaroğlu, Nazım Hikmet‘in “Yaşamak bir ağaç üzere tek ve hür ve bir orman üzere kardeşçesine” dizelerini okuyarak, konuşmasına şu biçimde devam etti:
“Her birimiz bir ağaç üzere tek ve hür olacağız fakat bir orman üzere kardeşçe yaşayacağız. Pekala bunu nasıl sağlayacağız? Yaşanabilir bir Türkiye yaratabilmenin en kıymetli kaidesi şudur, kimseyi kendimize benzetmeye çalışmayacağız. Birilerinin de bizleri kendisine benzetmek istemesine karşı duracağız. Farklı olacağız lakin birlikte olacağız. Tıpkı bir orkestranın tıpkı ezgide birleşen enstrümanları üzere olacağız. Nedir o ezgi? O ezgi demokratik, laik, toplumsal bir hukuk devletine bağlılıktır, o ezgi, kuvvetler ayrılığının gerekliliğine inanmaktır, o ezgi fikir ve tabir özgürlüğünü, din ve vicdan özgürlüğünü, medya özgürlüğünü, insan haklarını fakat, fakat, ancak, lakin ile başlayan bir cümle kurmaksızın kayıtsız koşulsuz savunmaktır. O ezgi, yatağa tek bir çocuğun dahi aç girmeyeceği bir Türkiye için çalışmaktır”
‘Mavi Vatan’dan kelam ediyorsak Ecevit ve Erbakan’ın yardımıyla’
Farklılıklarla bir ortaya gelip Türkiye’nin birfazlaca meselesini çözebilmiş olmanın bir öbür meselain de 26 Ocak 1974’te kurulan Birinci Ecevit Hükümeti yani Cumhuriyet Halk Partisi-Milli Selamet Partisi Koalisyonu olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “11 aylık kısa ömrüne karşın bu koalisyon hükümeti, Türkiye ve bölgenin geleceği açısından tarihi adımlar atmayı başarmıştır. Bu muvaffakiyetlerin elbet en mühimleri 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekatı ve devamıdır. Bu harekat Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin temellerini atmıştır ve bugün Mavi Vatan’dan kelam ediyorsak bu, Ecevit ve Erbakan’ın yardımıyladir. Bu koalisyonun Kıbrıs Barış Harekatı ile haşhaş ekiminin özgür bırakılması da dahil tarihi nitelikteki bir fazlaca icraatı kadar kıymetli bir diğer niteliği daha var” dedi.
‘Tüm kırgınlıkları ve acıları gidermeliyiz’
Cumhuriyet Halk Partisi-Milli Selamet Partisi protokolünde yer alan unsurları anımsatan Kılıçdaroğlu, şu biçimde konuştu:
“Belki de bu koalisyonun hangi hislerle kurulduğunun en somut sözü 3. hususunda yer almaktadır. ‘CHP-MSP koalisyon hükümeti, kırgınlık ve acıları gidererek bütün geçmişin bir yana bırakılmasını, karşılıklı bağışlama ve müsamahaya dayanan bir kardeşlik ortamının kurulmasını birinci misyon sayar.’ Bugün de muhtaçlığımız olan budur, tüm kırgınlıkları ve acıları gidermeliyiz. Bütün bir geçmişi bir yana bırakarak helalleşmeliyiz. Biz dostlarımızla bir arada yaşanabilir bir Türkiye’yi kuracağımıza inanıyoruz lakin bugün dostlarımızın içinde saymadıklarımızı da düşmanlarımız olarak görmüyoruz”
Türkiye’nin ortasında bulunduğu temel meselelerin tahlilinin, ekonomik buhrandan çıkabilmenin tek yolunun daha fazla demokrasi olduğunu lisana getiren Kılıçdaroğlu, “Tıpkı bu salonda olduğu üzere farklılıklarımızın birer zenginlik olduğu şuuruyla istişare ederek, aklımızı kullanarak, hakkın galip gelmesini, batılın zail olmasını sağlayabiliriz” tabirlerini kullandı.
Uzman Ünal: Erbakan milletin evladı
AKP Genel Lider Yardımcısı Yetenekli Ünal ise Erbakan’ı bilim insanı, devlet adamı ve ilham olmuş bir ufuk insanı olarak nitelendirdi.
Erbakan’ın biyografisinden en hayli etkilendiği insanlardan birisi olduğunu lisana getiren Ünal, “Öğrenciliğine baktığınızda, üniversite ömrüne baktığınızda, akademik hayatına baktığınızda disipliniyle kendi inşa ettiği pahaları ve karakteriyle ilham veren bir insan olmuştur” tabirlerini kullandı.
Ünal, Erbakan’ın yalnızca bir siyasi görüşün değil “milletin evladı” olarak anılan, yad edilen ve minnet, rahmetle anılan bir insan olduğunu söylemiş oldu.
Necmettin Erbakan’ın siyasetin üzerinde bir kıymet olduğunu belirten Ünal, “Onun heyecanını, onun uğraşını, onun verdiği arbedeyi bu milletin ruhunun bir kesimi olarak görüyor ve karşısında hürmet ile eğiliyorum” dedi.
Sancar: Unsurlu duruşuyla siyasette kıymetli izler bıraktı
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Lideri Mithat Sancar, Erbakan’ın siyasi geleneğine ve çizgisine bağlılığıyla, Türkiye’nin temel sıkıntılarına demokrasi ortasında tahlil aramak için çabaladığını söylemiş oldu.
Sancar, Erbakan’ın demokrasi dışı teşebbüsler karşısında sergilediği prensipli duruşuyla siyasette kıymetli izler ve pahalı bir miras bıraktığını belirtti.
Demokrat Parti Genel Lideri Gültekin Uysal da “Bu büyük mecranın içerisinden gelerek bugün Necmettin Erbakan Hocamızın bilhassa sosyoloji çevre-merkez münasebeti diyebileceğimiz bir bağın içerisinde etrafın taleplerini, merkezin içerisinden çıkarak yeterli yetişmiş kentli bir muhafazakarlık anlayışı içerisinde açtığı bu çığırı, Türk milleti ismine, Türk tefekkür hayatı ismine ben de önemsiyorum” dedi.
Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet Davutoğlu ise “Muhterem Başbakanımız, hocamız, iki dünya savaşı içinde doğdu. Yani dinlerin ve inançların artık bittiği ve ideolojilerin yükseldiğine inanıldığı, dinlerin sonu tezinin hakim olduğu bir dünyaya doğdu. Bütün dünyada sosyalizm, faşizm ve ideolojiler yükseliyordu ve dinlerin gorece bir düşüşü yaşanıyordu. Ülkemizde de bunun yansımaları vardı. Bilgi sistemleri ile inanç sistemlerinin uzlaşamayacağı bir kanaatin ortasında, bütün eğitim ömründe bir ilim adamı olarak kendisinden ilham aldığım bir yaklaşımla altını çizerek söylüyorum, bilgi ile inancın, fikir ile imanın çatışmayacağını göstermek üzere yola çıktı. Bunu hakkıyla gösterdi” tabirlerini kullandı.
Babacan: Erbakan’ın siyasi nezaketine muhtaçlık var
DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan ise Erbakan’ın siyasi ömründen örnekler vererek, şunları söylemiş oldu:
“Bugün merhum Necmettin Erbakan’ın siyasi nezaketine, öbür partilerle diyalog tabanından kopmayışına, hürmet sonlarını ihlal etmeyen siyasi çaba üslubuna her zamankinden daha fazla muhtaçlık vardır. Ülkemize sıkıntılarının tahlilini yalnızca legal demokratik siyaset yerinde aramaya gereksinim vardır. Güçler ayrımını ve hukukun üstünlüğünü emsalsiz bir biçimde yaşatmaya gereksinim vardır. Hem şiddete karşı tıpkı vakitte hak ihlallerine karşı odunsuz net bir duruşa gereksinim vardır”
Erdoğan: Türk siyasi tarihine damga vurdu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da anma programı için Temel Karamollaoğlu’na yazılı ileti gönderdi.
Davet için teşekkür eden Erdoğan, “Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızı bir kere daha rahmetle, hasretle yâd ediyorum. ‘Yaşanabilir Türkiye’ teması altında düzenlenecek aktifliklerin merhum Hocamızın fikriyatını, kişiliğini, dava aşkını, ümmet şuurunu, ülkeye ve millete hizmet sevdasını manaya bakımından hayırlara vesile olasını diliyorum” dedi.
“Hocamız, gerek Ulusal Görüş hareketinin kurucusu, gerekse 54’üncü Hükümetin Başbakanı olarak Türk siyasi tarihine damgasını vurmuştur” diyen Erdoğan, şöyleki devam etti:
“Hocamız, maruz kaldığı onca hukuksuzluğa karşın, uğraşını demokratik yerde yürüterek, ülkemizde sivil siyasetin güçlenmesine katkı sağlamıştır. Kuruluşuna liderlik ettiği D-8 teşebbüsü ile hem mevcut global sistemdeki çarpıklıkları gözler önüne sermiş birebir vakitte İslâm’ın adalete, hakkaniyete, barışa ve işbirliğine dayalı dünya tasavvurunu tüm insanlığın gündemine taşımıştır.
18 yıldır sürdürdüğümüz hizmet seyahatimizde, bilhassa savunma sanayii alanında hayata geçirdiğimiz tarihi projelerde, Hocamızın çabalarından ebediyen ilham aldık. 86 yıllık mahzunluğun akabinde Ayasofya’yı bir daha ibadete açarak, Sultan Fatih’in vasiyeti yerine getirme yanında Erbakan Hocamızın en büyük hayalini de gerçeğe dönüştürdük.
Türkiye’yi, Merhum Hocamızın da uğruna ömrünü adadığı gayeleriyle buluşturana dek durmayacak, inşallah 94 ruhu ve 2053 vizyonuyla çalışmaya devam edeceğiz. Bu kanılarla Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamıza Allah’tan rahmet diliyor, programa iştirak eden tüm kardeşlerime en kalbi selam ve muhabbetlerimi sunuyorum”
Programda, TBMM Lideri Mustafa Şentop‘un gönderdiği telgraf da okundu, DÜZGÜN Parti Genel Lider Yardımcısı Nuri Okutan, BBP Genel Lider Yardımcısı Tevfik Eren, İran İslam Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçisi Mohammed Farazmand ve Pakistan İslam Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçisi Muhammed Sirus Seccad Gazi birer konuşma yaptı.