Vitra
New member
6’lı masadan Seyahat sonucuna yansılar Seyahat Parkı davasında iş insanı Osman Kavala hakkında ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezası, Mücella Yapan, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi hakkında ise 18’er yıl mahpus cezası ve tutuklama sonucu verildi.
sonucun akabinde, 6’lı masadan reaksiyon gelmeye devam ediyor. CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, sonucun çabucak akabinde toplumsal medya hesabı Twitter mevzuyla ilgili paylaşım yaptı. Kılıçdaroğlu, “#Gezi direnişi; dayanışmaya, barışa, kardeşliğe ve demokrasiye adanmış bir millet hareketiydi. Ülkemize karabasan üzere çöken bu zorba ve hukuk tanımaz iktidar, maalesef hukuku ayaklar altına almaya devam ediyor… Az kaldı; bu zulme son vereceğiz ve adaleti bir daha tesis edeceğiz!” sözlerini kullandı.
Davutoğlu ve Babacan ‘Gezi’ ismini anmadı
Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet Davutoğlu, Seyahat davasında verilen kararlara ait açıklama yaptı. Paylaşımında Seyahat ismini anmayan Davutoğlu, toplumsal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Uzun tutukluluk mühletleri ile adaleti örselerseniz, çelişkili kararlarla hukuku hiçe sayarsanız verdiğiniz karara hürmet kalmaz! Yargı siyasi güce değil, siyasi güç adalete dayanmak zorunda. Yargının içerde ve dışarda prestijini tesis etmek demokratik siyasetin en temel önceliğidir” tabirlerini kullandı.
Babacan: Ülkemizi öfkeye ve kine teslim etmeyeceğiz
DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Osman Kavala’ya ve öbür sanıklara yapılan büyük haksızlık hepimizin vicdanını yaralamıştır” dedi. Alınan sonucun hukuksal hiç bir açıklaması olmadığını belirten Babacan, “Ülkemizi öfkeye ve kine teslim etmeyeceğiz. Demokratik hukuk devletinde özgürce yaşayacağız” dedi.
Gültekin Uysal: İktidar kaygı kol gezinsin istiyor
Demokrat Parti Genel Lideri Gültekin Uysal karar için, “Dün #Gezi davası ile alakalı karar da gösterdi ki iktidar, endişe kol gezinsin, muhalefet için Türkiye tekinsiz bir yer olsun istiyor” dedi. Gültekin’in bildirisi şu biçimde:
“Dün #Gezi davası ile alakalı karar da gösterdi ki iktidar, dehşet kol gezinsin, muhalefet için Türkiye tekinsiz bir yer olsun istiyor. “Seçimler yaklaştıkça iktidar her türlü sistemi deneyecektir” derken bunu da kastediyordum. İktidar, verdiği kanun teklifleri ile siyasal muhalefeti, mahkemeler aracılığıyla aldığı politik kararlarla toplumsal muhalefeti susturma kaygısında. Adaleti ve demokrasiyi işler hale getirmek yerine endişeyi yerleştirmek kaygısında. “Bırakalım, maruz kalan düşünsün” anlayışı ile bu cendereden kurtulma imkanımız yok! O niçinle “herkes için Adalet” diyoruz, “herkes için demokrasi” diyoruz”
Yeneroğlu: Hukuksuz
DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Siyasetleri Lideri Mustafa Yeneroğlu da iş insanı Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezası verilen davada açıklanan kararın adap ve temel tarafından hukuksuz olduğunu belirtti.
Yeneroğlu, “Gezi aksiyonları sırasında gerçekleştirilen toplantı ve şov yürüyüşlerinin kimileri barışçıl olmanın ötesine geçerek kamu tertibini tehdit eden şiddet hareketlerine dönüşmüştür. Hata teşkil eden aksiyonların yargılaması geçmişte yapılmış, karar alanlar olmuştur. Lakin bunların ötesinde hata teşkil eden hareketlerle alakası olmayan bireylerin tıpkı biçimde kıymetlendirilmesi ve hareketlerin bağlamından ve hedefinden koparılarak hükûmete karşı bir kalkışma olarak nitelendirilmesi kabul edilebilir değildir. Hakikaten Seyahat Parkı olaylarının toplantı ve şov yürüyüşü hakkının kullanılması manasına gelen barışçıl hareketler olduğu Anayasa Mahkemesi sonucuyla da ortaya koyulmuştur” tabirlerini kullandı.
Yeneroğlu’nun açıklaması şu biçimde:
‘Karar, demokratik pahaları tahrip etmektedir’
“Gezi Davası olarak bilinen davada, Osman Kavala hakkında hukuksuzluk sarmalına son bir utanç daha eklenmiş ve Kavala daha evvel beraat ettiği kabahat kapsamında bu kere ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezasıyla cezalandırılmıştır. Temelsiz ve trajikomik tezler kararında verilen kelam konusu karar, tüzel öngörülebilirliği ve türel güvenilirliği ortadan kaldırmakta, Anayasa’nın temel haklara ait teminatlarını anlamsızlaştırmakta ve demokratik pahaları tahrip etmektedir.
‘Kavala’yı suçlayabilmek için akıl almaz tezler ileri sürüldü’
Osman Kavala’nın Seyahat olayları sırasında güç ya da şiddet kullandığı, şiddet içerikli fiilleri teşvik ettiği ya da bu fiillere müsaade verdiği yahut bu cinsten kabahat oluşturan hareketlere takviye sağladığına ait rastgele bir kanıt bulunmadığı AİHM tarafınca tabir edilmişti. Dahası, AİHM, Kavala’nın suçlandığı konuların temel hakların kullanmasına ait olduğunu açık bir halde belirterek ihlal sonucu vermiştir. AİHM’in tutuklama önleminin hukuka karşıt olduğu ve siyasi gayeyle yapıldığı tespitlerine ve buna ait olarak Avrupa Kurulu Bakanlar Komitesi’nin ihlal prosedürü başlatmasına karşın hukuksuz uygulamalar, sistematik bir biçimde ısrarla sürdürülmüştür. Üstelik cebir ve şiddet aksiyonları ile hiç bir biçimde ilgisi kurulamayan Kavala’yı suçlayabilmek için akıl almaz yeni savlar ileri sürülmüştür.”
‘Gezi aksiyonları hükûmete karşı bir kalkışma olarak nitelendirilemez’
Seyahat aksiyonları sırasında gerçekleştirilen toplantı ve şov yürüyüşlerinin kimileri barışçıl olmanın ötesine geçerek kamu sistemini tehdit eden şiddet hareketlerine dönüşmüştür. Kabahat teşkil eden aksiyonların yargılaması geçmişte yapılmış, karar alanlar olmuştur. Lakin bunların ötesinde kabahat teşkil eden hareketlerle alakası olmayan şahısların birebir biçimde kıymetlendirilmesi ve hareketlerin bağlamından ve maksadından koparılarak hükûmete karşı bir kalkışma olarak nitelendirilmesi kabul edilebilir değildir. Gerçekten Seyahat Parkı olaylarının toplantı ve şov yürüyüşü hakkının kullanılması manasına gelen barışçıl aksiyonlar olduğu Anayasa Mahkemesi sonucuyla da ortaya koyulmuştur. ötürüsıyla, barışçıl aksiyonların düzenlenmesinin, organize edilmesinin ya da yayılmak istenmesinin cürüm kanıtı olarak kıymetlendirilmesi demokratik toplum nizamının gereklerine terstir.
‘Hukuki kriterler yerine komplo teorileri üzerinden ceza verildi’
Kavala’nın AİHM sonucuna karşın tıpkı ispatlarla farklı davalar açılarak cezaevinde tutulması niçiniyle Türkiye’ye Avrupa Kurulu tarafınca yaptırım uygulanması süreci devam ederken, Kavala’ya türel kriterler yerine komplo teorileri üzerinden ağır bir cezanın verilmesinin hukuksal hiç bir desteği bulunmamaktadır.
‘Kavala’nın mahkumiyetini fakat ‘güdümlü bir yargı’ ile izah ediyoruz’
Gelinen noktada, kin ve intikam alma güdüsüyle en temel ceza hukuku kurallarına bile terslik teşkil eden yargılamalar kararında haksız mahkûmiyet kararlarının verilmesi, iktidarın yargı üstündeki tahakkümünün kararıdur. DEVA Partisi olarak, Osman Kavala’nın ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezasına mahkûm edilmesini fakat güdümlü bir yargı ile izah edebilmekteyiz. Fakat unutulmamalıdır ki, hukukun temel prensiplerinin yok sayılması ve temel hak ve hürriyetlere bu biçimdesine keyfi bir biçimde müdahale edilmesi bununla birlikte toplumun tamamı için de önemli bir tehdittir.”
Saadet Partisi Sözcüsü Aydın: Herkes için adalet
Saadet Partisi Sözcüsü Birol Aydın da Seyahat parkının ismini anmadan yaptığı paylaşımda, “Tüm kişi ve davalar için söylüyoruz: Evvel adalet, herkes için adalet, her daim adalet” sözlerini kullandı.
Bahadır Fazilet: AKP, intikam almaya çalışıyor
Seyahat davasında verilen karara reaksiyon gösterenler içinde YETERLİ Parti Hukuk ve Adalet Siyasetleri Lideri Bahadır Fazilet de yer aldı. Fazilet, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “AKP, Gezi’den öylesine korkuttu ki bu kararla adeta intikam almaya çalışıyor!” dedi. Yeneroğlu’nun paylaşımı şöyleki:
sonucun akabinde, 6’lı masadan reaksiyon gelmeye devam ediyor. CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, sonucun çabucak akabinde toplumsal medya hesabı Twitter mevzuyla ilgili paylaşım yaptı. Kılıçdaroğlu, “#Gezi direnişi; dayanışmaya, barışa, kardeşliğe ve demokrasiye adanmış bir millet hareketiydi. Ülkemize karabasan üzere çöken bu zorba ve hukuk tanımaz iktidar, maalesef hukuku ayaklar altına almaya devam ediyor… Az kaldı; bu zulme son vereceğiz ve adaleti bir daha tesis edeceğiz!” sözlerini kullandı.
Davutoğlu ve Babacan ‘Gezi’ ismini anmadı
Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet Davutoğlu, Seyahat davasında verilen kararlara ait açıklama yaptı. Paylaşımında Seyahat ismini anmayan Davutoğlu, toplumsal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Uzun tutukluluk mühletleri ile adaleti örselerseniz, çelişkili kararlarla hukuku hiçe sayarsanız verdiğiniz karara hürmet kalmaz! Yargı siyasi güce değil, siyasi güç adalete dayanmak zorunda. Yargının içerde ve dışarda prestijini tesis etmek demokratik siyasetin en temel önceliğidir” tabirlerini kullandı.
Babacan: Ülkemizi öfkeye ve kine teslim etmeyeceğiz
DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Osman Kavala’ya ve öbür sanıklara yapılan büyük haksızlık hepimizin vicdanını yaralamıştır” dedi. Alınan sonucun hukuksal hiç bir açıklaması olmadığını belirten Babacan, “Ülkemizi öfkeye ve kine teslim etmeyeceğiz. Demokratik hukuk devletinde özgürce yaşayacağız” dedi.
Gültekin Uysal: İktidar kaygı kol gezinsin istiyor
Demokrat Parti Genel Lideri Gültekin Uysal karar için, “Dün #Gezi davası ile alakalı karar da gösterdi ki iktidar, endişe kol gezinsin, muhalefet için Türkiye tekinsiz bir yer olsun istiyor” dedi. Gültekin’in bildirisi şu biçimde:
“Dün #Gezi davası ile alakalı karar da gösterdi ki iktidar, dehşet kol gezinsin, muhalefet için Türkiye tekinsiz bir yer olsun istiyor. “Seçimler yaklaştıkça iktidar her türlü sistemi deneyecektir” derken bunu da kastediyordum. İktidar, verdiği kanun teklifleri ile siyasal muhalefeti, mahkemeler aracılığıyla aldığı politik kararlarla toplumsal muhalefeti susturma kaygısında. Adaleti ve demokrasiyi işler hale getirmek yerine endişeyi yerleştirmek kaygısında. “Bırakalım, maruz kalan düşünsün” anlayışı ile bu cendereden kurtulma imkanımız yok! O niçinle “herkes için Adalet” diyoruz, “herkes için demokrasi” diyoruz”
Yeneroğlu: Hukuksuz
DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Siyasetleri Lideri Mustafa Yeneroğlu da iş insanı Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezası verilen davada açıklanan kararın adap ve temel tarafından hukuksuz olduğunu belirtti.
Yeneroğlu, “Gezi aksiyonları sırasında gerçekleştirilen toplantı ve şov yürüyüşlerinin kimileri barışçıl olmanın ötesine geçerek kamu tertibini tehdit eden şiddet hareketlerine dönüşmüştür. Hata teşkil eden aksiyonların yargılaması geçmişte yapılmış, karar alanlar olmuştur. Lakin bunların ötesinde hata teşkil eden hareketlerle alakası olmayan bireylerin tıpkı biçimde kıymetlendirilmesi ve hareketlerin bağlamından ve hedefinden koparılarak hükûmete karşı bir kalkışma olarak nitelendirilmesi kabul edilebilir değildir. Hakikaten Seyahat Parkı olaylarının toplantı ve şov yürüyüşü hakkının kullanılması manasına gelen barışçıl hareketler olduğu Anayasa Mahkemesi sonucuyla da ortaya koyulmuştur” tabirlerini kullandı.
Yeneroğlu’nun açıklaması şu biçimde:
‘Karar, demokratik pahaları tahrip etmektedir’
“Gezi Davası olarak bilinen davada, Osman Kavala hakkında hukuksuzluk sarmalına son bir utanç daha eklenmiş ve Kavala daha evvel beraat ettiği kabahat kapsamında bu kere ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezasıyla cezalandırılmıştır. Temelsiz ve trajikomik tezler kararında verilen kelam konusu karar, tüzel öngörülebilirliği ve türel güvenilirliği ortadan kaldırmakta, Anayasa’nın temel haklara ait teminatlarını anlamsızlaştırmakta ve demokratik pahaları tahrip etmektedir.
‘Kavala’yı suçlayabilmek için akıl almaz tezler ileri sürüldü’
Osman Kavala’nın Seyahat olayları sırasında güç ya da şiddet kullandığı, şiddet içerikli fiilleri teşvik ettiği ya da bu fiillere müsaade verdiği yahut bu cinsten kabahat oluşturan hareketlere takviye sağladığına ait rastgele bir kanıt bulunmadığı AİHM tarafınca tabir edilmişti. Dahası, AİHM, Kavala’nın suçlandığı konuların temel hakların kullanmasına ait olduğunu açık bir halde belirterek ihlal sonucu vermiştir. AİHM’in tutuklama önleminin hukuka karşıt olduğu ve siyasi gayeyle yapıldığı tespitlerine ve buna ait olarak Avrupa Kurulu Bakanlar Komitesi’nin ihlal prosedürü başlatmasına karşın hukuksuz uygulamalar, sistematik bir biçimde ısrarla sürdürülmüştür. Üstelik cebir ve şiddet aksiyonları ile hiç bir biçimde ilgisi kurulamayan Kavala’yı suçlayabilmek için akıl almaz yeni savlar ileri sürülmüştür.”
‘Gezi aksiyonları hükûmete karşı bir kalkışma olarak nitelendirilemez’
Seyahat aksiyonları sırasında gerçekleştirilen toplantı ve şov yürüyüşlerinin kimileri barışçıl olmanın ötesine geçerek kamu sistemini tehdit eden şiddet hareketlerine dönüşmüştür. Kabahat teşkil eden aksiyonların yargılaması geçmişte yapılmış, karar alanlar olmuştur. Lakin bunların ötesinde kabahat teşkil eden hareketlerle alakası olmayan şahısların birebir biçimde kıymetlendirilmesi ve hareketlerin bağlamından ve maksadından koparılarak hükûmete karşı bir kalkışma olarak nitelendirilmesi kabul edilebilir değildir. Gerçekten Seyahat Parkı olaylarının toplantı ve şov yürüyüşü hakkının kullanılması manasına gelen barışçıl aksiyonlar olduğu Anayasa Mahkemesi sonucuyla da ortaya koyulmuştur. ötürüsıyla, barışçıl aksiyonların düzenlenmesinin, organize edilmesinin ya da yayılmak istenmesinin cürüm kanıtı olarak kıymetlendirilmesi demokratik toplum nizamının gereklerine terstir.
‘Hukuki kriterler yerine komplo teorileri üzerinden ceza verildi’
Kavala’nın AİHM sonucuna karşın tıpkı ispatlarla farklı davalar açılarak cezaevinde tutulması niçiniyle Türkiye’ye Avrupa Kurulu tarafınca yaptırım uygulanması süreci devam ederken, Kavala’ya türel kriterler yerine komplo teorileri üzerinden ağır bir cezanın verilmesinin hukuksal hiç bir desteği bulunmamaktadır.
‘Kavala’nın mahkumiyetini fakat ‘güdümlü bir yargı’ ile izah ediyoruz’
Gelinen noktada, kin ve intikam alma güdüsüyle en temel ceza hukuku kurallarına bile terslik teşkil eden yargılamalar kararında haksız mahkûmiyet kararlarının verilmesi, iktidarın yargı üstündeki tahakkümünün kararıdur. DEVA Partisi olarak, Osman Kavala’nın ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezasına mahkûm edilmesini fakat güdümlü bir yargı ile izah edebilmekteyiz. Fakat unutulmamalıdır ki, hukukun temel prensiplerinin yok sayılması ve temel hak ve hürriyetlere bu biçimdesine keyfi bir biçimde müdahale edilmesi bununla birlikte toplumun tamamı için de önemli bir tehdittir.”
Saadet Partisi Sözcüsü Aydın: Herkes için adalet
Saadet Partisi Sözcüsü Birol Aydın da Seyahat parkının ismini anmadan yaptığı paylaşımda, “Tüm kişi ve davalar için söylüyoruz: Evvel adalet, herkes için adalet, her daim adalet” sözlerini kullandı.
Bahadır Fazilet: AKP, intikam almaya çalışıyor
Seyahat davasında verilen karara reaksiyon gösterenler içinde YETERLİ Parti Hukuk ve Adalet Siyasetleri Lideri Bahadır Fazilet de yer aldı. Fazilet, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “AKP, Gezi’den öylesine korkuttu ki bu kararla adeta intikam almaya çalışıyor!” dedi. Yeneroğlu’nun paylaşımı şöyleki: